Genel

İPSİZ RECEP KAHRAMAN MI, EŞKİYA MI?

Ahmet Hulusi KIRIM

İlk dönem cumhuriyet tarihinin kahramanlaştırdığı Karadenizli iki kişiden biri Topal Osman diğeri
de İpsiz Receptir. Her ikisinin de müşterek özelliği, Anadolu’yu kan gölüne çeviren Teşkilat-ı
Mahsusa’nın elemanı olmaları ve eşkıyalık yaparken sonradan şartların zorlamasıyla “eşkıya
prangası”sından
kurtulmak için Kemalist harekete katılmış olmalarıdır. İpsiz Recep’in diğerinden tek farkı ise, ölümünün doğal olması ve geçmiş senelerde TRT’de hakkında diziler çekilip gençlere örnek gösterilmesidir.


İpsiz Recep,1862 senesinde Rize’nin Halda mahallesinde doğdu. Topal Osman gibi, Bektaşi-
Alevilikten dönüp Sünnileşen Çepni halkına mensuptur. İpsiz sıfatına, ona övgü düzenler olumlu anlam yüklese de yöredeki anlamı serseri, haytadır.


İpsiz Recep,1900’lerin başlarında Batum-Rize hattında takasıyla sevkiyat ve kaçakçılık yapardı.
Rusya kıyılarına dümen kırıp, seyreden yelkenlileri soyup korsanlık yaptığı da olurdu. Reisin ilk
vukuatı, Batum’dan yolcu olarak aldığı Rus vatandaşı on yedi Ermeni’yi gasp edip öldürdükten sonra denize atması oldu.
Bir hafta sonra İstanbul hükümetine protestolar yağmaya başladı. Rusya İpsiz Recep ile Rizeli Abdullah’ı istiyordu. Recep Reis bunun üzerine İnebolu’ya kaçarak Cebeci Köyü’ne yerleşti. Kerempe burnu ile Kefken arasında küçük çapta taşımacılık kılıfı altında, oradan geçen takaları, yelkenlileri vurup korsanlığa devam ediyordu. 1912 senesinde Balkan savaşı başlayınca, çıkan Genel aftan yararlanarak tekrar Rize’ye döndü. Karanlık işlerine orada da devam edince zabıtanın takibinden kurtulamadı. Çareyi Batum’a kaçmakta buldu. Çok geçmeden yakalandı. On yedi kişinin katlinden sorumlu tutulup hapse atıldı. 6 ay hücrede kaldıktan sonra kampa gönderildi. Birinci Paylaşım savaşı başladığında bir şekilde kamptan kurtulup Rize’ye döndü.


1917 Bolşevik devriminden sonra Rus güçleri Batum’dan çekilince yörede Gürcüler ve Rumlar
kalmıştı. Anadolu’yu kan gölüne çeviren Teşkilat-ı Mahsusa’nın Batum harekatına Deli Halit ve
Muhittin Paşa ile katıldı. Bir haftalık bir savaştan sonra kalan Rus askerleri de geri çekilince şehri ele geçirdiler. İpsiz Recep’in yaptığı ilk iş orada yerleşik Rumları katletmek oldu. Çetecilerin işleri bitince İpsiz Reis Rize’ye döndü.

Recep Reis, motorla kömür taşıma işine girişmişti. Ne var ki motor bir sevkiyat sırasında battı ve İpsiz rotayı, İstanbul Sarıyer’e çevirdi. Geldikten bir müddet sonra Harbiye Nezaretinde görevli Yüzbaşı Ziya bey ile irtibat kurması fazla zaman almadı. Ziya bey onu karakol teşkilatı üyesi yapıp Sarıyer, Beykoz ve Şile’ye kadar uzanan geniş alan içinde, Rumların işbirlikçi faaliyetlerinin önlenmesi görevini verdi. Recep Reis’e ilk etapta on iki tüfek ile iki sandık cephane ve para verildi. Sekiz Tayfası ve onlara Sarıyer’den katılan üç Rizeli ile toplam on iki kişiydiler. İpsiz Recep konuyu, mahiyetindekilere açtığında, onlara emsalsiz bir ganimet vaat etti.


İpsiz Recep kısa zamanda, Sarıyer ve Beykoz’da tüm Rumları, katliam yaparak, korkutarak,
mallarına el koyup temizledikten sonra, yaptığı katliamlardan dolayı İngilizlerin sıkı takibi başlayınca takanın dümenini bu defa Şile’ye çevirdi. Anadolu’ya kaçırılacak silahların güvenli sevki için, Şile’yi de Rumlardan temizleme görevi almıştı. Şileye gitmeden önce son bir katliam daha yaptı. Bir baskında yakalanan 2 çete üyesini ihbar edip yakalattıkları iddiasıyla on sekiz Rum’u Belgrat ormanlarında katletti.


Şile’de ilk işi, önemli bir engel teşkil eden kaptan Atanas’ı kahveye yapılan baskında ortadan
kaldırmak oldu. Oradaki işini bitirdikten sonra ilk korsanlık döneminde de üs olarak seçtiği Kefken’e geçti.


İpsiz Recep’in tayfaları, müfrezesi, “ipten kazıktan kurtulmuş” eşkıyalardan oluşuyordu. İçlerinde
müebbet hatta idam mahkûmları da vardı. Akçakoca’ya çekilmek zorunda kaldığında, Rize Müdafa-i Hukuk Cemiyetine bir telgraf çekerek, hemen Rize eşkıyasını toplayıp kendisine gönderilmesini istedi. Bunun üzerine, Rize cezaevinden başlanıp tüm cezaevlerinden korsan, eşkıya ve hükümlüler yazıldı. Ayrıca Rize, Hopa ve Ardeşen’den tellallar çıkartılarak toplanan gönüllülerle birlikte alt yüz kişi İpsiz emrine verildi. Bunların ekserisi yüz ila onbeş seneye mahkum kişilerdi. Kendilerine askerlikten muaf olacakları ve affedilecekleri garantisi verildi. Uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra iki yüz seksen kişi İpsiz’in emrine girdi. Bunlar gelince İpsiz Recep’in kuvveti birkaç misline çıktı. İlk iş olarak Karasu’ya saldırarak iki Rum köyünün kaçamayan sakinlerini işbirlikçi diye kurşuna dizdi.


İpsiz Recep’in gurubu ve diğer çetelerin efradının, bireysel adam kaldırma, gasp, cinayet,
yağmacılık, öteye beriye sarkıntılıkları halkta tepki toplayınca, idari ve askeri makamlarca Ankara’ya raporlar gönderilmeye başlandı. Şikâyetlerin yoğunlaşması üzerine, çetelerin Kuvva-i Milliye içinde zaptı rapt altına alınmasına karar verildi. Kandıra-Karasu’da eşkiyalık yapan İpsiz ile Doktor Raif Bey kanalıyla irtibata geçildi. Eğer Kuvva-i Milliye için çalışırsa, hem cezadan kurtulacağı, hem de kahraman olacağı söylenerek Milli Mücadeleye katılması için ikna edildi. Mükellefiyet dışı eratı terhis edilerek Orhanlı müfrezesi adını aldı ve Anadolu hareketine katıldıktan sonra da aynı eylemlerini Adapazarı, İzmit bölgesinde sürdürdü. Daha sonra düzenli orduya geçildiğinde, 13 Mayıs 2021’de 41’inci Alayın 3.Taburunu oluşturdu. ”Başarılarından” dolayı milis yüzbaşısı rütbesi ile ödüllendirildi.


İpsiz Recep, savaş sonrası çetenin önde gelen yaklaşık yirmi beş efradı ile Ankara’ya geldi. Bando ile karşılandı. M. Kemal tarafından kabul edildi. İki yüz elli lira maaş bağlandı. İstiklal madalyası ile taltif edilen İpsiz 1928 senesinde Sakarya’da vefat etti.


SON YERİNE
İpsiz Recep bir çetecidir ve Teşkilat-ı Mahsusa elemanıdır. Bireysel eşkıyalığı, korsanlığı ve
katliamcılığı haricinde, Kafkasya’da Ermeni soykırımında ve Karadeniz’de Helen kökenli Pontus’luları ölüm ve sürgün ikilemine sokarak bölgenin etnik temizliğinde önemli rolü olmuştur. Bu eylemlerde yer alan herkes gibi, Mütarekeden sonra cezalandırmadan kaçmak için soluğu “Milli Mücadele”de yer alanlardan, Topal Osman gibi bir katildir. Maalesef gençlerin örnek alması istenen İpsiz Recep’in serüveni, resmi tarihin hilafına budur. 9.01.2023


K A Y N A K Ç A
Ergun Hiçyılmaz-İpsiz Recep
Murat Sertoğlu-Tefrika no 49
Askeri tarih Bülteni sayı 36
Dün ve Bugün mecmua-5.12.1955. ATES, Kı-955

Not. Yukarıda ki makale, sosyalizm.org’ da yayınlanmıştır

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu