Gündem

Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan – İTLER HAVLAMIŞ

Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan

 

İTLER HAVLAMIŞ
Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan
AKP İktidarı, Diyarbakır’ı Elazığ’a bağlayan yolla Şeyh Sait ismini vermek istemiş. Kuşkusuz onun amacı farklı. Bunu geçiyoruz. AKP İktidarının bu kararına kendine sağ-sol diyen ırkçı, faşist Kemalist çevreler hep bir ağızdan Türk usulü “nayir nolamaz“ çekti. Irkçı, faşist, sömürgeci, soykırımcı bir refleks. Kürd/Kürdistan gerçekliğine olan düşmanlığın sonucu. Alışık olduğumuz bir durum.
Kürdleri çağrıştıran bir kavram gördüklerinde uykuları kaçıyor, zıvanadan çıkıyorlar. Kuşkusuz sebepsiz değildir. Varlığımızı kendi yoklukları olarak görüyorlar. Bu nedenle coğrafyamıza, varlığımıza, ismimize, dil ve kültürümüze, hassasiyetlerimize, tabularımıza, önderlerimize, zeytin ağaçlarımıza hatta tavuklarımıza bile düşmandırlar. Türk egemenlik sistem sahipleri ve onların sağ-sol varyantlarının amentüsü Kürd/Kürdistan düşmanlığıdır.
İşgalciliğin ruh halidir. Düşmandır yapar dedik geçelim. Bu it sürülerinden merhamet bekleyecek halimiz yok. Türk egemenlik sistem sahipleri ve onların sağ-sol varyantlarından hak, hukuk ve adalet beklemek onların Kürdistan’daki varlığına meşruiyet kazandırmaktır.
Kendine Türk diyenlerin Kürd düşmanlığı yeni değildir. Kürdler ile Türklerin karşılaştığı günden beri bu durum değişmeden süre gelmektedir. Bu durum belli bir kesimle sınırlı değil. İki toplumun tüm katmanları arasında süren bir düşmanlıktır. Ezan-ezilen, Sağ-sol fark etmiyor. Hatta kendine sol, sosyalist, komünist diyen kesimlerin çoğunda bu düşmanlık daha derindir. Bu durum son olarak Şeyh Said özelinde daha da taban yaptı. Sol, sağı soluyarak öne çıktı.
Bunun başını TKP, TKH ve diğer irili-ufaklık tüm çevrelerde kendini gösterdi. Şöyle ki:
“Şeyh Sait, irtica ve karşı-devrimin sembolüdür. Bu ismin ülkenin sokaklarına ve meydanlarına verilmesi, apaçık Cumhuriyet, laiklik ve ilericilik düşmanlığıdır. Cumhuriyet’e ve laikliğe karşı gösterilen bu cürete boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyor, bu ülkenin ilerici, emekçi ve yurtsever güçlerini de mücadele etmeye çağırıyoruz! Laiklik, Şeyh Saitl’er’i sahiplenerek değil bu zihniyete karşı mücadeleyle kazanılacaktır! Şeyh Sait, irticadır! Laik Türkiye için sessiz kalma!“
TKP başta olmak üzere istisnalar hariç tüm Türk sol hareketleri, KUKM (Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi) karşısında sömürgeci Türk devletinin yanında yer almışlardır. Bunlar sosyal-şoven, sosyal-sömürgecidirler. Irkçı, faşist, soykırımcıdırlar. Şeyh Said’e, seyit Rıza’ya ve diğer Kürd önderlerine saldırmalarının nedeni de budur.
Bunların sol, sosyalizm, komünizmle uzaktan yakından bir alakaları yoktur. Sahipleri olan Türk egemenlik sistemin sahiplerinden yani bir Ümit Özdağ, Muharrem İnce’den, Fatih Altaylı’dan bir farkları yoktur. Hatta onlardan daha çok Kürd millet düşmanıdırlar.
Ölen değerlerimize bile küfreden, Her söylemlerinde Kürdlere hakaret eden bu soysuz devşirmelerin adam olacakları yok. Şeyh Said, Seyit Rıza, Ali Şer, İhsan Nuri vs. gibi Kürd değerlerine saldırmayı kendilerine iş yapıyorlar. Kürdlerin bu değerlerine sahiplenmesi kadar da doğal bir şey yoktur. Bunu yapıyorlarda.
Kürdlerin Şeyh Said, Seyit Rıza, Ali Şer, İhsan Nuri vs. gibi Kürd değerlerine sahip çıkması, ırkçı sol ve sağ Kemalistleri çok korkutuyor. Çünkü onlar işgalciye, zulümkar ve soykırımcı sömürgeciye karşı Kürd milli davasının vereni idiler. Irkçı-faşistlerin korkuları budur. Bu nedenle Türk egemenlik sistemine, ırkçi sağ ve sol Kemalistlere inat, kendi değerlerimiz daha çok sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü onlar bizim onurumuzdur. Değerlerimize “şerefsiz, haysiyetsiz“ demek kimliksiz soysuz göçebe-muhacirin haddi değildir. Tarih, kimin haysiyetsiz ve şerefsiz olduğunu kayıt altına almıştır.
Kendine Türküm diyen toplumun sağı sol, solu sağ olmuş. Aralarında ince bir çizgi bile kalmamış. Bir bilenin dediği gibi “Anadolu insanı ya ırkçı-Kemalist ya da ırkçı-cihatçı olmuş.“ Tesadüf değil, çünkü geçmişleri kirli. İttihat-Terakki’nin veletleri. İttihat-Terakki’den bugüne Kürdlere, Asur-Süryanilere, Rumlara, Pontuslara, Ermenilere, Çerkezlere, Lazlara yani kendinden olmayan herkese düşmandırlar. Bu toplumun aydını var mı diye sorulursa belki istisnalardan bahsedilebilir ama aydını olmayan kısır bir toplumdur.
Kürdler böylesi bir toplumla karşı karşıyadırlar. Bunların değişeceği yoktur. Kürdlerin bunlarla kuracağı orak bir gelecek yok. İyisi mi birbirlerinden kurtulmaktır. Bunun başka bir yolu yok. Kardeşte, dostta desek bunların anlayacağı yok. Çünkü geçmişleri olmadığı gibi geleceklerinin de olmayacağını biliyorlar. Coğrafyamızın yerlileri olmayıp göçebe-muhacirdirler. Çünkü onlar göçer-konar lar. Bugün burada, yarın başka bir yerde olurlar.
Fakat biz Kürdler hiçbir yerden gelmedik ama dünyanın dört bir tarafına dağılmışız. Oralara medeniyet taşımışız. Ama anayurdumuz olan Kürdistan’ı hiçbir zaman terk etmemişiz. Anayurt bilip sahiplenmişiz. Birileri gibi katır sırtında, heybelerinde kurutulmuş et, elinde kılıç-kalkanla kimsenin ülkesini işgal etmemiş, kimseyi katliamdan geçirip malına, mülküne, namusuna çökmemişiz.
Biz Kürdler Mezepotamya’lıyız. Buranın otokton halkıyız. İnsanlık büyük oranda Mezepotamya’dan doğmuştur. Bunlarda bugünkü Kürdlerin atalarıdır. Bir anlamıyla insanlığın büyük bir kısmı bizden doğmuştur. Dünyada aşiret federasyonuna dayalı ilk devleti kuranlar bugünkü Kürdlerin atalarıdır. İlk medeniyeti yaratan ve dünyaya yayanlarda Kürdlerin atalarıdır. Kürdlerin yaratığı medeniyeti önce Mısırlar, sonra Yunanlar almıştır. Sonra batıya yayılmıştır. Bugün batı medeniyeti olarak bilinen medeniyet Kürdlerin yarattığı medeniyet üzerinde boy vermiştir.
Tarihte böylesine rol oynamış bir toplum olarak bugün devletsiz bir halk konumundayız. Devletleşmek için yüzyıllardır mücadele ettik. Çok ağır bedeller ödedik. Daha da ödeyeceğimiz kesin. Ama bağımsızlığa ulaşmak için değer.
Fakat düşmanlarımız bundan çok rahatsız. Devletleşemememiz için her yol ve yönteme baş vuruyorlar. Ölülerimize bile hakaret ediyorlar. Bu kadar alçalıyorlar. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar devletleşeceğiz. Çağdaş milletler içinde hak ettiğimiz yerimizi alacağız. Bunu nereden çıkarıyorsunuz diyorsanız Şeyh Said’e, Seyit Rıza ve diğer önderlerimize karşı Türk sol-sağı‘nın ortak saldırısı karşısında aklı başında olan tüm Kürdlerin milli bir refleksle karşı çıkması bunun göstergesidir. Milletleşmenin ve devletleşebilmenin yolu da buradan geçer. Tarihin hükmü budur.
Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan
15 Aralık 2023
Not: Yazarların düşünceleri Gazete Kök’ün çizgisini yansıtmayabilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu