Genel

BEKA SORUNUMUZ

Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan

Hasan H. Yildirim sanatı olabilir

Herkesten çok Kürdlerin beka sorunu; yani varolup-olmama, kendini geleceğe taşıyıp- taşımama sorunu vardır. Etrafımızı kurtlar, çakallar, ayılar, tilkiler, akbabalar sarmış. Hep birlikte bizi parçalamaya çalışırken, kendi aralarında kim bizden daha fazla bir tike et koparır kavgası var.

Kürdler kendini geleceğe taşımak için hepsine karşı can havliyle ölümüne direniyor. Bu ilk direnmesi değil ama son direnmesi olacağı kesin. Ya toptan yok olacak; yani ya beyaz (asimilasyon), ya kırmızı (kırım) soykırımla yok olacak, ya da bir daha kimsenin egemenliğine girmemek koşuluyla bağımsızlığa ve özgürlüğüne kavuşacaktır. Kürd milleti, bugün bu iki tercihle karşı karşıya gelmiştir.

Bu iş Kürd milletinin ezeli ve böyle giderse ebedi düşmanı ile uzlaşarak çözülmeyecektir. Bunun politikasını yapan kimi Kürd siyasal güçleri de yok değildir. Bu politika Kürdleri egemen sistem adına yok etme politikasıdır. Kürdler kendini geleceğe taşımak istiyorlarsa bir an önce bu uzlaşı politikasından vaz geçmelidir. Düşmanı düşman bilmelidir. Düşman şahsında kardeşlik keşfini artık bırakmalıdırlar.

Etrafınıza bakın! Kürd milletinin başına örülmek istenen çorabı görmek o kadar zor değildir. Düşmanın minneti yoktur. Düşman düşmandır. Sadece devlet düzeyiyle sınırlı değildir. Türk, Arap ve Fars toplumlarına bakın. Kuşkusuz bazı istisnalar vardır ama toplum olarak Kürd milletinin kanını içseler doymayan vampirler olduğunu görürsünüz. Geçmişi bir tarafa bırakın. Son dönemlerde Türklerin Kürdistan’ın Güneybatısına (Rojava) işgal etme plan ve projelerine bir tek Türk, Arap ve Farsın karşı çıktığını gördünüz mü? Hepsinin elbirliği ile bu projeyi desteklediği ortadadır. Bu proje ile ne yapılmak isteniyor? Dedikleri açık: Kürdleri Kürdistan’dan sürmek, yerlerine Türk, Arap ve Farsları yerleştirmektir. Kürdistan‘ın demografisini bozmaktır. Kürdleri tarihten silmektir. Kürd değerlerine el koymaktır. Kürd namusuna el uzatmaktır. Ki; bunu açıkça da dile getiriyorlar.

Bu koşullarda Kürdlerin yapması gereken tek bir şey vardır. Milli birliklerini kurmak. Savaşmak. Kaybetse de, kazansa da birlikte olmak. Bunun dışında Kürdlerin önünde başka bir seçenek yoktur. Bunun için de ortak değerlerde tekleşmektir. Parti, lider kültünü bir tarafa bırakmak, Kürd millet değerleri etrafında birleşmektir. Birçok ortak değerimiz var. Bunların başında da Kürd milli bayrağı gelir. O bile tek başına bizi bir araya getirmeye yetiyor. Biz buna gelmediğimiz müddetçe kaybetmeye mahkumuz.

Kazanmak için Türk, Fars, Arap ve onların dostlarını düşman bileceğiz. Onlarla her türlü ilişkimizi kesmeliyiz. Onların şahsında “kardeş, dost, stratejik müttefik, ortak vatan, ortak yaşam“ vs. vs. vs. gibi retorik söylemlerden bir an önce vaz geçmeliyiz.

Türkler Kürdistan Rojavasına saldırırken sadece PYD/YPK’ye veya onların şahsında PKK’ye saldırmıyor. Onların şahsında Kürd milletine saldırıyorlar. Onların şahsında orada elde edilmiş Kürd statüsüne saldırıyorlar. Yani her Kürd bireyinin hakkına saldırıyorlar. Durum bu, realite bu. Eğer bugün bu ortak paydada buluşamayacaksak biz hangi paydada buluşacağız? Bilen var mı?

KAWA Hareketi olarak tavrımız açık ve berraktır: Türklerin, Farsların, Arapların Rojava’ya saldırısını kendimize saldırı olarak görüyoruz. Çünkü Kürd milletinin bir parçasıyız. Kürd milletinin Rojava’daki yenilgisi bizim yenilgimizdir. Her Kürd şunu bilmelidir ki; Rojava’da Kürdün yenilgisi her Kürdün yenilgisidir. O zaman her Kürd bireyin, çevrenin, politik gücün yapması gereken kendiliğinden ortaya çıkıyor. O da Ala Rengin altında Türk, Arap ve Farsa karşı savaşmaktır. Bu üç barbar milletle her türlü ilişkisine son vermektir. Yok ticaretmiş, yok komşulukmuş, yok bilmem ne kızılkurtmuş gerekçelerle ayrı duran Kürd, büyük bir ihanet içinde olur. Kimseye bunu tavsiye etmiyoruz. Belki bugün Kürd milletine karşı sürdürülen saldırılarda birey, aile, aşiret, parti olarak kendini koruyan olabilir ama sonuçta onlar da düşmanın gazabından kurtulamazlar.

Kürdler akılı olun. Hele dünyanın bize sempati ile baktığı bugünkü koşullarda hata yapmayalım. Ne dostlarımızı üzelim, ne de düşmanlarımızı sevindirelim. Herkesten önce halkımıza, milletimize layık birer evlat olalım. Bunun için Kürd düşmanı Türk, Arap ve Fars barbarlarına karşı Ala Rengin altında birleşelim. Bunu yapmasak her birimiz tek tek katledilmekten kurtulamayız. Artık bunu anlayın. Ölmeyi değil, yaşamayı seçin. O da birliğimizi sağlamakla mümkündür.

9 Ekim 2019

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu