Genel

Türkiye’de bütün Komünistler , Devrimciler, Marksist- Leninist hareketin saflarında birleşmeliyiz.

Marksist-Leninistler hangi kılık altında ortaya çıkarsa çıksınlar, revizyonizme karşı mücadeleyi kararlı ve azimli olarak mücadeleyi yürütmeye devam edecektir.
Marksist-Leninistler, kendi hatalarına karşı da insafsız olacaklar, hatalarıyla yüzleşerek, hatalarından dersler çıkaracaklardır. Eleştiri ve özeleştiri ilkesini samimiyet ve açık yürekle cesaretle uygulayacaklardır. Bu konuda asla şüphe duymuyorum.
Bugün ülkemizde komünist ve Devrimcilerin esas görevi, halkın üç silahını inşa etmektir.
Subjektifizmden, revizyonizmden ve doğmatizmden arınmış, kitlelerle kaynaşmış, teoriyle pratiği birleştiren, özeleştiri metodunu uygulayan Çelik disiplinli bir örgütü (PARTİ’yi)kurmaktan geçmektedir.
Böyle bir partinin önderliğinde halk silahlı kuvvetleri, yine böyle bir KP komünist parti önderliğinde halkın birleşik cephesi, işte düşmanı yenecek üç silahı bunlardır.
Marksist Leninistler bu amaçla ülkemizin çeşitli bölgelerinde ve kitleler arasında silahlı mücadelenin ateşini tutuşturmak azminde ve kararında olmalılardır. Bütün Devrim ve Sosyalizme inanan komünist Devrimci yoldaşlar Revizyonist,reformist , oportünist kliklerle her türlü bağlarımızı koparmalıyız. Hep birlikte Marksist Leninist saflarda yıkılmaz , güvenilir, sağlam bir birlik kurmalıyız. Önümüzde Çetin ama şanlı mücadele günleri bizi bekliyor. Kapitalizmin pis kokuları hayatı yaşamı, yaşanılmaz hale getiriyor. Çürük bir elma gibi hem kendini hem çevresini çürütüyor. Çıkış yolu apaçık, örgütlü mücadeledir.
Bu mücadelede, sistemden zarar gören tüm halkımıza, Kahraman işçi ve emekçi sınıfımıza, fedakar ve çilekeş köylümüze, yiğit devrimci gençliğimize sonsuz bir güven duymalıyız. Sınıf mücadelesi Denizine bütün varlığımızla atılmaktan başka yol görünmüyor.

GAZETE KÖK/AVUSTRALYA

HÜSEYİN BİÇER

23/7/2021 Melbourne

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu