Türkiye ‘de gençlik, uyuşturucuyla , 12 EYLÜL 1980 faşizmiyle tanıştı.
Tahrip edilen gençlik her yönüyle teslim alındı. Nice koç yiğitlerimiz yere serildi. Genç komünist Erdal Eren yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980’de idam edildi. Nice Gençlerimiz idam sehpasında ölümsüzleştiler. Niceleri genç yaşta ağır işkenceler sonucu hayatını kaybettiler, sakat kaldılar. Faşizm bir kabus gibi tüm gençliği etkiledi. Bu yıllarda gençlik ideolojik olarak zehirlenmeye çalışıldı. Müthiş bir korkuyla yürekler ve genç dinamık beyinler sindirildi.
Gençliğin önüne yaşam diye konulan tek şey cinsellik oldu. Emperyalist kültürün taşıyıcısı olan Sözde müzik çeşitleri oldu. Tabi ki onun devamı uyuşturucu izledi.
Sermaye çetelerinin uyuşturucu ticaretindeki tekelleri geliştikçe GENÇLİK tam bir pazar haline geldi.
Böylece gençlik hem toplumsal, siyasal sorunlardan koparılmış hem de önemli bir gelir kaynağı haline getirilmiş oluyordu.
Bu açıdan baktığımızda İlerici, Devrimci, yurtsever gençliğimizi çok önemli görevleri vardır. Şu gerçek bilinmelidir ki Uyuşturucu ağı ile yaşamını sonlandıran, sakat kalan aslında bizlerden başkası değildir.
Sistemin her türlü yoz kültürüyle beyinleri ve bedenleri uyuşturulan bizim geleceğimizdir.
Bunlara karşı kayıtsız kalamayız, geleceğimizi kurtarmak için gençlerimize sahip çıkmalıyız.Bölgemizi bu beladan kurtarmalıyz. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor.
Mevcut Sermaye sınıfının gençliğe saldırı ve yok etmelere karşı bir çıkış örgütlemek zorundayız.
Yaşamın her alanını umut savaşımına dönüştürmeliyiz. Gençlerimiz umutlarımızdır. Bu bizler için zorunlu görevlerimiz olarak karşımızda duruyor.
Bütün gençlik içinde uyuşturucu maddelere, alkole, Kumar kültürüne vb, karşı aktif bir mücadelenin geliştirilmesi acil olarak kendisini dayatmış bulunmaktadır.
Yaşamakta olan dejerasyona karşı Devrimci halk kültürünün sahiplenmesi, geliştirilmesi günümüzde en acil görevdir. Bu böyle biline…
GAZETE KÖK AVUSTRALYA
Hüseyin Biçer
4/12/2021
