Gündem

YAN-CILIK

Serhat NİGİZ

YAN-CILIK

Günümüz ortodoks/proletaryalist devrimcileri/marksistleri proletarya diktatörlüğü fantezileri kurarak aslında iman ve inanç tazelemekten de öteye geçemiyorlar. Çünkü proletaryanizm bir din gibi algılanıyor ve temsiliyetizm de vücut buluyor.

Bu mantık proletercilikte değil, proletaryan YAN-CILIK, yani proletaryayı proletaryaya rağmen yöneten temsiliyetist memur kastçılığı. Başka bir deyişle, proletaryan efendicilik! Yani milletçilik ile milliyetçilik arasındaki fark gibi. Keza temsilde adalet olmaz. Temsil eden temsil edilenden daha üstün olarak kabul edilir. Temsil eden temsil edilenin haklarını her zaman gasp eder. Ha bu burjuvazi adına özel mülkiyetçilik yoluyla yapılsın, ha proletarya adına kamu mülkiyetçiliği adına yapılsın, sonuç asla değişmez. Temsiliyetizm her yerde kast üretir.

Devlet öyle sanıldığı gibi burjuvazinin oyuncağı falan değildir. Asıl diğer sınıflar gibi burjuvazi de devletin oyuncağıdır. Ne zaman tarihte temsiliyetizm oluştu; o zaman sırasıyla din ve devlet oluştu. O zamandan beri sınıflı toplumlarda yaşıyoruz.

Proletarya diktatörlüğü teorisinden (proletaryan temsiliyetizmden) adalet beklemek bir erkeğin çocuk doğurmasını beklemek kadar saçmadır! Emekçi sınıflar geçiş süreci olarak sosyalizmde yöneticileri denetlemeyi öğrenecek ki; komünizmde kendi kendisini yönetmeyi öğrenebilsin! O zaman temsiliyetizm ortadan kalkacak ki; sınıflar ortadan kalkabilsin! Temsiliyetist bir yapı olan proletarya diktatörlüğü teorisi ile geçiş süreci olarak sosyalizm dönemi açıklanamaz. Açıklanamadığı geçmiş deneyimler ışığında da acı bir şekilde kanıtlanmıştır.

Temsiliyetizmin yolu ne sosyalizmin ne de komünizmin yoludur; aksine temsiliyetizmin yolu sınıflı toplumların yoludur. Zaten temsiliyetizm olmasa sınıflı toplumlarda var olamaz. Sınıfsız ve sömürüsüz toplumun yolu denetimizmin yolundan geçer!

Serhat NİGİZ

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu