Genel

KÖZ Gazetesinin, “Seçim değerlendirmesi”ne bir kaç söz…

Umut İLERİ

 

KÖZ Gazetesinin, “Seçim değerlendirmesi”ne bir kaç söz…

KÖZ Gazetesi, “Seçim Değerlendirmesi: Reformist Projenin Çökmesi Devrimci Sonuçlar Üretmez, DEVRİMCİ ÇIKIŞ İÇİN DEVRİMCİ SİYASET!” başlıklı bir yazı paylaşmış.
Bu konu da bir kaç söz etmek isterim.
“Bugün bir devrimci çıkışa ihtiyaç vardır. Devrimci çıkışın önündeki engelse düzen güçleri değildir. Türkiye’de rejim krizi her zamankinden derindir. Krizin daha da derinleşmesine ihtiyaç yoktur. Eksik olan devrimci dinamikler de değildir. Türkiye devrimci dinamiklerin en güçlü olduğu, bu yüzden dünya üzerinde en yoğun
yaşandığı coğrafyalardan ikincisidir. Birincisi elbette doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine Kürdistan’dır.”(KÖZ)
Doğrudur ama salt bugün değil, artık Tarihsel sınırlarına gelmiş dayanmış Kapitalizmi, tarihin çöplüğüne göndermek için sadece yerelde değil Dünyasal Planda bir DEVRİMCİ ÇIKIŞA ihtiyaç vardır.
Eksik olan ise, bu Nesnelliğe koşut, bu Nesnellikten Devrimci bir vazife çıkartacak, DEVRİMCİ ÖZNELLİKTİR.
Devrimci Dinamiklerin gücü, o Ülkedeki Sınıf Mücadelesinden ve tek Devrimci Sınıf olan İşçi Sınıfından bağımsız değildir.
Bu gün baktığımız da ne yazık ki, sizin yazınızda iddia ettiğiniz gibi, ortada bir GÜÇ yok.
Sınıf Hareketinin geriliği, İşçi Sınıfının bir avuç Sendika bürokratının elinde ki perişanlığı, en önemli silahı olan Üretimden Gelen Gücünü kullanamaması, ortada böyle bir GÜCÜN olmadığını göstermektedir.
Ama tabi sizler, İşçi Sınıfı yerine başka Devrimci Dinamikleri koyuyorsanız, onların peşinde koşuyorsanız o başka!
“Emekçilerin Seferberliği İçin Bağımsız Aday” adlı bir eylem birliği platformunu kurduk. Ocak ayında platforma Enternasyonal Komünist İşçi Birliği de dahil oldu.
Çetin Eren bu eylem birliğinin cumhurbaşkanı adayı idi.
Seçim süreci boyunca Çetin Eren’in adaylığını desteklerken, onun adaylığı için imza toplarken hükümetle muhalefet arasında eşit mesafede durmadık, muhalefete muhalefet ederek kendimizi var etmedik. Emekçiler lehine en basit bir hakkın kazanımı için bile bu hükümetin gitmesinin şart olduğunu döne döne vurguladık. ” (KÖZ)
Bu nedir biliyor musunuz, bu Sermaye Grupları arasında ki İT DALAŞINDA, bu Gruplardan birini utngaçca desteklemektir.
Kemal Okuyan da, biz Kemal Kılıçdaroğlu’na kefil değiliz ama, Erdoğan’ın gitmesi gerekir diyordu.
Ne farkı var, onun söyleminden, sizinkinin!
Diyeceksiniz ki o seçimlerde Kılıçdaroğlu’na OY verdi, biz vermedik.
Ama söylem aynı!
Eylem farklı.
En azından Okuyan, sözlerine uyan bir eylemde bulunmuş, ya siz?
Bir diğer noktada, aslında siz de dahil, solda ki pek çok siyasi oluşumun yanlışlığı, Milletvekili Seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini aynı görmesi.
İşte bütün yanlışlıkta burada zaten.
Sona gelmiş dayanmış, kendini ekonomik ve siyasal olarak üretemeyen Sistem, bu çıkmazdan kurtulabilmek, bize göre aşılması olanaksız bu krizi aşabilmek için Devleti yeniden yapılandırmıştır.
Tüm bürokratik engelleri kaldırarak, tek elden bir yönetim biçimini hayata geçirmiştir.
Parlementoyu işlevsiz kılarak yargı, yürütme ve yasamayı tek elde toplamış ve buna Başkanlık Rejimi adını vermiştir.
Daha öncede söyledik, Başkanlık Rejimi, Sınıfsal İktidarı elinde tutan güçten bağımsız değildir.
Şimdi geriye, tüm bu yapılan değişiklikleri kabul ettirmek, toplum nezdinde “Demokratik” MEŞRUİYET kazandırmak kalmıştır.
Bunun için en iyi yol Seçimlerdir.
O nedenle Komünistlerin Seçimlerde alacakları tavır, bugün için Turnusol Kağıdı işlevindedir.
Cumhurbaşkanlığı ya da Başkanlık Seçimi, Komünistlerin katılmayacağı bir seçimdir.
Bu seçim her şeyden önce, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Yargının, Yürütmenin, Yasamanın tek adamın elinde toplandığı, Tek Adam Rejimine Meşruiyet kazandıran bir Seçimdir.
Bu seçime katılanlar, sabaha kadar ben Tek Adam Rejimine karşıyım desinler, aslında yaptıkları , niyetlerinden bağımsız, bu Rejimi aklamaktan başka bir şey değildir.
Sonuçta bu Seçimde kullanılacak oylar, Tek Adam Rejimini kabul etmek ya da etmemek anlamına gelmez.
Çünkü Bu Seçim bir Referandum değildir.
Referandum olsa, HAYIR OYU kullanır, bu Rejime karşı olduğunuzu belirtirsiniz.
Ama böyle bir seçeneğiniz yok.
Kullanılacak oylar, niyetden bağımsız da olsa bu Rejimi kabullenmektir.
Oy kullanmakla, kimin için kullanırsanız, kullanın, baştan bu Tek Adam Rejimini kabul etmiş oluyorsunuz.
Burada Tek Adam Rejimine HAYIR demenin tek yolu, bu Seçime KATILMAMAK OY KULLANMAMAKTIR.
Seçime katılmamaya, Aday Göstermemeyi de eklememiz gerekir.
Burada bunu belirleyen, kişiler değil, Seçimin kendisi, Seçimin niteliğidir.
Umut İLERİ

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu