GenelGündem

2023 Seçimlerinde tavır üzerine

Birbiri peşi sıra yapılan seçimlerde oy kullanıp kullanmama konusu devrimci çevrelerde yoğun olarak tartışıldı. Çok büyük çoğunluk seçimlerde oy kullanmak gerektiğini savunarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu, Meclis seçimlerinde ise Yeşilsol Parti veya TİP’i adres gösterdi.

Ahmet Hulusi KIRIMFotoğraf açıklaması yok.

Birbiri peşi sıra yapılan seçimlerde oy kullanıp kullanmama konusu devrimci çevrelerde
yoğun olarak tartışıldı. Çok büyük çoğunluk seçimlerde oy kullanmak gerektiğini savunarak
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu, Meclis seçimlerinde ise Yeşilsol Parti veya TİP’i
adres gösterdi.

Oy kullanmayı taktik bir mücadele biçimi olarak görenlerin bir bölümü, Erdoğan’ın
gidişiyle nefes alınacağını,bir bölümü de devrimci durumun geri durumda olduğundan
bahisle, Lenin’in 1905 yenilgisi sonrası DUMA seçimlerindeki taktik politikalarını argüman
olarak kullandılar.

Lenin ilkesel olarak devrimci durumun yükseldiği dönemlerde DUMA’nın boykot
edilebileceğini altını çizerek söyledi. Nitekim devrimci durumun yükseldiği Ekim 1905’de Otokratik Çarlık Rusya’sında Bolşevikler 1.Duma seçimlerini boykot etti. Aralık 1905’de devrimin yenilgisi kesinleşince devrimci durum gerilediği için Bolşevikler 2-3-4’üncü DUMA seçimlerine iştirak etiler.

Tarihin bir döneminde mücadele biçimi olarak uygulanan taktikler şablon gibi her
döneme uygulanamaz. Somut durumun somut tahlilinin yapılması gerekir.1905 Çarlık
Rusya’sı ile günümüzdeki küresel emperyalist kapitalist dünyasının 2 önemli farkını gözden
kaçırmamak gerekiyor. Birinci olarak,1905 ve sonrasında Rusya’da, sınıf ve toplum içerisinde kök salmış, devrim yapmayı hedeflemiş illegal bir komünist parti vardı. Duma’daki çalışmalar tali ve illegal faaliyete tabi idi. İkinci olarak 1900’ların emperyalist kapitalizmi ile 2000’lerin, Richard Falk’ın tanımıyla yırtıcı küresel emperyalizmi arasında çok önemli farklar vardır.

Küreselleşme ile birlikte ekonomi ve toplumsal ilişkilerde yaşanan dönüşüm toplumsal
muhalefet üzerinde de etkili oldu. Sistemin krizi yanında siyasal,toplumsal ve kültürel
sorunları da içen konseptler ile bağlantılı olan neoliberal uygulamalar,sistemin kronik krizi
nedeniyle otoriter ve merkeziyetçi siyasal bir sistemi gerekli kılıyordu.Emperyalist
kapitalizmin neoliberal dönemdeki son sığınağı otoriter ve totaliter rejimlerdi. Emperyalist kapitalizmin krizden çıkamaması günümüzde faşizm ana akım haline getirdi. Avrupa da dahil dünyanın birçok ülkesinde faşist partiler iktidar veya iktidar ortağı oldu. İşçi sınıfı ve sendikalar bu süreçten olumsuz şekilde etkilendi. Ulus ve uluslararası bağlamda sendikalara yönelik saldırılar sendikaları etkisizleştirip sınıf ile ilişkisini kopardı. Parlamentolar işlevsizleştirildi. Bizim gibi ülkelerde Parlamentodan devrimin çıkarları için yararlanma olanağı kalmadı.

ABD elebaşılığındaki emperyalizm, ÇİN-Rusya ittifakı ile 3.Paylaşım savaşına hazırlanır
ve bunun ilk örneği Rusya-Ukrayna savaşında yaşanırken kartlar yeniden karılıyor. Bundan
tabiî ki Türkiye’de nasibini alıyor. Küresel emperyalist güçler olası bir savaşta koç başı olacak TC.deki kurumları savaş koşullarına göre yeniden dizayn ediyorlar. Başkanlık sistemi denen ucube sistem bu zaruretin sonucu ortaya çıktı. Parlamento işlevsizleştirildi.

Dünyada faşizim ana akım haline gelmiş ve Türkiye’de faşist devlet, tüm kurumları
dağıtmış, söz ve örgütlenme vs. özgürlüklerini tamamen ortadan kaldırmışken, devrimcilerin parlamentoculuk oyununda figuran olmaları, hakim sınıf partilerini teşhir etmeden kitleleri faşist millet ittifakının peşine takmaları abesle iştigaldir. Hele de millet ittifakı denen faşist millet ittifakın iktidara gelmesiyle nefes alınacağı, yukarıda sıraladığımız nedenlerle tam bir kandırmacadır. Milletvekili pazarlıklarıyla reformist HDP-Yeşil sol partinin şemsiyesi altında faşist millet ittifakına ve Kılıçdaroğlu’na oy verme çağrısı yapmaları tarihin garip bir cilvesidir.

Küresel emperyalizm, ülkemizde birkaç istisna dışında devrimci kurumları da dizayn
etmede başarılı olmuştur. Devrim yapma gibi bir amacı olmayan, sınıfla bağlantısız,
parlamentoculuk oynayan opotünizm bataklığına saplanmış, isimleri var cisimleri yoklarla
dolu bir acı tablo karşımızda durmaktadır.

Bugün devrimcilerin ilk yapması gereken, tıpkı Lenin’in 1905 yenilgisi sonrası yaptığı gibi opotünizm ile aralarına kalın bir çizgi çekip, ideolojik-siyasi olarak savaşmaktır.
İkinci olarak, sınıf çelişkilerinin derinleştiği ve her an patlama yaşanacağı güne
hazırlanmaktır. Bunun için de ihtiyacımız olan, sınıfın partisini yaratabilmek için sabırla
çalışmaktır..  31.05.2023

Erdoğan Ateşin

Profilinizi oluşturmak için, biraz hayat hikayenizi anlatın. Bu alan, herkesçe görünebilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu