Genel

Marksizm’i yadsımanın en kolay yolu…

Fotoğraf açıklaması yok.Umut İLERİ
Marksizm’i yadsımanın en kolay yolu, Marksizm 19 yüzyıl düşüncesidir diyerek onu belli bir tarihselliğe kapatır, günü açıklamakta yetersiz bulursunuz!
Hatırı sayılır Liberallerimizden Murat Belge de aynen böyle yapmış.
Ona göre Marksizm 19 yüz yılda ortaya çıkmış, o denemin koşullarını irdeleyen bir düşünce sistemi.
Bu kafanın anlamadığı daha doğrusu anladığı halde çarpıttığı, aslında Marksizm’in özünü oluşturan değişimin, bizzat kendisinin değişmeyen olduğu gerçeğini ifade eden Marksist Felsefe Diyalektik Materyalizmdir.
Şimdi soralım bu Liberal arkadaşa;
Aşağıdaki Komünist Manifestodan alınan pasaj bugünleri yansıtmıyor mu?
” Ürünleri için sürekli genişleyen bir pazar gereksinmesi, burjuvaziyi, yeryüzünün dört bir yanına kovalıyor. Her yerde barınmak, her yere yerleşmek, her yerde bağlantılar kurmak zorundadır.
Burjuvazi, dünya pazarını sömürmekle, her ülkenin üretimine ve tüketimine kozmopolit bir nitelik verdi. Gericileri derin kedere boğarak, sanayiin ayaklan altından üzerinde durmakta olduğu ulusal temeli çekip aldı. Eskiden kurulmuş bütün ulusal sanayiler yıkıldılar ve hâlâ da her gün yıkılıyorlar. Bunlar, kurulmaları bütün uygar uluslar için bir ölüm-kalım sorunu haline gelen yeni sanayiler tarafından, artık yerli hammaddeleri değil, en ücra bölgelerden getirilen hammaddeleri işleyen sanayiler, ürünleri yalnızca ülke içinde değil, yeryüzünün her kesiminde tüketilen sanayiler tarafından yerlerinden ediliyorlar. O ülkenin üretimiyle karşılanan eski gereksinmelerin yerini, karşılanmaları uzak ülkelerin ve iklimlerin ürünlerini gerektiren yeni gereksinmeler alıyor. Eski yerel ve ulusal kapalılığın ve kendi kendine yeterliliğin yerini, ulusların çok yönlü ilişkilerinin, çok yönlü karşılıklı bağımlılığının aldığını görüyoruz. Ve maddi üretimde olan, zihinsel üretimde de oluyor.
Tek tek ulusların zihinsel yaratımları, ortak mülk haline geliyor. Ulusal tek yanlılık ve dar kafalılık giderek olanaksızlaşıyor ve sayısız ulusal ve yerel yazınlardan ortaya bir dünya yazını çıkıyor. ” (Karl Marks-Fredric Engels-Komünist Manifesto)
Bu pasaja baktıktan sonra Marksizm hala 19 yüz yıl düşüncesidir diyebilir misiniz?
Yani ta o günden ulusal ekonomilerin tek bir dünya pazarına doğru genişlemesi öngörülmüş.
Bugüne geldiğimizde özellikle bilgi işlem teknolojisinin gelişimi sonucu iletişim alanındaki devrimsel atılımlar, üretimi mekandan bağımsız hale getirerek, bir malın üretim sürecine pek çok ülkenin katılmasına olanak sağlamıştır.
Geçmişe göre ekonomiler arası işbölümü artarak, ülke ekonomileri ve bu ülkelerde yaşayan insanlar arasındaki karşılıklı etkileşim ileri boyutlara varmıştır.
Bu süreç doğal olarak geleceğin toplumunun da maddi öncüllerini, kendi gelişimi içerisinde yaratmıştır.
Aynı biçimde ulusal ekonomileri birbirine bağlayan bu süreç, bu ekonomilerle yönetilen ülkelerdeki işçi ve emekçilerin “kaderlerinide” birbirilerine bağlayarak, onların birlikte mücadele etme, dayanışma olasılıklarını arttırmıştır.
Bir diğer örnek yine Komünist Manifestodan;
Komünist Manifestonun bir diğer hala güncelliğini koruyan saptaması da aşağıda aktardığımız paragrafta yer almaktadır.
“Gördük ki şimdiye kadar toplumların hepsi ezen ve ezilen sınıfların karşıtlığına dayanmaktaydı. Ama bir sınıfı ezebilmek için ona en azından kölece varlığını sürdürebileceği koşulları sağlamak gerekir.
Serf, serflik döneminde komün üyeliğine yükselmeye çalışmıştır, nasıl feodal mutlakıyet boyunduruğu altında küçük burjuva da burjuvalığa çıkmışsa. Buna karşılık modern işçi, endüstrinin ilerlemesiyle kalkınacağına, kendi sınıfının koşullarının da daha altına düşmektedir sürekli. İşçi sefilleşiyor ve sefalet, toplumdan ve zenginlikten daha hızla gelişiyor.
Böylece apaçık ortaya çıkıyor ki, burjuvazi daha uzun süre toplumun egemen sınıfı olarak kalma ve kendi varoluş koşullarını topluma düzenleyici yasa olarak dayatma yetisinde değil.
Burjuvazi egemenliğini sürdürme yetisinde değil, çünkü kölesine köle olarak bile var olma güvencesi veremiyor, çünkü köleyi, o kendisini besleyeceğine kendisi onu beslemek zorunda olduğu bir duruma düşürüyor elinde olmaksızın.
Toplum artık burjuvazinin sultasında yaşayamaz, yani, burjuvazinin varlığı toplum tarafından taşınabilir gibi değil.”(KOMÜNİST MANİFESTO)
Burjuvazinin İşçileri Açlık sınırında yaşattığı, onlara kendi varlığını sürdürebilmesine, kendi Sınıfının koşulları altında yaşayabilmesine imkan tanımadığı, onlar tarafından beslenmesi gerekirken, onları beslemek zorunda kaldığı bugün her zamankinden daha çok geçerliliğini sürdüren bir öngörüdür.
En önemlisi de o günden bugüne değişmeyecek olan, artık Toplumun Burjuvazinin Egemenliğinde yaşayamayacağı, Toplumun artık Burjuvaziyi taşıyamayacağı saptamasıdır.
Tabi burada Murat Belge ve diğer Liberaller, Kapitalizmin sürdürülmesinden yana oldukları, onu reforme ederek iyileştireceklerini sandıkları için, Marksizmi yadsımak yolunu seçtiler.
Bunun onlara göre en doğru yolu da, Marksizmi 19 Yüz Yıl düşüncesi olarak, bir tarihselliğe kapatmaktı.

Erdoğan Ateşin

Profilinizi oluşturmak için, biraz hayat hikayenizi anlatın. Bu alan, herkesçe görünebilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu