Genel

CİNNETE, ÇÖKEN BİR CEMİYETE, TÜRK BURJUVAZİSİNE DAİR

Faik BULUT

Çöken bir cemiyetin kucağındayız. Öldükten sonra yaşıyor bu insanlar. Buna yaşayış denmez. Uzviyetin ihtilâcı.

Türk burjuvazisi kırk haramilerden daha haysiyetsiz bir çete. Çete bile değil. Bul karayı, al parayı. Bu burjuvazinin iki marifeti var: hâyâsızlık ve el çabukluğu. Hiçbir zaman düşünmedi bu sınıf. Burnunun ucundaki felâketi görmeyecek kadar ahmaktır ve piçlerini asefal birer hilkat garibesi gibi kaldırımlara boşaltıyor. Bu bir sınıf değil, bir panayır grubu.

Batı’da tarihin akışını değiştirdi burjuvazi, sonra ihtiyarladı, bunadı, hastalandı. Ama Flaubert’in bütün küfürlerine rağmen asildir. Flaubert de o sınıfın evladı değil mi?

Burjuvazi on dokuzuncu asrın cihangir sınıfı. Kazandığı her zafer bir sabrın, bir zekânın, bir keşfin mükâfatı. Burjuvazi servetini sokakta bulmadı. Hazineyi bekleyen ejderleri kuyu başından uzaklaştırdı. Toprağın bağrından fışkırttı medeniyeti.

Bizde Galata sarraflarının açıkgözlüğüne özenen soyguncu, kapıcılık yapmaktan âciz, köksüz ve köpükten ibaret beş bin kişi, on bin kişi.. mühendisiyle, eczacısıyla, fabrikatörüyle, plajcısıyla hergele. Toprak ağaları bu heriflerden daha necip, daha civanmert, daha hâlis. Bunlar tefeci. Ve biz aynı mahallenin, aynı iklimin içindeyiz.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu