Dünya

YENİ BİR PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ KURULMASI ZORUNLUDUR!

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi

Can ÖZCAN

Proleterya enetrnasyonalizmi düşüncesinin temel önermesi, Lenin deyimiyle ”sosyalizmin temel gerçeği” Komünist Manifesto’nun bu ünlü sözleriyle formüle edilmiştir. Büyük ölçekli fabrika üretiminin yol açtığı üretimin genişlemesi, yeni pazarlara gereksinim duyan burjuvaziyi feodalizmin yerel sınırlarını aşıp yeryüzünün dört bir yanına koşmaya, her yerde olmaya, her yerde yerleşmeye, her yerde bağlantılar kurmaya zorladı. Sermayenin hareketinin sonucu olarak uluslararsı işbölümü ve dünya pazarı oluştu. Çeşitli ülkelerde, toplum bir yanda işgücünü pazarda satmak zorundaki mülksüz-özğür işçi ile, öte yanda üretim araçlarına sahip burjuvazi olarak birbirine düşman iki kampa ayrıldı. Üretici güçlerin evrensel gelişmesi, dünya pazarının oluşması, işçi sınıfının dünya-tarihsel varoluşunun temellerini attı.

Ancak, aynı temel, modern burjuvazi ulusal devletide yarattı. Mülkiyetini ve sömürüsünü içeriye ve dışarıya karşı koruma zorunluluğu duyan burjuvazi, ulusal devlet biçiminde örğütlendi. Burjuva devletin ortaya çıkışıyla, proletarya da kendisini sınıf mücadelesi alanı olarak burjuva anavatanın içinde buldu. Manifesto’da ”İşçilerin vatanı yoktur’un hemen ardından gelen cümlede işçi sınıfının ulusla ilişkisi şöyle anlatılıyordu. proletarya, sözcüğün burjuva anlamda olmasa da, en başta siyasal egemenliği elde etmek, ulusun öncü sınıfı konumuna yükselmek ve ulusu bizzat oluşturmak yolunda olduğu ölçüde ulusaldır.

”Uluslararası alanda var olmadan önce, ulusal düzeyde var olmanın gerekli olduğu bir tarih döneminde proletaryanın karşısına da ulusu oluşturmak görevi çıkabiliyordu. Proletaryanın ulusallıkla ilişkisinin birinci boyutu budur.

İkinci boyut burjuvaziyle savaşımın çerçevesi ve zemini olarak ulusal devletle ortaya çıkıyor. Bu ikinci boyutla ilgili olarak Lenin 1908’de, Anavatan, yani verili politik, kültürel ve toplumsal ortam, proletaryanın sınıf mücadelesinde en önemli faktördür. ” diyordu. ”Proletarya sınıf savaşımının siyasal, toplumsal ve kültürel koşullarına, sonuç olarak ülkesinin kaderine kayıtsız kalamaz. Ancak ülkenin kaderi, onu burjuva yurtseverliği nedeniyle değil, sınıf mücadelesini etkilediği ölçüde ilgilendirir.” (Lenin)

”Ancak ister tarihsel, ister mücadelenin güncelliğiyle ilgili nedenlerle olsun ulusallık boyutu içerikte değil biçimdedir. ”İçeriğinde değil ama biçiminde, proletaryanın burjuvazi ile savaşımı ilkin ulusal bir savaşımdır. ”(Manifesto) burada bütün sorun, işçi sınıfının dünya tarihsel varoluşu ile burjuvaziyle önce bir ülke sınırları içinde hesaplaşması gerekliliği arasındaki ilişkiyi doğru anlamaktır. İşçi sınıfının varoluşu ve sınıf mücadelesi dünya pazarındaki işbölümüne göre belirlendiği ve bu sınıfın koşulları her yerde aynı olduğu için bu ilişkinin içeriği her zaman enternasyonaldir.

(Lenin)”İşçi sınıfının dünya- tarihsel varoluşu gibi, proletarya enternasyonalizmi de kapitalizmin ürünüdür.

”Tüm işçilerin birliği, kapitalist sınıfın işçiler üzerindeki egemenliğini tek ülkeyle sınırlamamasından doğan bir zorunluktur. Değişik ülkeler arasındaki ticari bağlar artıyor ve yaygınlaşıyor. Sermaye sürekli olarak bir ülkeden ötekine geçiyor. Bankalar, sermayeyi birleştiren ve kapitalistlere kredi dağıtan bu büyük emanetçiler ise, ulusal kurumlar olarak doğuyor, sonra enternasyonalleşiyor, tüm ülkelerde sermaye yolluyor ve bunu Avrupa ve Amerika kapitalistleri arasında dağıtıyorlar.

Şimdi yalnızca bir ülkede değil, aynı anda birkaç ülkede birden kapitalist işletmeler kurmak üzere dev anonim ortaklıklar örgütleniyor. Kapitalistlerin uluslararası kuruluşları doğuyor. Kapitalist egemenlik enternasyonaldir. Bu nedenle, tüm ülkelerde işçilerin kurtuluş için savaşımı, ancak entenasyonal sermayeye birlikte yürürlerse başarılı olur.(Lenin)İşçi sınıfı dünyanın her yerinde aynı ortak özellikleri gösteren bir sınıftır.

Tarihsel olarak belirlenmiş toplumsal üretim içindeki yeri, üretim araçlarıyla ilişkisi, emeğin toplumsal örgütlenmesindeki tolü ve sınıf düşmanı her yerde aynıdır. Emeğin kurtuluşu bu nedenle yerel ve siyasal değil, enternasyonal ve toplumsal bir sorundur. Proletarya enternasyonalizminin böyle bir nesnel bir temeli var.

Ancak nesnel temel kendiliğinden enternasyonal bilinç ve örgütlenme yaratmıyor. Kapitalizm altında, üretimin toplumsallaşması, merkezileşmesi ve uluslararasılaşması tarihsel bir eğilimdir. Büyük ölçekli sanayi, işçileri de büyük birimler içinde toplar, üretimi olduğu gibi emeği de toplumsallaştırır. Ancak sermayedeki kendigilinden siyasal merkezileşme, uluslararasılaşma eğilimi emekte yoktur.

”Bir kez, ulusal devlet çerçevesi, dil vb. Farklılıklar işçi sınıfı açısından aşılması kolay olmayan engellerdir. Ayrıca, eşitsiz gelişmeden, tarihsel ve toplumsal oluşumların başkalığından gelen farklılıklar var. İşçi sınıfının her ülkedeki toplumsal ağırlığı, sınıf savaşımın somut siyasal koşulları da ülkeden ülkeye farklıdır. Sorunun can alıcı noktası şudur.

Proletarya enternasyonalizmin gerçek yaşamda bulması, işçi sınıfının enternasyonal düşünce ve davranış yeteneği kazanmasına bağlıdır. Engels, proleter hareketin en güçlü enternasyonal bağını ideolojik birliğin oluşturduğunu yazıyor.” (K.Marx, F.Engles) Dünya devrimi ve dünya düzeni bu bağın en özlü anlatımıdır.

Böyle bir ortak olmazsa enternasyonal bilinç ve davranış da olamaz. Lenin 1915’de Uluslararası Sosyalist Komite’ye gönderdiği mektupta bir adım daha ileri gidiyor. Şunları yazıyor. ”5-8 Eylül tarihlerinde yapılan konferansta kabul edilen ortak bakış açısının yetersizliğinde sizinle tamamen aynı görüşteyiz. Bu ilkeyi çok daha ayrıntılı ve özel biçimde geliştirmek, dayatan bir zorunluluktur. Hem ilke, hem de ortak pratik açısından gereklidir.

Enternasyonal çapta birleşik eyleme etkinlik kazandırmak, hem temel ideolojik görüşlerde açıklığı, hem de bütün pratik eylem yöntemlerinde tam bir kesinliği gerektirir.” (Lenin)Dünya işçi ve komünist hareketinin enternasyonal deneyimini aktarmak ve çözümlemek gibi kapsamlı bir işe girişmeden, Marx, Engels ve Lenin dönemi enternasyonal siyaset ve örgütlenmelerinden süzülen en temel ilkeler şöyle özetlenebilir.

İşçi sınıfının genel çıkarları, özel ve kesimsel çıkarların üstündedir. Dünya devriminin ve sosyalizmin çıkarları tek tek parçalardan öndedir.”proletarya enternasyonalizmi, en başta herhangi bir ülkedeki proleter savaşımın çıkarlarının dünya ölçüsündeki aynı savaşımın çıkarlarına bağlı kalınmasını gerektirir.

“(Lenin) Dünya işçi sınıfının ulusal birlikleri, uluslararası hareketin gönüllü ve eşit üyeleridir. Birinci dünya savaşı öncesinde kapitalist ülke işçilerinin ve partilerinin çok büyük bölümü kendi burjuvalarının yanında sınıf kardeşlerine karşı savaştılar.

Protetarya enternasyonalizmden uzaklaşmada en önemli nedenlerde biri, değişik ülkelerden işçiler arasında en güçlü bağ olan ideolojinin bu özelliği yitrmesidir. Proletarya enternasyonalizminin bir bilinç ve örgütlülük durumu olması, komünist partilerine üyelerini ve işçi sınıfını enternasyonalist ruhta eğitme görevi verir.

Bugün tüm dünyada yaşanmakta olan saçılma ve parçalanma süreci hiç bir biçimde demokratik bir karakter taşımıyor. Parçaların ve özellerin varoluş ve birbirleriyle ilişki biçimleri emperyalist hegemonya ve terör koşullarında gerçekleşiyor. Parçacılık ideolojisi bu egemenlik karşısında son derece edilgen ve kabülcüdür.

Hiçbir biçimde bu egemenliğe karşı çıkmıyor, yaklaşımın doğası böyle bir çıkışı öngörmüyor. Parçalanmış atomize olmuş, örgütsüz çevre ve yerel odaklara dayanacağını ileri sürülen demokrasicilik olmaktan ileri gitmiyor. Bu yaklaşım dünya süreçlerindeki enternasyonalleşme eğilimine yanıt vermekten de, emperyalist-kapitalist egemenliğe altarnatif olmaktan da uzaktır. Emperyalist egemenlik dünya çapındadır.

Gücünü, egemenliğine meydan okuyan dinamiklerin küresel birliğini ve hareketini önleme yolunda kullanıyor. Irk, ulus, din, dil, temelindeki bütün bölünmeler bu amaca hizmet ediyor.

Bu bölümelerden, demokrasi dinamikleri çıkarmak, bilinçli bir ilerleme tezi değilse fantazidir.

Proletarya enternasyonalizmi, devrimcilerin icat ettiği bir belgi değil, varlığını gerçeklikten alan, işçilerin ve tüm ezilenlerin uluslararası çıkar ve amaç birliğini anlatan bir ilişkidir. Sermaye ihracı, sermayenin enternasyonalleşme sürecinin önemli bir aşamasıydı. Sonucu emperyalistler arası rekabeti kızıştırmak, ve paylaşım savaşına yol açmak oldu. Şimdi, çokuluslu şirketlerle birlikte enternasyonalmiştir.

Bu gelişmenin de barışçıl ve ultra-emperyalist bir dönemi başlatmayacağı daha şimdiden bellidir. Tekelci kapitalizmin kendi yol açtığı gelişmelerin karşısına dikilen, çelişkili ve egoist yapısıyla dünya insanlığının yararına, adil ve ortak bir yaşam örgütlemek devletler arasında hegemonya çatışmalarını, birçok uluslu devletin ulusal parçalara ayrılmasını vb. Körüklemektedir.

Proletarya enternasyonalizmi, yalnız işçi sınıfının savaşım ve kurtuluş gereksinimine değil, dünyanın nesnel gidişine, üretim ve toplum yaşamının dünya çapında planlama ve örgütlenme isteğine, tüm insanlığının lehine yanıt verebilecek tek çözüm yoludur. Burjuvazinin tersine, işçi sınıfının çıkarları, kendi koşullarını korumayı değil, onlardan kurtulmayı gerektiriyor. Bu gerçek değişmemiştir.

Tarihsel misyon ile gerçek durum arasında büyük bir boşluk olduğu açıktır. Komünist bir yaklaşımla ele alındığı zaman, proletarya enternasyonalizmi bir ideoloji ve bilinç sorunu, sosyalist olup olmamakla bir nitelik sorunudur. Enternasyonal olmayan bir sosyalizm düşüncesi sosyalizm tanımının dışındadır. En küçük sosyalist nicelik bile enternasyonal bir niteliği temsil etmek durumundadır. Proletarya enternasyonalizmi ilkesini varoluş nedenimize, temel amacımıza eş-değer tutmamız, sosyalist birey ve örgütlerimizi enternasyonal ruhta eğitmemiz, ve uluslararası gelişmeleri izleme, dünyanın değişik yerlerindeki devrimci sosyalist hareketlerle ilşki kurma, dayanışma görevlerini başta almamız gerekiyor.

Bugün komünistlerin içiçe geçmiş iki temel görev var! Kendi ülkelerinde güç olmak ve en başından uluslararası işçi hareketinin bir üyesi bilinciyle davranmak. Güç olmak, işçi sınıfı hareketiyle birleşme yeteneğini. Bu yetenek gerçekten enternasyonalist olmaya, enternasyonal hareket ve örgütlenmeye gerçek katkı ise olmaya bağlıdır. Bugünün koşullarında enternasyonlizm sosyalistler açısından bir aciliyettir.

16.1.2021

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu