Sol Kesim tam bir sefalet içerisinde!
Yaşadığımız ve Pazar Günü yaşayacağımız Seçim de alınan tavır, bize bunu göstermektedir.
Solun çok büyük bir kesimi, Pazar Günkü Seçimde, Burjuva Siyaset Sahnesinde karşı karşıya gelen, iki Burjuva Kampın temsilcilerinden biri olan Kılıçdaroğlu’nu, destekleyeceklerini açıkladılar.
İlkesizlik, Omurgadan yoksunluk burada da kendini gösterdi.
Anlaşılan bu Sol kesim İktidar Olma Perspektifini çoktan yitirmiş, ayakta kalabilmek için Kılıçdaroğlu’nun ve Millet İttifakının Kuyruğuna yapışmış durumda.
Böyle bir SOL, bize göre son nefesini vermekte.
Kuyrukçulukta onları kurtaramayacak.
Nefes almak için Kılıçdaroğlunu destekliyoruz diyorlar ya!
Ne yazık ki kuyruğuna takıldıkları, Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı, onlara NEFES olamayacak.
Bir Oyun Oynanıyor ve bu Oyunu tezgahlayanlar belli.
Ne yazık ki Kürt Hareketi de, Ülke Solunun bu içler acısı durumundan bağımsız değil.
Aynı ilkesizlik onlar içinde geçerli.
Üstelikte direkt kendilerini hedef alan çok kapsamlı bir operasyon, belli çevrelerce tasarlanmışken, hala bunun farkında değiller.
Kayyum konusunda, ortaya sürdükleri tek gerekçe, “efendim bu yasa anti demokratik ama, en azından artık yargı güvencesi altında”
Ne yazık ki bu ülkede yargının bağımsız olmadığının, başlarına bunca şey gelmesine karşın, hala farkında bile değiller.
Asıl büyük Tehlikede, İYİP tarafından, yukarıda da değindiğimiz bir operasyonun düzenlendiği.
Evet bu büyük Operasyonun, Kürtleri direkt karşısına alan, onları yok etmeye yönelik bu düzenleme olduğu ortada.
Bu Operasyonun adı, GÜNEY ORDUSU!
Güney Sınırlarında yeni bir ORDU KURULUYOR!
Her ne kadar, bu Ordunun amacı Sınır Güvenliği dense de, bu ordu Sınırlarda kaçak göçmenleri engelleyecek dense de, asıl amacın Kürt Hareketine yönelik olduğu çok açık.
HDP ve Yeşil Sol çok ağır bir vebalin altına girdiler.
Bunun hesabını Kürt Halkı onlardan sorar.
Kürt Hareketinin ve Kuyrukçu Solun akıl hocası Veysi Sarısözen yazısında, Kılıçdaroğlu’nun desteklenme gerekçesini, Ya Faşizm Ya Demokrasi olarak tanımlıyor.
Geçmişte TKP Merkez Yönetiminde yer almış bir kişinin, Demokrasinin bir SINIF AİDİYETİNİN olduğunu bilmemesi olası değil.
Anlaşılan Sarısözen çoktan Marksizm-Leninizm den İSTİFA ETMİŞ!
Soralım Sarısözen’e, BU DEMOKRASİ HANGİ SINIFIN DEMOKRASİSİ!
Anlaşılan bahsettiği Burjuva Demokrasisi!
Yani diyor ki, biz Faşizme karşı Burjuva Demokrasisi için mücadele ediyoruz, onu destekliyoruz.
Oysa Kapitalizmin artık sona geldiği, Rıza ile soyma döneminin sona erdiği, siyasi üst yapıda daha baskıcı, daha totaliter egemenlik biçimlerinin olduğu bu evrede, Faşizmin alternatifi
Burjuva Demokrasisi değil, İŞÇİ DEMOKRASİSİDİR.
Artık bu evrede Burjuva Demokrasisine dönüş olası değildir.
Burjuvazinin artık İşçi Sınıfına, Emekçilere, onların verdikleri mücadele sonucu elde ettikleri hakları bundan böyle vermesi olası değildir.
Artık HAVUÇ dönemi sona ermiştir.
Tersine onların elde ettikleri bu hakları geri almak için SOPA Dönemi başlamıştır.
Umut İLERİ
