son bölüm…
Bugün Ortadoğu’da genel olarak kadın hareketi ve kadın mücadelesi 1970’lerin gerisine düşmüş, özellikle de sınıf bilinçli kadın kurtuluş hareketi ve mücadelesi çok zayıf olsa da , gelişimi için güçlü dinamiğe de sahiptir. CUMARTESİ ANNELERİ ‘nin sokakta oturma eylemi 980 üzerindedir. Devletin iğrenç yüzünü eylemleriyle ortaya çıkartmakta kalmayıp büyük bir kamu oyu yaratmaktadır. Faili meçhul cinayetlerin aydınlanması, kaybolan evlatlarının akibetlerinin, mezarlarının nerde oldukları, kemiklerinin bulunmasını, katillerden hesap sorulmasını talep etmekteler. Üç maymunu oynayan devlet yetkilileri bu onurlu mücadele karşında tepkilerini ve saldırılarını yoğunlaştırarak Cumartesi Annelerine azgınca şiddet kullanarak susturmaya çalışmaktalar. Şimdiye kadar yüzlerce yaptıklar eylem yasal sınırlar içinde basın açıklaması niteliğindedir. Bir sonuca ulaşmadı ve ulaşamaz. Ancak Komünist parti proğram strateji ve taktik sonucu kadınların komünist partisi içinde sınıf temelinde örğütlenerek mücadelesinin zaferiyle mümkündür. Gecenin en karanlık anı, gün ışığına en yakın andır. Bu böyle biline. En fazla baskı, zulüm ve sömürüyü yaşayan kadınlar, çatışma ortamında, milliyetçiliğin, ırkçılığın, faşizmin, şovenizmin, militarizmin ve cinsiyetçiliğin ateş hattında emeği, bedeni, kimliği cinselliği ülkemiz de talanın altındadır.
Bunun için en büyük görev ilgili ülkelerdeki Devrimci, Komünist , emekçi kadınların ve kadın mücadelelerinin omuzlarındadır. Bu görev kadının özne olma mücadelesini geliştirirken, herkesin önce kendi yaşadığı topraklardan başlayarak ortak mücadale ile örülmüş, ulluslararası Enternasyonelist alanda güçlü bir DEMOKRATİK DEVRİM ve proleter kadın mücadelesi yaratmayı başarmak olmalıdır diye düşüncemi belirtiyorum.
(Son) bölüm
GAZETE KÖK /AVUSTRALYA
HÜSEYİN BİÇER
4/10/2021
Melbourne
