İşçi-Sendika

Erdoğan ATEŞİN – ANKARA EMEKLİ MİTİNGİ (10 ARALIK)

Erdoğan ATEŞİN

 

Fotoğraf açıklaması yok.

ANKARA EMEKLİ MİTİNGİ (10 ARALIK)                                                          Erdoğan ATEŞİN

Örgütlü özgürlük mü? Toplumsal Bireysel Özgürlük mü?
İşçi sınıfı artık genellikle düşük ücretli veya düşük sosyo-ekonomik statüye sahip olan çalışanları ifade ediyor. Sınıf bilinci işçi sınıfının kendi çıkarlarını anlama ve bu çıkarlar doğrultusunda birlikte olma halidir. İşçi sınıfı, sınıf bilinci aldıkça, işçilerin toplu olarak haklarını savunmalarına ve sosyal değişim için mücadele etmelerine olanak tanır. Bu mücadele mutlak sınıf bilinci gerektirir. Bu nedenle sınıf sendikacılığı, işçi sınıfının kendisini savunabileceği, kendisi için bir arada olma, bilinçli bir arada olma halidir.
Sendikal zorunluluk ve işçi sendikaları genellikle ülkeden ülkeye değişen bir durumdur. Bazı ülkelerde sendikaya üye olmak zorunlu olabilirken, gelişmiş batının bir çok ülkesinde bu tamamen gönüllülük esasına bağlıdır. Sendikal zorunluluk, işçilerin toplu pazarlık ve mücadele güçünü yükseltir. Bu durum aynı zamanda işçilerin bireysel özgürlüklerini de kısıtlar. Bu konum ve süreç genellikle ülkelerin yasal ve Anayasal düzenlemelerine ve işçi haklarına bağlı olarak değişir.
Özünde özgürlük, örgütlü yapılarda ciddi sorunlar taşısa da, hem bireysel hem de örgütsel düzeyde anlam kazanabilir. Bireysel özgürlük, bireyin kendi düşünce, eylem ve tercihlerini serbestçe gerçekleştirebilme yeteneği olarak ifade edilir. Örgütsel özgürlük ise bir grup, bir kuruluş veya bir topluluk içinde bireylerin kolektif olarak kendi amaçları doğrultusunda özgürce hareket edebilme kapasitesini anlatır. Burjuva işbirlikçi Sendikalarda bu durum mümkün değil. Hata bireysel özgürlük devrimci sendikalarda da çok problemidir. O nedenle bu özgülde, bireysel özgürlük, örgütlü örgütlülükle serbest bırakılmalıdır.
Bu iki kavram arasında bir denge bulunabilir. Örneğin, bir sendika içindeki işçiler örgütsel olarak bir araya gelerek toplu pazarlık yapabilir ve bu sayede bireysel haklarını güçlendirebilirler. Bireysel özgürlük ve örgütsel özgürlük arasındaki ilişki, ülkelerin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal bağlamdan etkilenir.
Türkiye’de sendikacılık, kurulduğu tarihten itibaren sorunludur ve bugün gelinen aşamada, büyük bir sendikal tasfiye süreci yaşanmaktadır. Bu süreç, çoğulcu sendikal sistem üzerinden yapılmaktadır. Türkiye’de hiç bir dönem sınıf sendikacılığı görülmemiştir…Türkiye’de sendikalar genellikle Amerikan tipi, oradan örgütlenmiş işbirlikçi sendikalardır.
Bugün (10 Aralık) Ankara Memur Emeklileri Mitingi yaklaşık beş bin kişilik bir katılımla gerçekleşti. Mitinge, en düşük profilden ve çok sayıda emekli sendikası, siyasi oluşum, grup ve grupcuklar iştirak etti. 10 kişi bulabilen pankartını alıp gelmişti. Mitingle alakası olmayan CHP’nin Genel sekreteri, Disk Başkanı, Disk Emeklisen Başkanı, Bes Başkanı konuştular. Hepsinin ortaklaştıkları tek şey, işçi sınıfının bilinçli sendikal varlığının inkarıydı. Hepsi kendisi için oradaydılar ve işçi sınıfı ve Türkiye’nin geleceğine dair hiç bir söylemleri olmadı. Profil, parlamentodaki tartışmaların çok çok altındaydı. Önlerine konulan program kadar konuşabildiler…İşbirlikçi sarı sendikalar bu programın dışına çıkamazlar.
Sarı sendikalar, çalışanları işverenlerle bir araya getiren sendikaların, genellikle işverenlerin çıkarlarını savunan, işverenlerle sıkı bir ilişki içinde olan sendikalardır. Bu tür sendikalar, işverenlerin işçi haklarına ve taleplerine karşı daima işverenin hizmetindedir. Sarı sendikalizm, bu nedenlerle işverenlerin kontrolünde olan veya işverenlerin çıkarlarına hizmet eden, sendikaların genel bir ifadesidir.
Devrimci işçi, memur sınıfı sendikaları, genellikle sınıfının çıkarlarını savunmayı ve kapitalist sistemi yıkmayı amaçlayan sendikalardır. Temel amaçları arasında sınıfın haklarını korumak, adil çalışma koşullarını sağlamak, ücret eşitsizliklerine karşı çıkmak ve genel olarak emekçi sınıfın yaşam şartlarını iyileştirmek için kurulurlar…
Bu sendikalar sınıfının devrimci okullarıdır, işçi sınıfı bu sendikalarda eğitilir. Ayrıca, devrimci sınıf sendikaları genellikle toplumsal değişim daha adil ve eşit ekonomik sistem talep ederler. İdeolojik olarak, bu sendikalar genellikle kapitalizmin yerine sosyalizmi veya komünizmi savunurlar.
Erdoğan ATEŞİN

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu