Gündem

GERÇEKTEN APTALSINIZ! – 3

Hasan H. Yıldırım

GERÇEKTEN APTALSINIZ! – 3
Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi, bir misyonun icraatçıları. Öre öre hükümete geldiler. Sonra devleti ele geçirdiler, iktidar oldular. Şu an devletin tüm kurumları üstünde tek adam sistemi olarak hâkim durumdalar. Kendi ekibiyle devleti soyup soğana çevirdiler. İçini boşaltmadığı devlet kurumu ve malına çökmediği kimse kalmadı. Kendi sistemini kurdular. Şu an dünyanın milyarderleri arasında yerini almış durumdalar. Hepsi saçından tırnağına kadar suça batmışlar.
İktidarı kaybetmeleri durumun da başlarına geleceklerini görmüyorlar mıydı?
Herkesten fazla onlar görüyorlardı. Bir de adam diktatör ilan edildi. Şimdi bu diktatör adam iktidarı niye versin? Versin ki ekibiyle kendini yüce divan veya uluslararası bir mahkeme karşısından mı bulsun? “Erdoğan istemese de gidecek” diyen siyasetçiler, aydınlar, gazeteciler, akademisyenler, koca koca prof’lar siz hangi dünyada yaşıyordunuz? Erdoğan gitmedi. Sizin öngörülerinizin altı bu kadar mı boştu? Boş olduğu zaten seçim sonucuyla ortaya çıktı.
14 Mayıs 2023 seçimlerin kazananı ve kaybedenleri oldu. “Cumhur İttifakı” kazanan, “Millet İttifakı” ve YSP yönetimi kaybeden oldu. Böyle olacağı başından belliydi zaten. Devleti ele geçiren, bürokrasi, ordu, polis, MİT, basın, yargı, cami ve ekonomi üzerinde hakimiyet kuran, Sadat ve binlere Cihatçıyı denetleyen İhvan-ı Müslümcüler iktidarı seçimle devreder miydi? Bu gerçeği görmeyen, halka masal anlatan, “birleşe birleşe geliyoruz” deyip halkın duygularıyla oynayan bir muhalefet mi İhvan-ı Müslüm iktidarını devirecekti? Hangi güçle?
Ortada paylaşılacak bir mevzi var. İstiyorum demekle bu iş olmuyor. O mevzii ele geçirmek için güç lazım. Devletin tüm kurumlarını ele geçirmiş Erdoğan iktidarını muhalefet hangi güçle indirecekti? Mevcut durumda Erdoğan iktidarını düşürecek bir güç yok dedik. Her halükârda iktidarı bırakmazlar. Ya oy çalarak, bu olmadı darbe yaparak iktidarı muhalefete kaptırmaz dedik. Olan da bu oldu. Millet ne diyordu? Olması gerekeni seslendiriyordu. İşte sakatlık buradaydı. Olmasını istediğiniz kuşkusuz yanlış değildi. Ama bunun olması için buna güç yeterliliği olması gerekiyordu. Elinizde bu güç olmayınca ben istiyorum olsun demekle olmuyor bu işler.
Ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu, Recep Tayyip Erdoğan’dan 6, küsür oranla ilerde olmasına karşın tersi bir tablo sunuldu. Muhalefet bunu görmedi mi? Bal gibi gördü ama korkudan seslerini çıkaramadıkları gibi CHP Sözcüsü Faik Öztrak kameralar karşısına geçip “14 Mayıs seçimleri Türk demokrasisinin zaferidir” dedi. Şimdi bu neyin nesi? Kuşkusuz korkunun ifadesi. Karşı çıksalardı başlarına 15 Temmuz 2016 felaketi gibi büyük bir felaket gelecekti. Bunu bildikleri için tırstılar, sindiler. Kemal Kılıçdaroğlu’un kazanmasına rağmen kendisine “kaybettin” denilmesine karşı çıksaydı ikinci plan devreye konulacaktı. Erdoğan seçim çalışması döneminde boşuna pilot elbisesi giymemişti. Muhalefet bunun ne anlama geldiğini kuşkusuz biliyordu. Olacakları bildiklerinde gelecek saldırıları göğüslemeyeceklerini anlayan muhalefet teslimiyeti kabul etti. Halkın iradesine böyle mi sahiplenir?
Biz 2018’den beri sürecin böyle gelişeceğini dilimizden tüy bitercesine izah etmeye çalıştık ama kimseye laf geçiremedik. Öngörüsüzlük dedik geçtik. O dönemde aynı durum yaşandı. Seçimi Erdoğan kaybetmişti. Muharrem İnce ve Meral Akşener hemen göz altına alındı. Erdoğan balkona çıktı. Zaferini ilan etti. Birkaç gün önce yazdığımız bir makalede 14 Mayıs seçimlerinde de aynı durum yaşanacak dedik. Oyların sayımı bitme aşamasında Kılıçdaroğlu’nun kazanması belirince bir yerlerden CHP’ye bir tehdit ulaştı. “Sakın sokağa çıkmayı düşünmeyin uslu uslu oturun, yoksa ne yapacağımızı biliyorsunuz” denildi. CHP merkezi de “anlaşılmıştır” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, söz konusu konuşmayı yaptı. Teslimiyeti “zafer” olarak sundu.
Erdoğan ve bileşenleri isteseydi ilk torda Erdoğan Cumhurbaşkanlığını kazandı diyebilirlerdi. Ama bunu yapmadılar. İsteseydiler bunu da yaparlardı.
Kılıçdaroğlu’nun aldığı 50 artı küsuru 44’te indiren, Erdoğan’ın aldığı 44 oranı nasıl 49,50’ye yükseltilerse buna 1.5 daha ekler zaferini ilan edebilirlerdi. Bunu yapma gereğini görmediler. “Arı deliğine çomağı sokmuşuz, fazla kıpırdatmayalım, onları fazla ürkütmeyelim. Kendilerine iki hafta daha bir umut aşılayalım. Son darbeyi ikinci torda vuralım. Tümden umutlarını kıralım.” Öyle de olacak. Yanı sıra birazda demokrasicilik oynayalım. Uluslararası güçlere bakın ne kadar demokratız mesajını verelim. Onlar inanır, inanmaz onların sorunu mantığını işlettiler.
Bunlar yaşanırken bilmem “ünlü emekli asker, tecrübeli gazeteci” bilmem ne kızılkurt falan, filan “şöyle dedi, yer yerinde oynadı. Erdoğan’ın kimyası bozuldu” (!) Seçim stardı verildiğinden beri bu tür masalları dinledik durduk. Kimi de bu kerkenezlere bakıp “Birleşe birleşe geliyoruz. En güzel cevabı sandıkta hep birlikte vereceğiz” deyip durdu. Ne oldu ne? Dağ fare doğurdu. Sandıkta halk Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçti ama muhalefet halkın iradesine sahip çıkmadı. Halkın iradesine sahip çıkamayan bir muhalefet neyi değiştirecekti? Gülünç bir durum.
Bir de en çok neye gülüyoruz biliyor musunuz? İktidarın yaptığı hukuksuzluğu muhalif çevrelerin “hukuk karşısında hesap vereceksiniz” demeleridir. Bunu diyenler hangi dünyadan yaşadıklarından haberi yok. Türkiye’de hukukun ırzına geçeli yıllar oldu. Ama muhalefet hala hukuka sığınıyor. Gülünç olan bir durumda bu.
Şimdi bu çapsızlar, halkın yüzüne nasıl bakacaklar merak ediyoruz. Bir ses mi işittik? Ne dediniz ne dediniz? “Ma onlarda yüz mü var ki utansınlar?” He valla yüzlerine işeseniz yağmur yağdığına sayarlar. Hey! Oralarda mısınız? Neye sebep olduğunuzu biliyor musunuz? Gerçekleri halktan gizlediniz. Pembe bir hayal kurdunuz. Bol bol masal anlatınız. Sözde umut dağıtıyordunuz ama bunun sonu trajedi olacağına hiç düşünmediniz. Bizim bildiğimiz her masal mutlu sonla biter. Fakat sizin masallarınız trajedi ile bitti. Halkın duygularıyla oynadınız. Reytik yapayım da gerisi bana ne modundaydınız. Sizi öngörüsüz, sizi çapsız, sizi utanmaz, sizi masalcı kerkenezler sizi.
Halkı, politikacısı, aydını, akademisyeni vs. aptal bir toplum. Kendine Türk’üm diyen Anadolu tolumundan bahsediyoruz. Üzüm üzüme baka baka biz Kürdlerde onlara baka baka aptallaşmışız. Seçimle Erdoğan’ın gideceğini hiç hak etmedikleri en aşağı “Cumhur İttifakı“ kadar ırkçı olan “Millet İttifakı“nın iktidar olacağını demokrasinin gelişeceğini onların deyimi ile “Kürt sorunu“un TBMM çatısı altında çözüleceğini söyleyip durdular. Aptal Anadolu toplumu ve ırkçı Kemalistlerden demokrasi beklediler ve Kürdistan halkına umut aşıladılar. Bu umudun trajediye dönüşeceğini akıllarına bile getirmediler.
Erdoğan ve ekibi, bu sistemi kurarken sadece içteki muhalifleriyle savaşmadı. Tüm dünyayı karşısına alarak bu sistemi kurdu. 80 senelik Kemalist ekibi tasfiye eden ve 70 senedir üyesi olduğu NATO ve Batı dünyasını karşına alan bir Erdoğan’ı seçimle iktidardan düşürecektiniz öyle mi? Peki düşürebildiniz mi? Ki oylamada muhalefetin adayı kazandı. Bu ne yazar? Devleti ele geçirmiş Erdoğan ve ekibi, muhalefete “valla siz kazandınız, buyurun iktidar sizin olsun” diyeceğini mi umdunuz? Evet, aynen öyle düşündünüz. En hafif tanımlama ile ya safsınız ya da aptalsınız. Yok yok aptalsınız. Irkçı-soykırımcı M. Kemal’i rehber almanızdan zaten bu anlaşılıyor. Rehberi M. Kemal olanın burnu pislikten çıkmaz. Toplumu da bununla zehirlediniz. Kendinize benzettiniz. Bu mantık sahibi bir toplumun adam olacağı yok.
Devam edecek…
Hasan H. Yıldırım

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu