Mafyalaşmış Monarşik Hanedan,
Kürdistan’ın Güneyi’nde Kürd halkı diğer parçalardaki Kürdlerinde her türlü maddi ve manevi desteğini alarak yüzyıllardır bedeli ağır bir mücadele verdi. Karşılığında bağımsız bir devlet ve özgür bir sistem arzuladı. Buna kavuşmadığı gibi sömürgecilerin taşeronu olan mafyalaşmış hanedan iktidarlarıyla karşı karşıya kaldı.
Sömürgecilerin ruhu bu kez onların şahsında Hewler’de sirayet etti. Ankara, Şam, Tahran ve Bağdat despotların ruhu Barzanilerin şahsında yaşam buldu. Monarşik bir aile yapısı ortaya çıktı. Bu mafyalaşmış monarşik hanedanlığın oynadığı rol: Kürdistan’ı ve Kürd milletini bölmek, milli birliği ve bağımsızlığı engelemek, egemen oldukları alanı sömürgecilerin arka bahçesi etmek ve Kürd millet servetini sömürgecilerle birlikte hortumlamaktır. Sömürgecinin değişiyle Barzaniler kendi valileridir. Oynadıkları rol Osmanlı dönemindeki aşiret beylerin rolüdür. Barzanilerin kapısında şelte seren kimi maaşlı, ihaleci ve beyinsiz buna “Kürd kazanımı“ diyor.
Bireysel çıkar karşılığı millet ve ülke satıcılığı dediğimiz budur. ,
Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan