Genel

1960’dan GÜNÜMÜZE KADARKİ FAŞİST TC DÖNEMİ!

  1. bölüm (son)

27 Mayıs askeri faşist darbesi ile iktidarı ele geçiren Komprador burjuvazi ve toprak ağaları gurubu 27 Mayıs Anayasasına giren bazı Demokratik hakları kabul etmiştir. ABD’ci hakim sınıf zaten koalisyon olarak iktidarda bulunan CHP’den tekrar iktidarı geri aldı. “ milli kalkınma planları safsatası” altında ABD sömürüsü ve ülkemizin bağımlılığı daha da artırıldı. Dış borçlanma faiz ödemediği içi son boyutlara ulaşmıştı. Yarı -sömürge yarı-feodal ekonominin buhranı iyice derinleşmişti. Bu buhran 1960 sonlarında ve 1970’in başlarında genel olarak emperyalizmin özel olarak ülkemizin açısından Amerikan Emperyalizminin iktisadi ve siyasi krizi ile sahada derinleşti. Yoksul halkımız için hayat şartları çekilmez olmuştu. Halkın kendiliğinden gelen mücadelesi kitle hareketine dönüşüyordu, buna karşı hakim sınıflar gelişen kitle mücadelesi karşısında saldırılarını yoğunlaştırdılar.
1974 ‘lere gelindiğinde hakim sınıflar arasındaki çatışma yeniden kızıştı ve açık Faşist diktatörlük yerini parlamenter maskeli Faşist diktatörlüğe bıraktı. Halkın gelişen mücadelesinin yeniden yükselmeye başladığı bu dönemde DEVRİMCİ HAREKET yeniden kıpırdanmaya ve toparlanmaya başlamıştı. Halkın 12 Mart Faşist diktatörlüğe olan öfkesini ve hınçını “Demokrasi ve özgürlük “ nutuklarıyla Ecevit ‘in başını çektiği hakim sınıf partisi peşlerine takmayı başarabildi.
Bu dönem devrimci durum yükseliyor, Devrim rüzgarları esiyordu. Yurt dışı kitle örgütlenmeleri giderek artıyordu. Avustralya’da kültür derneği içinde Devrimciler demokratlar yurtseverler birlik beraberlik içindeydiler, siyasi ayrılıklar gündeme geldi. THKO ve TKP-ML taraftarları Rus sosyal- emperyalist olgusunu kabu ederek yollarını ayırdılar. Rus Sosyal-emeryalist düşünceyi savunanlarldan ayrıldılar kendi örgütlerini inşa ettiler. . THKO görüşünü Ve TKP-ML görüşünü savunanlar ayrılarak kendi işçi ve emekçilerin birliği adı altında derneklerini kurdular. Aynı zamanda dünya genelinde kitle dernekleri günden güne kurulup gelişiyor kitle tabanı yaratıyor. Ülkemizdeki Devrimci örgütlere enternasyonel düzeyde katkı ve destek sağlıyordu.
Diğer bir çok etkenin yanısıra Devrimci hareketin 12 Mart yenilğisi ve kayıpları halk üzerinde REFORMİST görüşlerin etkin olmasında önemli rol oynadı. Silahlı bireysel eylemlerin kitleleri harekete geçireceğine inanan bazı küçük burjuva devrimcileri 12 Mart sonrası tam tersine çark ederek REVİZYONİZMİN ve Rus -sosyal Emperyalistlerinin uşağı haline geldiler.
Sol Reformizm sağ reformizme dönüştü.
Kitlelere güvenmeyen bir avuç öfkeli aydın şimdi parlamento ahırında tepişirek leğal örğütlenmeyi esas alarak illagal örgütleri tasfiye etmişlerdir. Leğal örgütlenmeyi savunuyorlar. TİP, TSİP, TKP, , PDA, TİİKP, EMEP ve niceleri geçmiş mirasları üzerinde daha da palazlanarak bataklıkta çırpınmaya devam ettiler ve hala devam ediyorlar. Bunun yanı sıra bazı küçük burjuva devrimcileri de geçmiş mirasları sağından solundan rötüşleyerek devam etmekteler. Küçük burjuva örgütlerinden bazı kesimleri ise partimizin kahraman direnişini , gerillamızı Marksist Leninist çizgimizin MAO ZEDUNG’un başında bulunduğu uluslar arası Komünist hareketin etkisinde kalarak daha olumlu bir eğilim içine girdiler. ML’ doğru yönelmelerine rağmen Hala arayış içindedirler. Hala eski çizgilerinden dersler çıkaramamış olanlar mevcuttur. Biz önce kendi hatalarımızla yüzleşseydik , parti çizgimizi doğru şekilde uygulayıp savunabilseydik bu devrimci güçlere önderlik edebilseydik bunları saflarımıza TKP-MLM mize kazanmak mümkündü. Şimdi tüm devrim isteyen unsurlara çizgimizi açık ve net ifade etme zamanıdır.
(Son)

GAZETE KÖK AVUSTRALYA
HÜSEYİN BİÇER
23/10/2021
Victoria/Melbourne

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu