Genel

Kemalizm..

Sekülerizm ve Türk milliyetçiliği üzerine kurulan Kemalizm ya da Atatürkçülük en sağından en soluna kadar herkeste olan bir damardır.

 

 

Yavuz KALKANFotoğraf açıklaması yok.

 

Sekülarizm ve Türk milliyetçiliği üzerine kurulan Kemalizm ya da Atatürkçülük en sağından en soluna kadar herkeste olan bir damardır. Kemalizm kavramı ilk defa Batılı yazarlar tarafından kullanılmıştır daha sonra bu Türkçe de Atatürkçülük olarak adlandırılmıştır. Türkiye’de Kemalizm kavramı 1930’lu yıllarda kullanılmaya başlanmıştır.

9 Eylül 1923’te kurulan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) sinin Dördüncü kurultayında Kemalizm kavramı ilk defa parti programında kullanılmaya başlanmıştır. Dördüncü büyük kurultayda aynı gün söz alan ve Kemalizm ideolojisi üzerinde yorumlarda bulunan C.H.P genel sekreteri Recep Peker konuşmasında totaliter ideolojileri eleştirmiş “anarşist, Marksist, Faşist, hilafetçi propagandaları hep üstümüzden geçer” diyerek, Türkiye’nin kapılarını “Ulusçuluk kilidi” ile bu tür akımlara kapattığını vurgulamıştır.

Peker aynı günkü konuşmasında emek sermaye arasında hassas bir denge kurulması gerektiğini, bu dengenin sağlanmaması halinde Türkiye’de sınıf kavgalarının çıkabileceğine dair endişelerini dile getirmiştir.

Türkiye’deki demokratik değişime atıfta bulunulan ve Atatürk’ün de katıldığı dördüncü büyük kurultayda devletçiliğin daha etkin bir şekilde uygulanması, özel girişimin denetlenmesi ve teşvik edilmesi, “grev ve lokavttın” yasaklanmasına karar verilir. Özellikle 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra yeniden restore edilmeye çalışılan Kemalizm ya da Atatürkçülük, dönemim aydınlarında bir zorunluluk gibidir. Çetin Altan bundan halkçılığı anlarken, Atilla İlhan bunu devrimcilik olarak görmüştür.

Nihat Erim aklın diktatörlüğü şiarıyla tanımlarken, bir kısım aydın Batı uygarlığını, Türk toplumuna mal etme hareketi olarak algılayıp ve bunun özünde yatan laikliğe dikkat çeker. Şair Melih Cevdet Anday, Atatürkçülüğü benimseyenlerle ona direnenler arasındaki bölünmeye dikkat çeker ve bu ayrımı şu şekilde ortaya koyar. Bir tarafta aralarında yorum farklılığı olmakla beraber “Batıcılar, laikler, çağdaş ulusalcılar, cumhuriyetçiler, devrimciler, halkçılar, sosyalistler.” Diğer tarafta “Arap-Müslüman uygarlığı düşkünleri, şeriatçılar, ırkçı-Turancılar, Osmanlı artıkları ve eski zaman hayranları.”

Bundan da anlaşılacağı gibi Kemalizm ya da Atatürkçülük algısı ve meselesi kabataslak olarak bu şekilde çizilirken, her iki tarafta da Atatürkçü görünme zorunluluğu kendini gösteriyor. Söz konusu zorunluluk bir yandan Kemalizmi resmi ideoloji çerçevesine oturturken, diğer yandan bunun bir zorunlulukla gerçekleşmesi sonucu Kemalistler tarafından “gerçek Kemalizm’in idraki ile olan şüpheyi canlı tutuyor.

Muhalifler arasında ise Kemalizm’in zorakiliğini ve yapaylığını vurgulayan bir “bütün kötülüklerin anası” anlatısını destekliyordu. 2010’larda Kemalizm’in resmi ideoloji çerçevesinden ayrılma süreci bu anlayıştan besleniyordu. Kemalizm eşittir ırkçılık, şovenizm ve ayrımcılıktır.

Erdoğan Ateşin

Profilinizi oluşturmak için, biraz hayat hikayenizi anlatın. Bu alan, herkesçe görünebilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu