Dem parti’de kimlik bunalımı

Dem Parti’nin devamı olduğu önceli partilerin kuruluş amacı kurucularının iddiasına göre “Kürd milliyetçiliğini engellemek, Kürdleri Türk uluslaşması içinde eritmek” olarak projelendirildi. Bu düşünce Kürdlere empoze edildi. Büyük tahribatlara yol açtı ama ne yaptılarsa Kürd milliyetçiliğin gelişmesine engel olunamadı. Sistemin korkusu da budur.

Bunu ete kemiğe büründürmeye ihtiyaç var. Bu da Kürd legal harekete emek ve kan veren yurtsever Kürdlerin ortaya koyacağı çabaya bağlıdır. Bir kere Kürd legal partileri iddia edildiği gibi “halkların partisi“ değildir. Burada soru şudur: Kürd legal partileri yaşatan kimdir? Halklar bunun nesesinde? Bu sorulara cevap verilirse Kürd legal partileri kimliksizlikten kurtulur.

Fakat Türk egemenlik sistem sahipleri bunu engellemeye çalışmaktadır. Legal Kürd partilere habire kayyum atamaktadır. Bunlar misyonerlik görevi görüyor. Kiminin maskesi düşsede hala bu görevi Dem Parti’de sürdürenler var. Kürdlerin milli bir politika oluşturup bağımsız bir aktör olarak sahaya çıkmamaları için her yol ve yönteme baş vurdular ve bunu sürdürüyorlar. Bunu en son İstanbul Belediye seçimlerinde tartışmaya yer bırakmayacak kadar uygulamaya çalışıyorlar. Kimi Kürdleri AKP kimi CHP kuyruğuna takmaya çalışıyor.

Seçime burada iki gün kaldı. Dem Parti seçmenin kafası karışık. Bu karışıklığa son vermek gerekiyor. Bu da Dem Parti yönetimin yapacağı bir açıklama ile ancak giderilebilir. Kürdler bir kere AKP adayı Murat Kurum mu yoksa CHP adayı Ekrem İmamoğlu mu ikilimenden kendini kurtarmalıdır. Bunların hangisi iyi ve daha iyi tartışması Kürdlerin işi değildir. Dahası her ikiside sistemin birer temsilcisi ve Kürd millet düşmanıdır. Kürdlerin bunlar arasında tercih yapması “katilim sen ol“ demekten öte bir anlamı yoktur.

Dikkat ettiniz mi? Dem Parti içinde ne kadar Kürd olmayan başta Dem Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, bu rolü çok iyi icra ediyor. Üyesi olduğu SYKP (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi) bir açıklama yaptı. Açıklamasında istanbul seçiminde Ekrem İmamoğlu’nu destekleyeceklerini söylediler. Peki bunu nasıl okumak gerekir? Tülay hanımı Dem Parti Eş Başkanı yaptıranların amacı burada sorgulamak gerekmiyor mu? Bu hanımın Dem Parti içinde görevi ne? Görevi açık. Kürdleri sistemin bir kanadı olan Kemalistlere monte etmek. Dem Parti seçmeni bunu görüyor ve çok rahatsız.

Dalga kıran sadece Tülay Hatimoğulları mı? Elbette değil. Başka misyonerlerde var. İşte birkaçı. Bir önceki genel seçimde Dem Parti İstanbul milletvekili adayı Hasan Cemal, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Dem Parti Muş milletvekili Sezai Temeli, bildik yazar çizerler vs. Hepsi Ekrem İmamoğlu deyip duruyor.

Sahi Dem Parti karar almamış miydi? “Ne AKP ne CHP, Oylar Adaylarımıza!“ dememiş miydi? Adaylar Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni olmasına rağmen peki bu Kürd olmayanlar nasıl oluyorda bu karara rağmen Ekrem İmamoğlu diyorlar? Parti disiplini diye bir mekanizma yok mu? Niye işletilmiyor? Engel ne? Seçime birkaç gün kala parti yönetimi niye buna müdahale etmez? Bu durumda Dem Parti seçmeni ne yapacak? Bilmediğimiz bir Alicengiz oyunu mu var? Sorular, sorular, sorular.

Bir kere Kürdler, şunu bilince çıkarmalıdırlar. Türkün İslamcısı da, Kemalisti de, solcusunun da Kürd/Kürdistan sorununa yaklaşımı aynı. Kimi din kimi Kemal’i satıyor. Bu empozeler Kürdler üstünde büyük tahribatlar yarattı. Buna rağmen Kürd milliyetçiliğinin gelişmesini önleyemediler. Fakat ne yazık ki, bu dalga kıranların Kürd/Kürdistan sorununda oynadıkları rol Kürd siyasetçi ve aydınları tarafından bir türlü açığa çıkarılamadı. Kimi de bunu görmemezlikten gelmeyi siyaset ediniyor. Fakat bunu halkımız görüyor. Şu an yetersiz olsa da tepkisini de ortaya koyuyor. Bu tepki, içinde herkesi yola getirecek bir potansiyel barındırıyor. Bu da bir olumluluğa işaret ediyor.

Kürdler İslamcı AKP, Kemalist CHP ve solcu geçinenler arasında tercih yapmak zorunda değil. Hepsi Kürd millet düşmanı. Kürdler bunlardan ne kadar uzaklaşsalar o kadar ciddiye alınırlar, bağımsızlığa ve özgürlüğe o kadar yakınlaşırlar.

Misyonerlik deyip geçmemek gerekir. Çok utanmazlar. Üstenci ve kibirlidirler. Kürdlere akıl vermeye çalışıyorlar. “Siz düşünmeyin sizin yerinize biz düşünürüz“ diyecek kadar yüzsüzler. Türkiye cumhuriyetinin yılmaz bekçileri. Hepsi azılı Kürd millet düşmanı. Fakat kimi Kürd çevreleri bunları baş tacı ediyor. Kürdün sırtına bindiriyor. Koltuk veriyor. Onlarda kendini bir halt sanıp Kürdlerin politikasını belirlemeyi bir hak biliyor. Kimi Kürdler de bunu alıp Kürdlere satıyor. Yok “halkların kardeşliği“, yok “ortak vatan“, yok “ortak devlet“, yok “ortak yaşam“ gibi yaşamda karşılığı olmayan bu fantazileri Kürdlere kabul ettirmenin uğraşını veriyorlar. Bu bile onları devletin hışmından kurtarmaya yetmiyor. Fakat bir türlü de akıllanmıyorlar.

Bu handikaptan kurtulmak gerekiyor. Bu da Kürd legal siyastini kimliksizlikten kurtarmakla mümkün. Kürd olmayanları Kürdlere önder etmekten vaz geçmekle olur. Bunların Kürdlere bir getirisi yoktur. Ama çok zararları olduğu tartışılmaz. Bu görülmeli ve bunlardan kurtulmak gerekir. Kürdler bunu politika edinirse doğru yolu bulmuş olurlar. Bu da Dem Parti “halkların partisi“ değil, Kürd partisidir demekle ile olur. Çünkü halklar denilenlerin yarısı ırkçı cihatçi, yarısı ırkçı Kemalist. Bunu görmek çok mu zor?

29 Mart 2024