Genel

YURT ÇIKARI, ÜLKE ÇIKARI İLE İKTİDAR OLMA ARASINDAKİ İLİŞKİSELLİK!

Umut İLERİ

Çoğunlukla ülke genelinde sol siyasetin  Liberallerle, Ulusalcılar arasındaki sıkıştığı konusunda defalarca yazdık.
Bu sıkışıklığın bir tarafında olan Liberallerle ilgili pek çok yazı paylaştık.
Bugün birazda sayfanın diğer yüzünde yer alan ve sıkışıklığın diğer tarafını temsil eden Ulusalcılarla ilgili bir şeyler yazalım dedik.
İlk olarak yazıya, Ulusalcı Siyasetin hangi temele dayandığı noktasından başlamakta yarar var.

Önce Marks Komünist Manifestoda ne söylemiş ona bakalım;

“Komünistler ayrıca, vatanı, milliyeti kaldırmayı istemekle suçlandı. İşçilerin vatanı yoktur. Sahip olmadıkları bir şeyi onlardan almak mümkün değildir. Proletarya öncelikle siyasal egemenliği ele geçirmek, kendisini ulus olarak kurmak zorunda olduğu sürece, hiçbir şekilde burjuva anlamıyla olmamakla birlikte, henüz kendisi de ulusaldır.”(Karl Marks- Friedric Engels-Komünist Manifesto)

Bu alıntıda bize göre  dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta  var.
Birincisi “İşçilerin vatanı yoktur. Sahip olmadıkları bir şeyi onlardan almak mümkün değildir.”
Yorumlarsak; İşçi Sınıfının VATANININ  olabilmesi için, öncelikle ona SAHİP olması gerekir.
İşçi Sınıfı’nın bir VATANA sahip olabilmesi içinde, o topraklar üzerinde İKTİDAR olması gerekir.

Diğer nokta ise;“Proletarya öncelikle siyasal egemenliği ele geçirmek, kendisini ULUS olarak kurmak zorunda olduğu sürece, hiçbir şekilde Burjuva anlamıyla olmamakla birlikte, henüz kendisi de ULUSALDIR.” Birinci noktayla beraber ele aldığımızda İşçi Sınıfının bir Vatanı olabilmesi için Siyasal Egemenliği ele geçirmesi, kendini Ulus konumuna Egemen konuma yükseltmesi gerekir.
Ama asıl önemli nokta; cümlede de belirtildiği gibi bu ULUS oluşun, kendini ULUS konumuna yükseltişin, BURJUVA ANLAMINDA olmadığıdır.

İşçi Sınıfının mücadelesi, üzerinde yaşadığı topraklarda başladığı için BİÇİM OLARAK ULUSAL ama bu mücadele bununla sınırlı kalmayıp Ulus sınırlarının da ötesinde tüm Dünya üzerinde devam ettiği için ve, İnsanlığın kurtuluşu ancak evrensel planda gerçekleşeceğinden İÇERİK olarak ta ENTERNASYONALİSTTİR!

Marks Gotha Programının Eleştirisinde bunu açık ifade eder.

” Besbelli ki, işçi sınıfı, savaşım verebilmek için, sınıf olarak kendi ülkesinde örgütlenmelidir ve her ülke, ayrı ayrı bu sınıf savaşımının doğrudan alanıdır. İşte işçi sınıfının savaşımı, bu anlamda ulusal nitelik taşır, içeriği bakımından değil, ama Komünist Manifesto’nun da dediği gibi, “biçimi bakımından” ulusal. “(Karl Marks- Gotha Programının Eleştirisi)

Biçim ve İçerik arasındaki diyalektik ilişkide belirleyici olanın ve tabi kılınması gerekilenin İÇERİK olduğunu Marksizmin abc sini az buçuk okuyan her Marksist bilir.
Hal böyleyken hala işçi sınıfının mücadelesinde ısrarla biçimi ön plana alarak, içeriği arka planlara atmak ve İşçi Sınıfının mücadelesini ULUSAL bir mücadele olarak görmek, Marksizmi anlamamaktır.

Tekrar en baştaki Komünist Manifesto’dan alıntıya dönersek, bugün Ulusalcı çevrelerce dile getirilen Ülke Çıkarı, Yurt Çıkarını irdelersek; diyalektiği kavrayamayan bu bayların parçalı aklının Yurt Çıkarları, Ülke Çıkarları diyerek, aslında Burjuvazinin Çıkarlarından söz ettiğini görürüz.
Ülke Çıkarı, Yurt Çıkarı İktidar ve Sınıf ilişkiselliğinden bağımsız değildir.

Nasıl ki üretim araçlarının mülkiyetine sahip olan Sınıf aynı zaman da toplumda egemen konuma ULUS konumuna geliyorsa ve zihinsel üretim araçlarını da elinde tutuyor bu yolla da toplumdaki zihinsel gelişimi de belirliyorsa, aynı şekilde Ülke Çıkarlarını da kendi Sınıfsal Çıkarları doğrultusunda belirler.
Kısaca, İktidarda hangi Sınıf varsa, o İktidarın üzerinde yükseldiği Yurdun da, Ülkenin de Çıkarları, İktidardaki Sınıfın Çıkarlarıdır.Komünistler, ancak İşçi Sınıfı İktidarı alıp kendini EGEMEN konuma, ULUS konumuna yükselttiğinde, ÜLKE ÇIKARLARINDAN, YURT ÇIKARLARINDAN bahsedebilir, onları savunabilir.
Ancak o zaman YURT SAVUNMASI, ÜLKE SAVUNMASI, Komünistler için meşruiyet kazanır.
Bunun dışındaki her koşulda Komünistlerin yapması gereken bu koşulları İktidar mücadelesine yönlendirmek ve İktidar mücadelesini temel almaktır.

Yurtseverliği bize miras bırakan İkinci Enternasyonal döneklerinin yaptığı gibi, ANA YURT SAVUNMASI adı altında İşçi Sınıfını Ülke Çıkarı, Yurt Çıkarı diyerek Burjuvazinin kuyruğuna takan SOSYAL YURTSEVERLERE Lenin, paylaşım savaşından Devrimci Vazife çıkararak, bu savaşı bir iç savaşa çevirerek, Siyasi İktidarı Burjuvazinin elinden alarak gerekli yanıtı vermiştir.

Ne yazık ki İkinci Enternasyonalin ülkemizdeki farklı versiyonları, popülizm adına oportünizme savrularak, gün geçtikçe artan marjinalliklerini önleme adına, yığınları peşlerinde sürükleme yerine, Ülke Çıkarı, Yurt Çıkarı adı altında yığınların peşine takılmayı tercih ederek, Burjuvazinin geçmişten bu yana, ezilenlerin bilinçlerini karartmak için kullandığı YURTSEVERLİK MASKESİNİ yüzlerine takarak, Anti-Emperyalist mücadelelerini bu temele oturtarak bir kez daha bizlere SOSYAL YURTSEVERLİĞİN ÇİRKİN YÜZÜNÜ göstermektedirler.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu