Genel

Hasan H. YILDIRIM – REALİST OLUN

Hasan H. YILDIRIM

REALİST OLUN
Hasan H. YILDIRIM
Gerçekleri olduğu gibi kabul edin, çıkarlarınıza cevap olmuyorsa onları politikanıza göre değiştirmeye koyulun. İdealist olun, davanıza sahip çıkın, doğruların peşine düşün, yanlışların militanı olmayın. Bu mantıkla gündemimizi işgal eden Kürdistan’ın Güneyinde olan biteni sorgulayın. Nerede hata yapıldı, kaynağı nedir sorup, soruşturun. “Kürd hata da yapsa suçlu değil,“ mantığını aşın. “Kol kırılır, yen içinde kalır,“ politikasını rehber almayın. Doğruya sahiplenin, savunun ama yanlışı eleştirin, suç varsa teşhir etmekten kaçınmayın. Bu tutum kazandırır. Tersi yapılırsa yanlış yaparız. Yanlışın, suçun ortağı oluruz. Bugün çoğu çevre bu konumdadır. Ondan sonra da kendi dışımızdan suçlu arayışına koyuluruz. Bu kurtuluş değil, bunu anlayın. Bu mantık gereği bu ara güneye ilişkin kısa birkaç belirleme de bulunacağım.
SUÇU NEREDE ARAYALIM
1-Genel de Kürdistan, özel de Kürdistan’ın güneyinde bir bütün olarak ortaklaşmış bir Kürd milli politikası var mıdır? Varsa nedir? Yoksa niye yok? Nereden kaynaklanıyor? Engelleyen kimler?
2-Kürd milli birliği niye oluşamıyor? Niye paramparça? Bu durum hangi politikadan kaynaklanıyor?
3-Ortaklaşılmış milli bir politikamız yoksa ve milli birlik oluşmamışsa, millet potansiyelimiz paramparça ise ve bu Kürd siyasal güçlerden kaynaklanıyorsa dış etkenler bir yana milletimizin başına gelen trajedilerin nedeni değil midir?
4-İneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırma sevdasından vazgeçelim. Artık gerçekliğimizi görelim. Sorun başkasından değil, sorunun kaynağı biziz. Bunu kabullenelim. Bunu kabullenirsek çözüm de buluruz.
Bakınız! Diğer parçalar bir yana bağımsızlığa en yakın olarak bildiğimiz Kürdistan’ın güneyinde yaşanan son trajedi nereden kaynaklandı?
Bunu sadece Irak, İran ve Türkiye, hele hele ABD’ye bağlamak ne kadar doğru?
Milli bir siyasetimiz, milli birliğimiz, milli ordumuz, milli istihbaratımız, devleti devlet yapan diğer kurumlarımız olsaydı bu felaket başımıza gelir miydi?
5-1992 yılından bu yana fiilen güneyi idare eden ve hatta aralarında “stratejik müttefiklik anlaşması“ olduğu kendileri tarafından iddia eden Irak-PDK ve YNK niye bugüne kadar çift başlılığı sürdürdü?
Niye peşmergeyi birleştirip milli ordu kurmadı?
Niye iki istihbarat sahibi olmayı sürdürdü?
Niye devleti devlet yapan diğer kurumları oluşturmadı?
Niye ortak milli bir politikada ortaklaşmadı da biri Türkiye, biri İran ile iş tuttu?
Bunun sonucu yaşanan son trajedi olunca başkasını eleştirme hakkımız var mı?
6-Irak-PDK ve YNK arasındaki “Stratejik Müttefiklik Anlaşması“ ne demek?
Bu anlaşma ile Kürd millet çıkarı için ne gerçekleştirdi?
Devleti devlet yapan hangi kurumu inşa etti?
Bunlar bir yana sanayi mi, tarım ve hayvancığı mı geliştirdi? Halkın hangi zaruri -barınma, sağlık, ısınma, su, elektrik, yol- sorununu mu çözdü?
Sahi çözdü mü?
Halka güven verdi mi?
7- Irak-PDK ve YNK arasında var olan “Stratejik Müttefiklik Anlaşması“nın bugüne kadar tek bir icraatı olmuştur. Kürd milli servetini ortaklaşa sömürgecilerimizle birlikte hortumlanmasını sağlamıştır. Bu her iki partinin başındakiler milyarder olurken, halkımız açlığa, sefalete sürüklenmiştir.
Buna itiraz eden var mı?
Edilmiyorsa halkımızın başına gelen son trajedinin kaynağını bu politikadan arayın. Başka da kimseyi suçlamayın.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu