BARZANİ AİLESİ VE KUZEYLİ ŞEMPANZELERİ
Barzani ailesi ve onun siyasal temsil gücü konumundaki PDK‘yi makalelerimizde defedalarca işledik. Kirli tarihini izah etmeye çalıştık. İhanetlerini örnekleyerek halka teşhir ettik. Burada bir daha izah etmeyi yorucu görüyoruz. Zira yurtsever halkımız bu kirli tarihlerini ve gercek rollerini öğrendi. Merak edenler arşivimize bakabilirler.
Barzani ailesi bir tarikatın temsilcileridir. PDK de onun propaganda ve baskı aracıdır. Her ne kadar Kürd/Kürdistan kavramları arkasına gizlenseler de Kürd/Kürdistanlılıkla uzaktan yakından alakaları yoktur. Onların tek amacı bu kutsal kavramların ardına saklanarak Barzani ailesinin çıkarını savunmaktır. Zaten tüm söylem ve icraatları da bunu ıspatlıyor.
Bizim nazarımızda Barzani ailesi ve siyasal temsil gücü PDK ihanet batağına batmıştır. Kürd milli duygusunu kaybetmiştir. Bir mafya gibi halkın gırtlağına çökmüştür. Ulusal gaye ve kaygılara karşı hiçcidir ve Kürd yurtsever hareketlerine karşı düşmanlığı politika edinmiştir. Ama sömürgecilerimizi “kardeş, dost ve stratejik müttefik“ addedip onların tetikçisi karanlık bir güç haline gelmiştir.
Barzani ailesi milli bir güç değildirler. Bir tarikatçı ailedir. Siyasal temsiliyeti PDK ise anladığımız anlamda siyasal bir parti değildir. Görevi Barzani ailesinin çıkarlarını korumak ve savunmaktır. Bunun değişmesi beklenmemelidir. Kim bunlarla milli birlik tasarlıyorlarsa büyük yanılıyorlar. Barzaniler milli birliğe gelmezler. Onların olduğu her alanda olacak olan şey, Kürd milletinin kazanımlarının tasfiyesi pratiğidir.Tarih bunun kanıtlarıyla yoruldu. Bu konuda kimse bir yanılgıya kapılmasın.
Bu nedenle Kürd hareketi Barzani ailesi ve siyasal gücü PDK için net bir tespitte bulunmalıdır. Bize göre ihanet odağıdır ve değişmesi de mümkün değildir. Çünkü Kürd milli hareketi içine yerleştirilmiş bir urdur. Bu ur var olduğu sürece Kürd milli mücadelesi sekteye uğrayacaktır.
Bu gerçekliği dile getirdiğimiz için bize karşı derin bir düşmanlık beslemektedirler. İlk önce telefonlarla bizi ölümle tehdit ettiler. Oralı olmadık. Denemek isteyen varsa buradayız dedik. Bu tehditleri tutmayınca bu kez sirk maymunlarını üzerimize saldırttılar her seferinde. Bu kaçıncı hücum?
Yalan, iftira, çamur deryasından gecilmez oldu. Çamur at tutmasa izi kalır hesabıyla kampanyalarını başlattılar. Bununla bizi teşhir etmeye çalıştılar ve kampanyaları sürüyor. Bu kampanya kararını Kerkük’teki gösterilerin başlamasından 3-4 gün önce yaptıkları bir toplantıda aldıklarını biliyoruz (Bakur’da). Kerkük, Deyrezor, Carablus, Menbiç’teki senkronize hamle ile aynı anda bize iftara ve karalama kampanyası başlatıldı. Hepsi aynı merkezden kumanda ediliyor ki bize dönük bu kirli propagandanın amacını elbette biliyoruz. Bununla bizi susturabileceklerini sandılar. Onların efendisi Türk devleti ve ağababaları Barzaniler bizi susturamadı. Kurdukları politik sirkin şempanzeleri ve palyaçoları mı susturacak? Yoksa Sherlock Holmes’cilik oynamaya kalkan ajan-provokatörler mi?
Bizim kendimize göre bir programımız vardı. Tahmin edeceğiniz gibi gündemimiz Türk devleti ve Barzanilerin ortaklaşa Kürd kazanımlarını nasıl tasfiye edecekleri politikasına karşı Kürd siyasetinin nasıl davranması gerektiği gündemiydi. Bunu bekledikleri için şempanzelerini üzerimize salarak gündemimizi boşa çıkarmayı düşündüler. Ancak bizi hiç tanımadıkları gibi kendi şempanzelerinin yeteneklerini de doğru hesaplamadılar. Tef’i kapan koştu ama nafile…
Esas gündemize geleceğiz elbette, görevimiz bu! Gerçekleri ifade etme görevi! Halka şikayet etme görevi! Birkaç gündür Kerkük’te yaşananlar, Türk devletinin Barzanilerin önüne koyduğu provakasyonun sonucudur. Aslına bakılırsa şu an Kerkük’te olanlar Türkiye ve İran arasındaki rekabettir. Onlar adına vekalet savaşı veren Türkiye yanlısı Barzaniler/PDK ve İran yanlısı Haşbi Şabi güçleridir.
Fakat ne yazık ki bu arada birçok Kürd şehit oldu. Bunların katilleri Kerkük’ü tek bir kurşun sıkmadan Irak’a teslim eden Mesud Barzanidir. O dönem Bölge Başkanı ve Pêşmerge genel komutanıydı. “Kan dökülmesin diye geri çekildik“ diyen odur. Bu nedenle suçludur ve Kerkük’te şehit edilen Kürd evlatlarının sorumlusu da odur.
Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan
6 Eylül 2023