Felsefe
Büyü Mitoloji ve İslam
Erdoğan ATEŞİN
Mitoloji, insanların doğa olaylarını, toplumsal yapıları ve kendi varoluşlarını açıklamak için oluşturdukları geleneksel hikayeler ve mitler toplamından oluşur. İnsanlar, doğayı, tanrıları, kahramanları ve evrenin nasıl işlediğini, bilnmezliklerin nedenlerini anlamak için bu hikayeleri yarattılar. Doğa ve evrendeki olayları anlayamıyorlardır. O nedenle Mitolojinin ana hatları, genellikle tanrılar, kahramanlar, doğaüstü varlıklar ve insan ilişkilerini içerir. Mitoloji farklı kültürlerde farklılıklar gösterir ve bu nedenle çeşitli ve farklı mitolojik ekoller ortaya çıkmıştır. Örneğin, Antik Yunan mitolojisi, tanrılar ve tanrıçalar arasındaki ilişkilere odaklanırken, Kelt mitolojisi doğa ve ruhlarla daha yakından ilişkilidir.
Hindu mitolojisi karmaşık tanrılar, kahramanlar ve kutsal metinlerle doludur.
Çin mitolojisi, Yin ve Yang gibi felsefi kavramlara dayanır. Bu mitolojik ekoller, insanların dünya ve evren hakkındaki anlayışlarını yansıtır ve kültürel olarak önemli bir rol oynar.
Antik Yunan Mitolojisi,
Antik Yunan mitolojisi, Yunanistan’da yaşayan insanların tanrılar, kahramanlar ve doğaüstü varlıklarla ilgili inançlarına dayanır.
Yunan tanrılarının en ünlüleri Zeus (tanrıların kralı, tarılar tanrısı), Hera (evlilik ve aile tanrıçası), Poseidon (denizlerin ve depremlerin tanrısı), Athena (bilgelik ve savaşın tanrıçası) ve Apollo (ışık, müzik ve şiirin tanrısı) gibi tanrılardır.
Homeros’un “İlyada” ve “Odysseia” gibi epik şiirleri ve Hesiodos’un “Teogoni” adlı eseri, Yunan mitolojisinin en önemli kaynaklarıdır.
Yunan mitolojisi, drama, felsefe, sanat ve edebiyat gibi birçok alanda etkili olmuştur. Örneğin, tragedya yazarları Euripides, Sophokles ve Aiskhylos, mitolojiden esinlenmiş birçok eser kaleme almışlardır. Mitoloji esata toplulukların tarihlerine, coğrafyalarına ve kültürel değerlerine göre şekillenmiştir ve Yunan miyolojisi esasta Yunanistan’da ve çevresindeki bölgelerde yaşayan antik Yunan topluluklarının inançlarını yansıtır. Tanrılar, kahramanlar ve efsanelerle doludur.
Keza Kelt mitolojisi de, İrlanda, İskoçya ve Galler gibi Kelt halklarının kültürlerinden türetilir, oradan doğmuştur. Doğa, ruhlar ve kahramanlık tema olarak öne çıkar.
Hindu mitolojisi ise Hindistan’da ortaya çıkar ve birçok tanrı ve tanrıçaya, kutsal metinlere ve reenkarnasyona dayanır. Hindu mitolojisi karmaşıktır ve dini, felsefi ve kültürel unsurları bir araya getirir. Bu mitolojilerin hepsi, o toplulukların tarihlerine, coğrafyalarına ve kültürel değerlerine göre şekillenmiştir.
Kelt Mitolojisi,
Kelt mitolojisi, İrlanda, İskoçya, Galler ve Britanya Adaları’nda yaşayan Kelt halklarının inançlarına dayanır. Kelt tanrıları arasında Dagda (toplumun koruyucusu), Brigid (ateş ve şiirin tanrıçası) ve Lugh (beceriklilik ve sanatın tanrısı) gibi tanrılar bulunur. Kelt mitolojisi, doğaüstü varlıklarla, peri ve elflerle (Elf, Cermen mitolojisi′nde ve folklorunda yer alan doğaüstü varlık türüdür. 1850 yılında Nils Blommér tarafından çizilen resim. Elfler İskandinav, Anglo Sakson ve Cermen kültür kollarına ayrılan kuzey kültürünün çok popüler bir halk inanışı figürüdü) doludur. Aynı zamanda, Kelt mitolojisi, mistik ve sihirli öğeler içeren kahramanlık hikayeleriyle de tanınır. Kelt mitolojisi, İrlanda’daki “Lebor Gabála Érenn” (İrlanda’nın Yerleşimi Kitabı) gibi eserlerde ve efsanelerde en iyi şekilde günümüze kadar korunmuştur.
Hindu Mitolojisi:
Hindistan’daki Hindu dini ve kültürünün merkezinde yer alır. Hinduizm’in kutsal metinleri olan Vedalar ve epik şiirler, Mahabharata ve Ramayana, Hindu mitolojisinin temel kaynaklarıdır. Hindu tanrıları arasında Brahma (evrenin yaratıcısı), Vishnu (evrenin koruyucusu) ve Shiva (evrenin yok edicisi ve dönüştürücüsü) bulunur. Hindu mitolojisi, reenkarnasyon, karma ve mokşa gibi kavramları içerir. Ayrıca, mitoloji çeşitli tanrılar, tanrıçalar, kahramanlar ve mitolojik hikayelerle doludur. Hindu mitolojisi, tapınak mimarisi, dans, müzik ve Hint sanatının diğer yönlerinde derin bir etkiye sahiptir.
İslamiyet, kendine özgü bir dini sistem olup, mitolojik unsurlar yerine tevhidi bir inanç sistemine dayanır. Ancak, İslam öncesi Arap yarımadasında, putperest Arap kabileleri arasında çeşitli mitolojik inançlar ve hikayeler bulunmaktaydı. Örneğin, putperest Araplar, çeşitli tanrılar ve tanrıçaların varlığına inanırlardı ve bu tanrılarla ilgili bazı mitolojik hikayeler anlatılırdı.
İslamiyet’in ortaya çıkışıyla birlikte, bu mitolojik unsurların çoğu reddedildi ve İslam’ın tevhidi inancıyla yer değiştirdi.
İslam’ın ortaya çıkışı, Arap Yarımadası’nda ve çevresindeki diğer uygarlıklarda, özellikle Pers ve Bizans etkisi altında olan bölgede, kültürel ve dini bir dönüşümü tetikledi. Ancak, İslam’ın kendisi, Arap toplumunun mevcut inançlarını ve kültürel unsurlarını da etkileyerek kendi kimliğini şekillendirdi. Bu süreç, İslam’ın farklı kültürel, dini ve edebi geleneklerle etkileşim içinde olduğunu göstermektedir. İslam’ın temel inancı olan tevhid, Allah’ın birliğini ve tekliğini ifade eder. Bu inanç, Kur’an’ın temel prensiplerinden biridir ve İslam’ın merkezinde yer alır. İslam’a göre, Allah her şeyin yaratıcısıdır ve tek ilahtır. Tevhid inancı, İslam’ın bir numaralı ilkesi olarak kabul edilir ve İslam’ın diğer inanç ve pratiklerinin temelini oluşturur. İslam bir diğer anlamda tarihi gelişmeleri dondurmuştur, tarihi dondurmuştur. Herkesin, düşünen herkesin yerine tek ve tartışılmaz, görülmez ama hissedilir bir şey koymuştur. Tanrı. O, herkes adına, her şey yerine düşünür…
Tevhid, şu üç temel prensipten oluşur,
Allah’ın birliği (Tevhid-i Rububiyyet) Allah’ın yaratıcı, rızık verici, düzenleyici ve yönetici olarak tek ve mutlak varlık olduğunu ifade eder. O, evreni yaratmış, ona yönetici olarak hükmetmiş ve her şeyi kontrol eden odur.
Allah’ın isim ve sıfatlarının birliği (Tevhid-i İsmâ-i Sıfat) Allah’ın sahip olduğu isimler ve sıfatlar, O’nun eşsiz ve kusursuz niteliklerini ifade eder. İslam’a göre, Allah’ın isim ve sıfatları insan zihninin kavrayamayacağı şekilde eşsizdir ve O’nun kudretini, merhametini, adaletini ve diğer özelliklerini yansıtır. Çok isimlidir?
Allah’a ibadetin birliği (Tevhid-i Ulûhiyyet) Allah’a ibadet etme, dua etme, saygı gösterme ve itaat etme gibi eylemlerin sadece Allah’a yönlendirilmesi gerektiğini ifade eder. Başka hiçbir varlık veya güç, Allah’ın yerine ibadet edilmemeli veya ona ortak, şirk koşulmamalıdır.
Tevhid inancı, Müslümanların Allah’a olan bağlılığını, itaatini ve saygısını ifade eder. Bu inanç, İslam’ın diğer inanç sistemlerinden ayırt edici özelliklerinden biridir ve Müslümanlar için yaşam tarzlarının merkezinde yer alır.
Büyü ve mitoloji, her ikisi de insanların doğaüstü ve gizemli fenomenlere olan ilgisini ve merakını yansıtan konulardır, ancak farklıdırlar.
Mitoloji, genellikle bir toplumun veya kültürün kolektif hayal gücünün ürünü olan geleneksel hikayeler ve mitlerden oluşur. Tanrılar, kahramanlar, doğaüstü varlıklar ve efsaneler, mitolojik anlatıların temel ögeleridir. Mitoloji, insanların evreni, doğayı, toplumu ve insanın varoluşunu açıklamak ve anlamak için yarattıkları hikayeleri içerir.
Büyü, doğaüstü güçlerin veya enerjilerin kullanılması yoluyla olayları etkileme veya kontrol etme amacını taşıyan uygulamalardır. Büyücülük, büyücülerin veya medyumların ritüeller, sözler, semboller veya diğer araçlar aracılığıyla doğaüstü güçlerle etkileşime girdiği inancına dayanır. Bu tür uygulamalar, genellikle insanların isteklerini yerine getirmek, iyileşme sağlamak veya zarar vermek gibi çeşitli amaçlar için kullanılır.
Büyü mitoloji ve İslam arasındaki ilişki, bazı mitolojik hikayelerin veya tanrıların büyülü güçlerle ilişkilendirilmesinden kaynaklanabilir. Örneğin, mitolojik hikayelerde bazı tanrılar veya kahramanlar, büyülü yeteneklere sahip olarak tasvir edilebilir veya doğaüstü güçleri kullanabilirler. Ancak, mitoloji genellikle bir kültürün inançlarını, değerlerini ve tarihini anlatırken, büyü daha çok pratik bir uygulamadır ve genellikle kişisel veya toplumsal hedeflere yönelik olarak kullanılır. İslamiyet büyü’ye daha yakındır…