BölgeDünya

Güç ilişkilerinin tarihsel sembolü altın

Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çöpler Altın Madeninde,  Anagold Madencilik şirketinin siyanürlü altın arama faaliyetleri sonucunda meydana gelen ekoloji felaketi sonucunda 9 işçi yaşamını yitirdi.

       Dr. Mustafa PEKÖZ

Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çöpler Altın Madeninde,  Anagold Madencilik şirketinin siyanürlü altın arama faaliyetleri sonucunda meydana gelen ekoloji felaketi sonucunda 9 işçi yaşamını yitirdi. Küresel şirketlerin özellikle son 20 yılda Türkiye’nin her karış toprağını alt üst ederek, altın çıkarmaları, geleceğimiz için tam bir felaket olduğu veya olacağı çok açıktır.

Küresel şirketler dünyanın her tarafını alt üst ederek binlerce top siyanür kullanarak altın arama faaliyetlerini kesintisizce devam ettirmektedirler. Hiç bir devletin ve hükümetin önlem almadığı, tersine devletlerle küresel şirketler arasında devam eden büyük gizli ve açık pazarlıkların olduğu artık kamuoyunca bilinmektedir.

Neden altın sorusu gündeme geliyor?  Altının önemi nedir?  Küresel düzeyde güç olan veya olmaya çalışan devletler neden altına ihtiyaç duymaktadırlar. Madencilik faaliyeti yürüten küresel  şirketlerin altına ilgileri nerden geliyor? Bu sorulara doğru cevaplar verilmeden, Kaz dağlarından Erzincan’a kadar devam eden doğanın talan edilmesinin arka plan nedenlerini anlamaktan zorlanırız.

Dünya genelinde altın üretimi % 83-85’i siyanürleme, % 3-5’i gravite, %  13-14’ü de flotasyon yöntemleriyle gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de ise tamamen siyanürleme yöntemi kullanılmaktadır. Son yıllarda ABD, Kanada, Avustralya gibi ülkeler kendi topraklarında siyanürleme yöntemiyle altın çıkartma faaliyetlerini çok önemli bir oranda durdurmuş bulunmaktadırlar.

Tarihsel evrim içerisinde Altın’ın rolü

İlk altın madencilik faaliyetinin Milattan önce 4000 yıllarında Mısır’da olduğu bilinmektedir. Bu dönemden itibaren altın, köleci imparatorluklarının ekonomik gücünü ve lüks yaşamanın bir simgesi olarak kullanılmıştır. Bu nedenle dönemin firavunları yani diktatörlerin tapınakları ve mezarları altınlarla kaplanmıştır.  Örneğin M.Ö. 14. yüzyılda Mısır’ı yöneten genç firavun Tutankamon’un mezarı buna bir örnektir. Ayrıca 1922 yılında, araştırmacı arkeolog Howard Carter ve Lord Carnarvon, Tutankamon’un mezarındaki altın eşyaların firavunun zenginliğine ve prestijini yansıttığını belirtmişti. Tarih öncesi dönemde mezarların metalık simgelerle kaplanılması veya ölenlerin yanına metalık eşyalarının gömülmesi aynı zamanda sistem içerisindeki statüsünü ve gücünü ortaya koyuyordu. Bulgaristan’da bulunan ve M.Ö. 4600’e ait olduğu tespit edilen Varna Nekropolü veya Varna mezarlığındaki 200’i yakın mezarda ölenlerin statüsü mezarlardaki metalik eşyaların belirlediği, böylelikle altın içeren mezarlarda bulunanların yaşamları dönemdeki gücünü  ortaya koyduğu tespit edilmişti. Altın bir güç ve otorite belirtisiydi.

 İkinci Dünya savaşından sonra oluşan güç ilişkilerinde Altın-Dolar dengesi

İkinci dünya savaşında Almanya merkezli faşist kampın yenilmesiyle kapitalist dünyanın iç sistemi yeniden organize edildi. ABD, küresel kapitalist dünyanın mutlak lideri olarak kabul edildi. ABD-İngiltere ikilisi, Doların, uluslar arası para birimi olarak kabul edilmesi için önemli bir kısım stratejik kararlar aldılar.

1944 yılında Amerika Birleşik Devletlerinin liderliğinden bir araya gelen 44 ülke; “altın fiyatının ABD dolarına endekslenmesi ve bir altın borsası standardının oluşturulmasını    ‘Bretton Woods’ Anlaşmasıyla karar altına aldılar. Uluslar arası alanda kabul gören Bretton Woods sistemi  esasen doların kapitalist dünya üzerinden mutlak hakimiyetinin sağlanması, uluslararasındaki bütün finansal, ekonomik ve ticari ilişkilerin dolar üzerinden  tanımlanması kesin olarak kabul gördü. Dünyadaki altın rezervlerinin önemli bir kısmını elinde bulunduran ABD, ülkelerin para biriminin değerini dolara göre belirlemesi, bir bakıma dünya ekonomisinin dolar üzerinden kendisine bağımlı hale getirdi. Bu üstünlük halen devam etmektedir. ABD’nin başka ülkelere dolar satarken karşılığında dolara endekslenmiş olan altın alması, altın üzerindeki hakimiyeti bakımından bir fikir vermektedir.

 

Ülkelerin İşlenmiş Altın Rezervleri

Ülke Son Önceki Referans Birim
Amerika Birleşik Devletleri 8133 8133 2023-12 Ton
Almanya 3353 3353 2023-12 Ton
İtalya 2452 2452 2023-12 Ton
Fransa 2437 2437 2023-12 Ton
Rusya 2333 2333 2023-12 Ton
Çin 2235 2192 2023-12 Ton
İsviçre 1040 1040 2023-12 Ton
Japonya 846 846 2023-12 Ton
Hindistan 804 801 2023-12 Ton
Hollanda 612 612 2023-12 Ton
Türkiye 540 479 2023-12 Ton
Euro Bölgesi 507 507 2023-12 Ton
Tayvan 424 424 2023-12 Ton
Portekiz 383 383 2023-12 Ton
Özbekistan 371 384 2023-12 Ton
Polonya 359 334 2023-12 Ton
Suudi Arabistan 323 323 2023-12 Ton
İngiltere 310 310 2023-12 Ton
Kazakistan 294 309 2023-12 Ton
Lübnan 287 287 2023-12 Ton

Bütün ülkelerin merkez bankalarının rezervlerinde yaklaşık 33 bin ton altın bulunuyor.  İlk 20 ülkenin toplam altın rezervi yaklaşık 28 bin tondur. ABD 8133 ton altın rezerviyle dünyanın en büyük gücünü oluşturuyor. Dünyanın en fazla altın rezervlerine sahip olan 6 ülke, küresel dünya sisteminin belirleyici ülkesidir.

Son on yıl, altın miktarında 3.000 tonu aştığını gördü. 2021’de 3.560,7 tondu – şimdiye kadar yalnızca rekor yılı 2018’de 3.652,6 ton değerli metal çıkarıldı. 2007’de Çin, en çok altın üreten ülke olarak Güney Afrika’nın yerini aldı ve her yıl 400 tona varan üretimle altın madeninin tartışmasız dünya lideri oldu.  Ayrıca Çin’in elinde biriktirdiği işlenmiş altın rezervinin yaklaşık 5 bin ton olduğu belirtilmektedir.

Küresel şirketlerin sahip olduğu işlenmiş altın rezervi:

 

Sıra Şirketler Yıllara göre Ton
2013 2014 2015
1 Barrick Gold 222,9 199,4 190,3
2 Newmont Mining 157,5 150,7 155,5
3 AngloĞold Ashanti 127,7 138 122,8
4 Goldcrop 82,9 89,3 107,6
5 Kinross Gold 77,7 82,2 80,7
6 Newcrest Mining 73,5 72,4 74,6
7 Navoi Mining and Metallurgical Combinat 70,5 74,0 73,0
8 Gold Fields 58,1 63,6 67,2
9 Polyus Gold İnternational 51,3 52,8 54,8
10 Sibanye Gold 44,5 49,4 47,8
TOPLAM 966,6 965,8 975,3

Dünya’da altın üretimi yapan  küresel şirketlerin elinde bulunduğu işlenmiş altın rezervleri 2022 yılı verilerine göre yaklaşık 2 bin ton civarında olduğu tahmin edilmektedir. İlk  10 şirket küresel bir tek oluşturmuş durumda. Bunların elinde bulunan işlenmiş altın rezervi  dünyanın bir çok ülkesinden çok fazla olduğu dikkate alındığında, küresel etki güçleri bakımından bize bir fikir veriyor. Altın araştırma çıkartma ve işletme işini yapan şirketlerin kürsel borsaların en büyük ve en güvenilir şirketleri arasında yer almaları, küresel ekonomi içerisindeki güçleri bakamından bize bir fikir vermektedir.

 

Dünyada İşlenmemiş Tahmini Altın Rezervleri

Ülke Ton Ülke Toh Ülk Toh
Avusturalya 9100 Peru 2800 Meksika 1400
Rusya 8000 Brezilya 2400 Papua Yeni Gine 1200
Güney Afrika 6000 Kanada 2000 Gana 1200
ABD 3000 Çin 1900 Türkiye 1175
Endonezya 3000 Özbekistan 1700 Diğer ülkeler 11125
TOPLAM 56000

 

2000 yılında dünyada işlenmemiş altın rezervleri yaklaşık 20 bin ton civarındayken 2015 yılında bu oran 56 bin tona yükselmiş. Avustralya 9100 ton ilk sırayı alırken, Rusya 8000 ton ile ikinci sırada ve 6000 bin ton ile Güney Afrika üçüncü sırada bulunuyor. Dünyandaki altın miktarının önemli bir kısmını elinde bulunduran ABD ise 3000 ton rezerve sahiptir. Son 20 yıldır sürekli altın toplayan Çin’in işlenmemiş altın rezervi ise 1900 ton olduğu tahmin ediliyor. Türkiye, işlenmemiş altın rezervi potansiyeli bakımından 13.sıradan olup yaklaşık 1200 ton civarındadır.

Günümüzde Stratejik Altın Madenleri Yatakları [1]

Altın işletmeciliğinin 5 bin yıllık geçmişi bulunmakla birlikte bugüne karar çıkartılan altının yaklaşık yarısı son 50 yılda çıkartılması, küresel kapitalist sistemin ekonomik gelişme eğilimi ve hakimiyet mücadelesiyle doğrudan ilişkilidir. “Dünya altın madenciliği 1970’Ierin sonlarından itibaren altın fiyatlarının hızla yükselmesiyle, baş döndürücü bir gelişim yaşamaya başladı. 1980 sonrasında özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Rusya, Çin, Endonezya, Brezilya, Filipinler gibi ülkelerdeki altın üretiminde büyük artışlar görüldü. Rakamlara göre son on yılda, altın miktarının sürekli olarak yılda 3 bini tonu aştığını görüyoruz.”

Çin, küresel kapitalist içerisinde artan ekonomik gücüne paralel olarak, özellikle 2005 yılından itibaren dünyanın hemen her kıtasında altın madenciliğine hakim olamaya  çalışıyor. “Çin, en çok altın üreten ülke olarak Güney Afrika’nın yerini aldı ve o zamandan beri yılda 400 tona varan üretimle altın üretiminde zirvede yer alıyor. Bundan yola çıkarak Çin’in aynı zamanda en verimli altın madenlerine sahip olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu doğru değil. Günümüzde en büyük 10 altın madeni Kuzey Amerika, Okyanusya, Afrika ve Asya’daki dokuz farklı ülkede bulunuyor.”

1.Muruntau Madeni: 1967 yılında işletilmeye başlanan Muruntau Altın Madeni, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’in yaklaşık 300 kilometre batısında, Kysylkum çakıl ve kum çölünde bulunuyor. On yıllarca süren aktif altın madenciliğinden sonra maden rezervleri 1750 tonun üzerinde değerli metali oluşturuyor. Öyle ki madenin keşfi, 20. yüzyılın en büyük jeolojik keşiflerinden biri olarak kabul ediliyor. Muruntau madeninin üretimi 2010’da 51 tonun üzerindeydi, 2020’de 62 tonun üzerine ve 2021’de 82 tonun üzerine çıktı.

2.Carlin Altın Madeni: 1965 yılında faaliyete geçen Nevada’daki Carlin altın madeni adını, “Carlin tipi” altın yataklarından almıştır. Orijinal Carlin altın madeni 2020’de tam 51 ton ve 2021’de 49,2 ton çıkarıldı. Hem açık ocakta hem de yer altında işletilen maden kabaca 2.000 x 500 metre boyutları ile dikkat çekiyor. Madenin sahibi Newport Mining Company, 50 yılı aşkın aktif madenciliğin ardından Carlin maden rezervlerinin yaklaşık 120 ton olduğunu tahmin ediyor. Grup, 2021’de 115,8 ton üretimle dünyanın en verimli madencilik kompleksini temsil ediyor.

3.Olimpiada Madeni:  Rusya’nin Orta Sibirya’daki Krasnoyarsk Krai’de bulunan Olimpiada altın madeni, açık ara en büyük Rus madencilik grubu olan Polyus işletmecisinin en verimli madenidir. Madende 2020 yılında 37 ton, 2021 yılında ise 43,2 ton altın çıkarıldı. Olimpiada’da çıkarılan altının, işlenmesi için üç rafineri tam kapasite çalışıyor. Madenin işletmecisi Polyus önümüzdeki süreçte bin 360 tonluk kaliteli bir altının çıkarılabileceğini varsayıyor.

4.Pueblo Viejo Madeni. Dominik’in başkenti Santo Domingo’ya yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta, Sanchez Ramirez eyaletinde bulunan Pueblo Viejo madeni, 1975 yılından beri işletiliyor. Pueblo Viejo, Latin Amerika’daki en verimli altın madeni olarak kabul ediliyor. Maden 1999 yılına kadar, Dominikli madencilik şirketi Rosario Dominicana tarafından işletildi. 2012 yılında, Pueblo Viejo madeninin daha fazla geliştirilmesi ve işletilmesi için dünyanın en büyük iki altın üreticileri arasında yer alan, 17.500 çalışanı ve 36 milyar Euro piyasa değeri ile Kanadalı madencilik şirketi Barrick Gold ve ABD’de 16.400 kişiyi istihdam eden ve 37,6 milyar Euro piyasa değerine sahip Newmont Goldcorp şirketlerine verildi. Bugün maden hisselerinin yüzde 60’ını Barrick Gold, yüzde 40’ını GoldCorp elinde tutuyor. 2020’de 28 ton olan altın üretim hacmi, 2021’de 30,6 tona yükseldi.

5.Grasberg Madeni: Endonezya’nın Batı Yeni Gine eyaletinde, Pasifik Okyanusu’nun “Ateş Çemberi”nde bulunan Grasberg, deniz seviyesinden 4 bin 270 metre gibi oldukça yüksek bir rakımda bulunan büyük bir madendir. Freeport McMoran Copper & Gold madenciliği Grubu tarafından Endonezya hükümeti ve Rio Tinto grubu ile birlikte işletilen madende bakır, gümüş ve altın çıkarılıyor. 19 bin 500 kişinin çalıştığı madende 2020 yılında Grasberg’de 26,4 ton altın çıkarıldı. Yatakta kalan tahmini altın rezervlerine bağlı olarak, maden muhtemelen uzun bir süre sıralamada dünyadaki en büyük madenler arasında ilk 5’teki yerini koruyacak. Uzmanlar, 1936’da Hollandalı jeolog Jean-Jacques Dozy tarafından keşfedilen madenin hala 880 tona kadar çıkarılabilir altın potansiyeline sahip.

2-  Türkiye’de Altın Madeni Faaliyet Alanları

Türkiye, işlenmemiş altın rezervleri bakımından dünya genelinde 13.sırada olup tahmini rezerv ise yaklaşık % 2’lik bir oranla 1,2 ton olduğu belirtilmektedir. Ancak yapılan araştırmalarda  bunun nispeten daha fazla olabileceği belirtilmektedir. AKP iktidarı özellikle yer altın maden yataklarının işletilmesi için ülke genelinde çok kapsamlı bir proje hazırlayarak uygulamaya koydu.

Bu projelerin tamamı madencilik alanında çalışan küresel şirketleriyle iş birliği halinde gerçekleştiriliyor. Bu nedenle başta ABD, Kanada gibi ülkelerin şirketleriyle yapılan ortak yatırımlarda 2013 yılında 33 ton altın çıkartılmıştır. 2015 yılında ise 28 ton altın çıkartılmıştır.   Altın madenciliğinde Koza ve Çalık grubunun ön planda olması ve her ikisinin iktidarla çok yakın ilişki içerisinde olması ayrıca dikkat çekicidir.

Ovacık Altın Madeni:  Ovacık Altın Madeni İzmir İli’nin kuzeyinde Bergama ve Dikili ilçeleri arasında kalan Ovacık bölgesinde yer almaktadır. Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin ve Türkiye’nin ilk altın madenidir. Ovacık Altın Madeni’nde Mayıs 2001 yılında Eurogold firması tarafından ilk altın dökümü gerçekleştirilmiştir. 2005 yılında Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından satın alındıktan sonra Türkiye’nin ilk yüzde yüz yerli sermayeli Altın Madeni olarak işletilmeye başlanmıştır. Açık ocak üretimi ilk olarak 1997 yılında başlamış olup, yıllar içerisinde çeşitli sebeplerden ötürü üretim kesintiye uğramıştır. Açık Ocak üretimi 2007 yılında tamamlanmıştır.

Mastra Altın Madeni: Mastra Altın Madeni, Gümüşhane’nin 22 km. kuzey batısında, Mastra (Demirkaynak) Köyü’nün kuzey doğusunda yer almaktadır. Mastra Altın Madeni’ne Gümüşhane’den 17 km. asfalt ve 5 km. stabilize yolla ulaşmak mümkündür. Pontid Kuşağı, bu bölgenin tamamına yayılmış masif sülfid yataklarıyla iyi tanınan bir metalojenik kuşaktır. Mastra Altın Madeni’nde açık ocak ve yeraltı yöntemleri ile üretim yapılmaktadır. Mayıs 2007 ‘de açık ocak, Temmuz 2008’de ise yeraltı işletmesi üretime başlamıştır. İlk altın dökümü Mart 2009’da gerçekleştirilmiştir.

Çukuralan Altın Madeni: Çukuralan Altın Madeni İzmir İli’nin kuzeyinde Ayvalık ve Dikili ilçeleri arasında kalan Çukuralan bölgesinde yer almakta olup, Ovacık İşletmesi’ne karayolu ile yaklaşık 40 km. mesafededir. Koza Altın İşletmeleri A.Ş. altın üretiminin en büyük bölümü Çukuralan İşletmesi cevherlerinden elde edilmektedir. Saha kendi arama ekibimizin çalışmaları sonucu keşfedilmiş ve üretime alınmıştır. Çukuralan Altın Madeni’nde 2010 yılında açık ocak, 2011 yılında da yeraltı üretimi başlamıştır. Yeraltı üretimi Ovacık Altın Madeni’nde olduğu gibi kes-doldur yöntemi ile yapılmaktadır. Üretilen cevher Ovacık Altın Madeni’ne yöre halkının kurmuş olduğu iki taşıma kooperatifi aracılığı ile nakil edilmektedir..

 

Kaymaz Altın Madeni: Eskişehir İli, Sivrihisar İlçesi, Kaymaz Mahallesi’ndedir. Damdamca, Topkaya ve Mermerlik  sahalarından oluşmaktadır. Damdamca Proje Sahası’nda; cevher hazırlama ve zenginleştirme üniteleri, atık depolama tesisi, açık ocak, pasa depolama sahası ve yardımcı üniteler yer almaktadır. Topkaya Proje Sahası’nda ise sadece açık ocak bulunmaktadır. Damdamca Proje Sahası Kaymaz‘ın 2 km. doğusunda ve Karakaya Mahallesi’nin 1.5 km. batısındadır. Topkaya Proje Sahası, Karakaya Mahallesinin 530 m. güneyindedir. Mermerlik Sahası ise Karakaya Mahallesi’nin 1 km. güneyindedir. Kaymaz Altın Madeni 2011 yılı sonunda inşaatı tamamlanarak devreye alınmıştır. Buradaki üretim Ekim 2017’de başlamıştır.

Himmetdede Altın Madeni: Kayseri İli’nin 35 km. kuzeybatısında, D260 karayolunun kenarında ve Himmetdede Beldesi ile Kalaba Kasabası arasında bulunmaktadır. Himmetdede Altın Madeni keşif aşamasından altın üretimine kadar olan tüm safhaları ile Koza personeli tarafından geliştirilmiş ve üretime alınmış bir projedir. İnşaat çalışmaları 2013 Mart ayında başlamış olup, üretime Ocak 2015’de başlanmıştır. Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin yığın liçi ile üretim yapan ilk işletmesidir.

Çoraklıktepe Altın Madeni:

Çoraklık Altın Madeni, Ovacık Altın Madeni’nin 100 km. kuzeyinde yer almaktadır. Açık ocak yöntemi ile üretim yapılmış olup üretilen altın-gümüş cevheri işlenmek üzere Ovacık Altın Madeni’ne taşınmıştır. Haziran 2014 tarihi itibariyle üretim faaliyetleri tamamlanmıştır. Açık ocak basamaklarında ve pasa alanında gerekli düzenlemelerin yapılması sonrasında rehabilitasyon çalışmaları başlamıştır, alana 7000 adet zeytin fidanı, 150 adet siyah ve beyaz incir ağacı dikilmiştir.

Kubaşlar Projesi:  Kubaşlar Altın Madeni, Ovacık Altın Madeni’nden karayolu ile 63 km. uzaklıktadır. Açık ocak yöntemi ile üretim yapılacak madenden üretilen altın-gümüş cevheri işlenmek üzere Ovacık Altın Madeni’ne taşınacaktır. Çevresel Etki Değerlendirme çalışması Şubat 2013 itibariyle tamamlanmış olup sahada henüz faaliyete başlanmamıştır.

Mollakara Projesi: Ağrı ilinin yaklaşık 80 km. güneydoğusunda, Diyadin ilçesinin Mollakara köyü civarında yer almaktadır. Mollakara projesinde; açık ocaktan üretilen cevherin, kırma ve eleme işlemlerinden sonra yığın liçi ile altın kazanımı sağlanacaktır. Çevresel Etki Değerlendirme çalışması Ağustos 2012 itibariyle tamamlanmış olup sahada henüz faaliyete başlanmamıştır. Proje kapsamında fizibilite çalışmaları devam etmektedir.

Tehlikeli Kimyasal Madde Siyanür

Siyönür, altın çıkarmada siyanür yaygın olarak kullanılan bir son derece tehlikeli bir kimyasal maddedir. Siyanür liçi adı verilen bir işlemde, altın cevheri siyanürlü bir çözelti ile yıkanır. Siyanür, altını çözeltide çözerek altın sülfür bileşiklerinden ayırır. Bu yöntem, düşük tenörlü altın yataklarından altın çıkarmak için oldukça etkili ve ekonomik olması nedeniyle şirketler tarafından kullanılmaktadır. Siyanürün toprak çözeltisinde kullanılması nedeniyle doğrudan toprağa karıştırılması sonucundan ciddi riskler oluşturduğu bilinmektedir. Bunun kısa ve uzun vadeli ciddi tehlikeleri bulunduğu ve özellikle siyanür kullanılan topraklarda uzun vadede bölge halkında kanser oranlarının çok ciddi oranda arttığı görülmektedir.

Yapılan değerlendirmelerde Siyanürün altın aramada kullanılmasına ilişkin üç noktaya dikkat çekilmektedir:

  • Yanlışlıkla yutulması veya solunması halinde ölüme yol açabilen siyanürün, insan sağlığı için büyük bir risk oluşturması.
  • Siyanür sızıntıları ve kazalarının su kaynaklarını kirletebilmesi ve canlılara zarar vermesi,
  • Siyanürlü atıkların güvenli bir şekilde depolanması ve bertaraf edilmesinin zor ve pahalı olması.

Türkiye’nin bütün altın madeni çıkartılan bütün yerlerde siyanür kullanılmaktadır. Siyanür kullanılmasıyla doğa ve insan için çok ciddi riskler oluşturduğu belirtilen onlarca rapora rağmen özellikle iktidarın ciddiye alınabilir hiçbir hukuki ve yasal önlem almadığı ortaya çıkmış durumda. Örneğin Erzincan’da altın maden arama bölgesinde meydana gelen felakette daha önce şirketin kurallara uymadığı ve özellikle Fırat Nehri’ne 300 metre yakın yerde  siyanürle toprak ayrıştırma tesisi kurduğu ve bunun sızıntı yaratarak nehir’e karıştığı ve  bu nedenle ceza aldığı zamanında daha sonra vergi affına dahil edildiği  ortaya çıktı.

Bugün Erzincan’da 9 işçi yaşamını yitirdi ancak gelecekte toplu felaketlerin yaşanacağı bir süreç olacaktır. Türkiye’de altın çıkartılan bölgelerde tahmin edilenden çok daha fazla çevresel/ekolojik felaketlerin yaşandığı veya yaşanacağı çok açıktır. Devlet, çıkartılan madenlerden % 3 civarında pay almaktadır Yani % 97’si de maden şirketlerine verilmektedir. Türkiye sadece altın madeni değil bütün değerli madenler için küresel sömürge sistemine dahil olmuş durumda. Bunun arka plan politik bağımlılık ilişkilerinin ne kadar derin ve tehlikeli olacağını söylemeye gerek yoktur.

[1]  https://minted.com.tr/blogs/dunyanin-en-buyuk-altin-madenlersi

Erdoğan Ateşin

Profilinizi oluşturmak için, biraz hayat hikayenizi anlatın. Bu alan, herkesçe görünebilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu