Hepimizin ibretle seyrettiği gibi Kürd politik güçlerin milli stratejik bir planları yoktur. Oluşturma diye bir niyetleri olmadığı da izlenen politikalardan görülüyor. Eskiyi bir yana bırakalım 1990 yılından bugüne Kürdler lehine gelişen olumlu bir hava vardır. Kürdlere bir statü sağlayacak olumlukta gelişmelerdir. Kürd politik çevreleri bu ortamı Kürd milleti lehine değerlendiremediler. Milli bir siyaset, milli birliği sağlamadılar. Kürd/Kürdistan politikasından öte parti politikalarını esas aldılar. Parçacı davrandılar. Sömürgecilerimiz bu durumu kendi lehlerine çevirmede başarılı oldular. Bu herkes tarafından görülmesine karşın bu politikada diretmek Kürd milletine kaybettirir. Ki şu an Kürd millet lehine olan bu olumlu süreç her an değişebilir. Görünen o ki bu olumlu durum bünyasinde Kürdler alehine değişme rizkini de taşımaktadır. Kürd politik güçleri bunu görmeli ve buna uygun bir strateji belirleme zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Fakat görünen o ki izledikleri politika bundan çok uzaktır. Bölgemizde ve uluslararası alandaki gelişmeleri doğru okuyamamaktadırlar. Yarın sömürgecilerimiz ile uluslararası güçler anlaştıklarında da Kürdler son treni kaçırmış olacaklar. Bunun sorumlusuda bugünün Kürd politik çevreleri olacaktır.…
Tarihte Kürdistan’ı egemenliğinde bulunduran bölge devletlerin ve onların uluslararası dostlarının“ortak düşmanı” Kürd milleti olagelmiştir. Bu dış boyuttur. Bir de iç boyut vardır. sömürgeci ülke barbarların şahsında kardeşlik keşfedip din ve sınıf kardeşliğini fetişleştirip birlikte yaşamı öngören, onları demokratikleşmesini hedefleyen, Kürd milletinin bağımsızlığını istemeyen Kürd çevreleridir. Dünden süregelen bu durum bugünde devam etmektedir. Kürd milletinin bağımsız devlet olarak tarih sahnesine çıkmamasının nedeni budur. Bu durum Kürd milletine korkunç trajediler yaşatmış ve yaşatmaktadır. Anlaşılan şu ki dış düşmanı değiştirmemiz mümkün olmuyor. O halde Kürdler değişmelidir. Bağımsızlık hedeflenmelidir. Kürd milletini geleceğe taşımanın teminatı budur.
