BölgeGenel

BARZANİLER-AKP TÜRK MİLLİ CEPHESİNDE

Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan

6 Şubat 2023 tarihinde merkez üssü Kürdistan’ın Maraş ili olup 10 vilayeti etkileyen 7,7 şiddetinde bir deprem gerçekleşti. Yüzbinleri bulan ölü ve yaralanmalara sebebiyet verdi. Büyük insani bir drama yol açtı. Milletçe acımız büyük. Geride kalan halkımız ve dünya seferber olurken Türk devleti elini ovuşturarak kendine seyirci rolü biçti. Şaşırdık mı? Hayır. Çünkü onlara göre: “En iyi Kürd ölü Kürd’ür”(!)

Türk egemenlik sistemi halkımızın başına gelen bu felaket karşısında davul, zurna çalıp zırtık atıyor. Düşmandır, yapar. Ne kadar eleştirsek, teşhir etsek, nasıl ifade edersek edelim bir şey ifade etmiyor. Kürdleri düşman olarak görüyor. Kürdlerin varlığı kendilerinin yok olacağına inanıyor. Bu nedenle milletimizi tarihte silmek için her yola, her yönteme baş vurmayı politika edinmiş bulunuyor. Gereğini de yapıyorlar. Buna minnetimiz yok deyip geçebiliriz. Fakat Kürd milletinin bu baş düşmanı ile iş tutan Kürdlere ne demeliyiz?

Bu acılı günümüzde bunu ifade etmek zül. Ama bu, milletçe bizim gerçekliğimiz. Türk devleti düşmandır, eder desek te onunla iş tutan Kürdleri ne demeli? İçine girdikleri ihaneti görmeyelim mi? Eleştirmeyelim mi? Teşhir etmeyelim mi? Kimi diyebilir. “Zamanı mı bunun?” Evet, tamda zamanıdır. Düşmanımızla iş tutan ihanetçileri bugün teşhir etmesek ne zaman edeceğiz?

Türk devleti, hele şu an iktidarda olan AKP-MHP her olayda olduğu gibi yaşanan bu dramı ranta çevirmenin peşindedir. Dünya Kürdistan’da art arda yaşanan depremlerin ardından arama, kurtarma ekipleri göndererek ve insani yardım konusunda ellerinden geldiği kadarıyla yerine getirmeye çalışırken Türk devleti bunu istismar ederek ranta çevirmenin hesabını yaptı, yapıyor. Dünyada depremzedeler için milyar dolar/Euro ve yanı sıra sağlık malzemesi, çadır, battaniye ve gıda gibi insani yardım malzemeleri toplandı ve aktarıldı ve bu kampanya devam ediyor. Türk devleti bunu halkımıza vermiyor. İnsani ihtiyaçlarını bile gidermiyor. Yaralarını sarmadığı gibi “gidin, nereye gidiyorsanız gidin” diyor. Kürdistan’ı Kürdsüzleştirmeye çalışıyor. Boşalan yerlere Cihatistleri yerleştirme projelerini yapıyor.

Bir de bunun önceli var. Toprak altında kalan insanları kurtarmak için dünya seferber oldu. Fakat Türk devletinin engeli ile karşılaştı ve birer birer deprem bölgesini terk ettiler, ülkelerine döndüler. Yaptıkları açıklamalarla Türk devletinin insanlık dışı yüzünü ortaya serdiler. Deprem sonrası iki gün ortalıkta olmayan Türk devleti, üçüncü gün deprem alanında göründü. İnsanları toprak altında çıkarmayı değil, kepçeler ve iş makinalarıyla yıkılan evlerin molozlarını kaldırmayı iş edindiler. Yardıma gelen yabancı devlet kurtarma elemanları, “Yaptığınız bir cinayettir. Biz bu cinayete ortak olmak istemiyoruz” deyip ülkelerine geri döndüler. İsrail, Maraş’ta tam teşkilatlı bir seyyar hastahane kurdu. Devlet ırkçı, cihatçı çetelerini göndererek İsraillileri taciz etti. İsrailliler “can güvenliğimiz yok” diye ülkelerine dönmek zorunda kaldı.

Bilindiği gibi Kürdistan’da deprem olur olmaz Türk devleti oralı olmadı. Sanki deprem uzay da olmuş gibi davrandı. Üçüncü gün alana indiler. Depremzedelere yardım için değil, yardım eden halkımızı, kurumlarımızı engellemek için. Yaptıkları ilk iş halkımızın depremzedeler için topladıkları yardım malzemelerine el koymak oldu. Çıkardıkları provokasyonlarla arama, kurtarma çalışmasına gelen yabancı devlet ekiplerini kaçırttılar. Ha bu ara sanki çok normal bir devletmiş gibi bunun yanına bir de deprem bölgesinde “Ohal” ilan ettiler. Var olan baskı sistemini daha da sıkılaştırdılar. Kendi dışında kimsenin depremzedelere yaklaşmamasını siyaset edindiler. Camilerde bol bol sela okudular. Üstüne üstlük bir de ganimet fetvasını çıkardılar. “Evlatlık olarak alacağınız çocuklarla evlenebilirsiniz” dediler. Sapık mı sapıklar. İşte böylesi aşağılık bir devletle karşı karşıyayız. Dünya âlem bunu görüyor ama gel görgü Neçirvan Barzani, her ne hikmetse bunu görmüyor(!) Görmemesi bir yana bu zihniyete güzellemeler yapmaktan da geri kalmıyor.

Türk devleti, dünyada eşi, benzeri olmayan insanlık dışı tutumuyla maskesi bir daha düşerken, dünya insanlığı Türk devletinin ne kadar Kürd düşmanı olduğunu bir kez daha şahit olurken, ırkçı, katliamcı, barbar ve soyguncu bir devlet olduğunu görürken, fakat bunu görmeyenlerde var. Daha ötesi görmek istemeyenler var. Kimdir diye merak etmenize gerek yok. Türk devletinin suç ortakları, lobileri, kayyumları, valileri olan Barzanilerdir, bunlar.

Herkes bunu gördü. Kürdistan’da deprem olur olmaz halkımız ve Kürd kurumları anında organize olup depremzedelerin yardımına koştu. Acılarını paylaştı. Yaralarını sarmaya çalıştı. Burada HDP önemli bir rol oynadı. Zaten organizeliydi. Hemen sahaya indi. Tüm imkanlarını seferber etti. Halk ile kucaklaştı. Büyük bir sempati kazandı. Bu durum Türk devleti ve özelikle de iktidarda olan AKP’nin işine gelmedi. HDP şahsında boy veren sempatiyi boşa çıkarmak için çareyi Barzanilerin yardımından buldu. Barzanilerde buna anında cevap verdi. 100 TIR dolu malzeme ile AKP’nin yardımıma koştu. Neçirvan Barzani, soluğu Antep’te aldı. Önce Antep Valisi ve AFAD İl Müdürlüğü’nde kurulan kriz merkezini ziyaret etti. Sonra Recep Tayyip Erdoğan ile yan yana geldi. Kameralar karşısına çıkıp Türk devletine güzellemelerde bulundu.

Ma ne olmuş(!) diyebilirsiniz. Zaten “kardeş, dost, stratejik müttefik” değil miydiler? Türk devletinin Hewler’e atadığı kayyum Neçirvan Barzani ne mi dedi? İşte dedikleri:

“Zor günümüzde Türkiye’nin hep yanımızda oldu ve destek verdi. Türkiye’de yaşanan bu acıyı kendilerinin de derinden hissettiğini, bu az imkanlarımızla Türkiye milletine ve devletine kendi vefamızı sunmaya çalıştık. Sizin acınız bizim acımızdır. İnşallah bu kötü günler ve şartlar geride kalacaktır, bundan eminim. Türkiye, güçlü yönetimiyle bu acı günleri geride bırakacak. Türkiye hükümeti, ciddi bir şekilde bu sorunun üzerinde duruyor. Türkiye büyük bir ülke, büyük bir gayretle bu sıkıntının üstesinden geleceğine inanıyorum.“

Fakat Kürdlere ilişkin tek bir kelime dile getirmedi. Kürd milletinin bu acılı gününde ilk ziyaret etmesi gereken adres HDP olması gerekirken o ne yaptı? “İyi Kürd Ölü Kürd’ür” diyen Kürd millet katillerini ziyaret etti. Onlara minnet duydu. Neymiş efendim? “Dar günlerinden kendilerine yardım etmişler”miş(!) Bu, bir yerde doğrudur, yalan değil. Diğer Kürd hareketlerine karşı Türk devleti ve AKP iktidarı Barzanileri desteklemiş ve korumuştur. Ne Türk devleti ne AKP iktidarı bırak Kürdleri dar gününde desteklemeleri, tarihte yok etmek için elinden geleni yaptıkları dünya âlem biliyor. Anlaşılan bir bilmeyen Barzanilermiş(!) Biliyorlar, biliyorlar, herkesten çok biliyorlar. İŞID’ı kim kurdu, her alanda destekleyip Kürdlere kim saldırttı? Referandum olur olmaz Hewler iktidarının kim tehdit etti. “Kapıları kapatır sizi açlıkla karşı karşıya getiririz” diyen kim? Barzaniler bunu bilmezler mi?

Bunları ve daha fazlasını bilen Neçirvan Barzani, ne mi yapıyordu? Musul’daki Türk Konsolosluğunu koruma derdine düşmüştü. Ahmet Davutoğlu’nu telefonla arıyordu. “İŞID Musul’a saldıracak. İsterseniz Konsolosluğunuzu koruyabiliriz.” O da “gerek yok” demişti. Neçirvan efendi maddem İŞID’ı durdurma gücünüz vardı peki, niye Ezidileri korumadınız? Ezidilerin soykırıma uğramasına niye göz yumdunuz? Niye binlerce Ezidi kadının cariye edilmesine ve sex pazarlarında satışına yol verdiniz? Buna yol açan Türk devletinden başkası değildi. Neçirvan Barzani, bunu bilmez mi? Bal gibi bilir. Neymiş efendim, “Türk devleti dar günlerimizde bize yardım etmiş”miş(!) Bu nasıl bir yardım anlayan beriye gelsin.

Sahi öyle mi? Kuşkusuz değil. Barzaniler, Türk devleti ve AKP iktidarının ne kadar Kürd düşmanı olduğunu bal gibi bilir Fakat bunu ifade etmek onların işine geliyor. Kürdlerin hak sahibi olması Türk devletinin işine gelmediği kadar Barzanilerinde o kadar işine gelmez. Gelmediği içindir ki 30 sene iktidarda olmalarına karşın devleti devlet yapan tek bir kurum oluşturmadılar. ABD sayesinde iktidara gelişinden bugüne yaptıkları tek şey; Barzani ailesini nasıl güç sahibi etmek oldu. Yanı sıra başta Türk devleti başta olmak üzere sömürgecilerimizle beraber Kürd zenginliklerini hortumlamak oldu. Bunu da Türk devletinden aldıkları destekle yaptılar. Ağzı açılan her Barzani boşuna, “Biz Türklerle kardeş, dost, stratejik müttefikiz” demiyor. Stratejik müttefik olduklarına göre ortak dost ve düşmanları da vardır. Ortak dostları İŞID, El Kaide, El Nursa, ÖSO, ENKS, Hüda-Par gibi terör örgütleri ve kapılarında kemik kovalayan Kürdlerdir. Bir de ABD karşıtı devletlerdir. Düşmanlarına gelince başta Kürdler olmak üzere bu şer güçlerine karşı olan herkestir.

Hatırlar mısınız? Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu (SMO) “Zeytin Dalı Operasyonu” ile Afrin’e saldırdığı 22 Ocak 2018 tarihinde Mesud Barzani ile “Terörizme karşı ortak mücadele etme anlaşması”nı imzaladılar. Burada soru şudur: Türk devleti ile Barzanilerin ortak terörist dedikleri kimlerdir? Bunlar, İŞID, El Kaide, El Nursa, ÖSO, ENKS, Hüda-Par gibi terör örgütleri değildir. Kimdir peki? Bunlar Kürd milleti ve yurtsever örgütleridir. Ortak düşmanları bunlardır ve bunlara karşı ortak çalışıyorlar.

Son depremle bu daha da berraklaştı. Neçirvan Barzani’yi Türkiye’ye kim çağırdı sanıyorsunuz? Türk devleti veya AKP hükümeti istemese Neçirvan Barzani Türkiye’ye gelebilir miydi? Ellerini kollarını sallayıp ortalıkta gezmelerine göz yumarlar mıydı? Gelme nedeni ne sizce? Türk devleti, Barzaniler vasıtasıyla Kürdistan güneyini denetim altına aldılar. Şu an onlar vasıtasıyla Kürdistan’ın kuzeyi ve güneybatısını denetim altına almaya çalışıyorlar. Neçirvan Barzani bunun için Türkiye’ye çağrıldı. Geldi ve verdiği mesaj ortada.

“Barzani Yardım Vakfı” (BCF) tarafından getirilen yardımlar nereye gittiğini biliyor musunuz? Bilmiyorsanız biz diyelim. Bilindiği üzere HDP Eş Başkanı Pervin Buldan bir heyetle, İslahiye’de bulunan “Barzani Yardım Vakfı“ ekipleriyle görüştü. Ekibin Buldan’a verdiği bilgiye göre 100 TIR‘a yakın malzeme getirdiklerini, malzemeleri AFAD ve Kızılay’a teslim ettiklerini ve 5 TIR’ında Rojava’ya gönderileceğini belirtti. AFAD ve Kızılay’a verilen malzemeler halkımıza verilmedi. AFAD ve Kızılay kurumları Kürdler karşısındaki konumunu bilmeyen Kürd yurtseveri yoktur. Türk devlet sistemin Kürdlere karşı uyguladığı soykırımın birer araçları olduğunu her yurtsever Kürd bilir. Barzanilerin bunu bilmemesi mümkün müdür? Bal gibi bilirler. Bilmelerine karşın onlarla çalışıyorlar. “Barzani Yardım Vakfı“ böylelikle AFAD ve Kızılay’ın yan bir kuruluşu olarak görev yapıyor.

Türk devleti, başta HDP olmak üzere Kürd kurumlarının topladıkları yardım malzemelerine zorla el koyarken Barzaniler kendi eliyle yardım malzemelerini AFAD ve Kızılay’a teslim etmeleri kabul edilecek bir durum değildir. İkincisi, 5 TIR Rojava’ya gönderilecek deniliyor. Daha evvelde Barzaniler tarafından Rojava’ya çok malzeme gönderildi. Malzemeler kime verildi dersiniz? Kürd soykırımcıları olan Cihatçı teröristlere. Fakat gel görkü kimileri, “Barzaniler Rojava’ya yardım gönderdiler“ deyip Barzanilere güzellemelerde bulunuyor. Bunlar, iki Rojava bölgesi olduğunu bilmezler mi? Bir alanda Rojava Özerk Yönetimi ki bunlar Kürd yurtseverleridir, bir alanda da Türk devlet güçleri ve Cihatçı gruplar egemendir. Barzaniler, malzemeleri Türk ve Cihatçıların egemen olduğu alana götürdü. Malzemeler orada bulunan Türk ve Cihatçılara verildi. Şimdi burada Barzaniler Kürdlere yardım gönderdi diyebilir miyiz? Hangi aklı evvel bunu diyebilir?

“Barzani Yardım Vakfı“nın (BCF) getirdiği yardım malzemelerini AFAD ve Kızılay’a vereceğine niye HDP veya sivil bir Kürd kurumuna vermedi? Kendisi niye direk halka dağıtmadı? Bunun önünde yasal bir engel olmamasına rağmen bunu yapmadı. Bunu deneyebilir ve gelen baskı karşısında direnebilirdi. Ama bunu yapmadığı gibi yardımları götürüp AFAD ve Kızılay’a gönüllü verdi. Bu da yetmedi. Türk devletine methiyeler dizdi.

Bu anlattıklarımız kurgu değil, komplo teorisi hiç değil, yaşanan gerçekliktir. Bir resim yayınlayacağız. Resme iyi bakın. Kırmızı gömlekliler “Barzani Yardım Vakfı” (BCF) elemanları, diğerleri Cihatçılardır. Hele içlerinde biri var ki yüzlerce Kürdün kanında eli var. Irz düşmanı ve tacizci biri. Yayınladığımız resimdeki okla gösterilen kişidir. İŞID lideri Bağdadi’nin en yakını olan katillerden biri. Şimdi Türk devleti ile çalışıyor. İsmi Ebu Amsha olarak bilinen terörist Muhammed El-Jasim’dir. “Barzani Yardım Vakfı” (BCF) tarafından gönderilen “yardım” bu teröriste teslim edildi.

Peki, Barzani severler daha doğrusu Barzanilerin kapısında kemik kovalayanlar ne yapıyor? Barzanilere güzelleme yapıyorlar. Hatta Avrupa ve dünyada toplanan para ve malzemeleri “Barzani Yardım Vakfı”na (BCF) teslim edilmesi çağrısını yapıyorlar. Bu çağrılarıyla kime hizmet ettiklerinin farkındalar mı? “Barzani Yardım Vakfı”na (BCF) teslim edilen para ve malzemeler kimlere verildiğini biliyorlar mı? Bilmiyorlarsa açıklamalarımızla öğrenmiş oldular. Gerisi bunu araştırmaktır. “Barzani Yardım Vakfı” (BCF) tarafından Rojava’ya giden yardım kime teslim edildiği araştırın. Söylediğimiz gerçekle karşılaşacaklar.

Bakınız! Maddem Barzaniler bu kadar yardımseverdiyseler Türkler ve Cihatçılar tarafından Afrin’in işgal edilmesi sonrası oradaki halkımız kaçmak zorunda kaldı. Aynı döneme ait Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Afrin’de yaşayan 150 binde fazla Kürd, Halep’in kuzeyinden Tel Rıfat’taki Şahba kampına sığınmak zorunda kaldılar. Çok zor şartlarda yaşıyorlar. Birgüne birgün Barzaniler bunların kapısını çaldı mı? Onların hawar hawar seslerine kulak verdiler mi? Hawar seslerini duymadılar ve duymakta istemezler. Ama Türk devletinin istemi üzerine Cihatçılara habire yardım taşıyorlar. Yurtseverlik bu mudur? Milliyetçilik bu mudur? Hani birileri Barzaniler için diyor ya: “Ulusal damar”(!) “Ulusal damar” dediğiniz budur işte.

Söylenecek, yazılacak çok şey var. Biz yazmaktan, okuyucumuz okumaktan bıktı. Fakat eyvah ne yapalım milletçe içinde olduğumuz trajedi bu. Bu trajediye bir taraftan sömürgeciler sebep olurken diğer yandan içimizdeki sömürgecilerin devşirdiği ve onlar eliyle milletimizi rehin alan cismi Kürd ama fikri ihanet olan siyasal yapılarımızdır. Bunların içinden en kirli halka Barzanilerdir. Tarihte Kürd milletinin başına bela olmuş hain bir odaktır. Bunlar tasfiye edilmedikçe Kürd milletinin önü açılamaz. Kürd halkının önünde böylesi ulvi bir görev duruyor. Başaracaklarına inanıyoruz. Sömürgecilerle birlikte onları da tarihin çöplüğüne atacaklarına inancımızı koruyoruz. Zafer halkımızın olacaktır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu