Genel

Evet! Ulrike öfkeliydi.

Hüseyin BİÇER

Çünkü kapitalizm de devlet de vicdanlı değil, öfkeliydi. Hem de çok öfkeli hem de dünya çapında… Biliyorsunuz işte, Ulrike’nin gençliğinde faşistler dünya çapında yenilmişti ama Almanya’da hala devlet kadrosundaydılar, ABD Vietnam’daydı…

Antikomünizme “demokrasi”, kapitalist diktatörlüğe “özgürlük” deniyordu… Ulrike Meinhof, tanınmış bir gazeteciydi. Ulrike Meinhof’un düzene karşı tepkisini netleştirdiği ilk yazısı 1968’de başyazar olduğu “konkret” dergisinde, Almanya 68 öğrenci lideri Rudi Dutschke’nin vurulması üzerine yayınlandı.

Rudi Dutschke, 11 Nisan 1968 tarihinde silahlı saldırıda ağır yaralandı. Ulrike’nin düzen eleştirisinin dozunu artırdığı yazı aynı gün yayınlandı. Bu yazı daha sonra “radikal dönemin başı” olarak gösterilir. Yazının özünü aşağı yukarı şu cümleler oluşturur:

“Protesto, bu bana uymuyor, buna karşıyım demektir. Bana uymayan bir şeyin ortadan kalkması için uğraşıyorsam bu direniştir. Bu zamana kadar istemediklerimizi sokaklarda söyledik ama Rudi Dutschke’nin saldırıya uğramasını engelleyemedik.

Çünkü gelenek ve göreneklerin tutsağı halindeydik. Şimdi şiddet ve direnişi düşünmek zorundayız… Bize yönelik bu silahlı saldırı gerçekleştiğinde, korkak liberalleri yanımıza çekmek mümkün olmadı. Eğlence sona erdi. Sokak eğlencesi zamanı geçti artık…

” Ulrike, “sokak eğlencesi zamanı geçti, hadi öyleyse, evlere, bürolara parlamentoya” demedi. Aksine yine sokağı savundu. Sadece eğlencenin rengi değişiyordu. Meinhof, 14 Mayıs 1970’de, Frankfurt’ta bir AVM’yi yakmaktan ve bugünün parasıyla 3 milyon Euro zarar vermekten tutuklu bulunan Andreas Baader’in hapisten kaçırılmasında rol oynadı.

Meinhof’un Baader’in kaçırılması eyleminde, sadece yardım etmesi planlanmıştı. Oysa Ulrike, Baader’in ardından camdan atladı ve illegal yaşama adım atmış oldu.

Camdan atlayış, Hamburg’taki villadan da, Berlin’deki gazeteci yaşamından da kopuş oldu. Andreas Baader’in haipsten kurtulmasından sonra ekibe katılan Ulrike Meinhof’un RAF’ın teorik dokümanlarını kaleme aldığı kabul ediliyor.

Çünkü, RAF’ın ilk metni “Kızıl Orduyu İnşaa Edin”den sonra yayınlanan “Şehir Gerillası Konsepti”, “Şehir Gerillası ve Sınıf Savaşı “ gibi “Silahlı Mücadele” konsepti adı altındaki metinlerde Meinhof’un üslubu vardı. Zaten devlete göre de Meinhof, RAF’ın beyniydi.

Andreas Baader, Gudrun Ensslin ve Ulrike Meinhof’un 15 kişilik bir ekiple 1970 yılı Haziran-Ağustos arasında Ürdün’de El Fetih kamplarında silahlı eğitim aldığını da Almanya’da bilmeyen kalmadı. Meinhof, siyasi ironisini, neşesini ve hınzırlığını hiç kaybetmedi.

Entelektüellere karşı hak etmedikleri ölçüde dalgacı davranıyordu. Örneğin Vietnam savaşı sırasında yine “dünyayı değiştirmek” isteyen entelektüellere çatıyordu: “Son kertede gördük ki, dünya değiştirilmiyor. Aksine yıkılıyor…

”GAZETE KÖK/AVUSTRALYA

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu