Genel

ORTADOĞU ‘da “SİYASAL İSLAM” veKADIN MÜCADELESİ…

  1. Bölüm ( Devam edecek…)

1980’lerden sonra ise “ Bağımsız Kadın Örgütleri” olarak tanımlanan Devlet güdümünden uzak, kendi bağımsız yapılanmasına sahip, daha fazla cins sorununa yoğunlaşan kadın örgütleri oluşmaya başlamıştı. O güne kadar Ortadoğu’da gelişen kadın örgütlerinin yer yer cins sorunlarına yöneldiği olsa da Kadının toplumdaki konumunu iyileştirme istek ve çabasından ileri gidememiş, ulus kimliği ulus kimliği üzerinde yoğunlaşmıştı.
1980’lerden sonra gelişen kadın örgütleri, mücadelesini uluslararası kadın hareketinin, yani 1960’lardan sonra ABD ve AVRUPA ‘da gelişen ikinci dalga FEMİNİST hareketin gündemiyle birleştirmeye başlamış, onların gündeminde olan Ataerkil mücadele, feodal ve Dini baskılar, Toplumsal cinsiyet ve kadının yasal hakları, siyasal ve toplumsal yaşama katılımı, Ekonomik bağımsızlığı, istihdam hakkı, Kadın emeği ve ev içi emek konuları, KADINA YÖNELİK ŞİDDET ve mücadele konuları, Üreme sağlığı ve kürtaj hakkı gibi konuları gündemlerine almaya, sorgulamaya, irdelemeye başlamışlardı.
Yine sadece Ortadoğu’da yaşanan bir sorun olmakla birlikte, dini feodal değer yargıları ve kapalı toplum yapısının sonucu Ortadoğu’da daha yoğun yaşanan; Aile içi Şiddet, Zorla Tecavüz, Cinsel Taciz, Namus Cinayetleri, Kadın Sünneti, Küçük yaşta Evlilik, küçük çocukların istismarı gibi kadına yönelik gerçekleştirilen Şiddeti gündemleştirmeye, daha aktif mücadele etmeye başladılar.
1990’lardan itibaren ise sivil toplumculuk yaygınlaşırken “ Proje Feminizmi” de denilen , proje eksenli kadın çalışmaları gündemleşmeye başladı. Kadın örgütlerinin büyük çoğunluğu bu dönemde uluslarası finans kuruluşlarının desteğinde projeler geliştirdiler. Kadın örgütleri başta İsveç, ABD, Kanada ve Almanya ‘daki resmî kuruluş ve Sİvil toplum kuruluşundan destek alırken UNICEF , UNESCO , UNFPA gibi organizasyonların öncülüğünde, onların finansmanını sağladığı, PROJE ‘nin hedef kitlesini, amacına, çerçevesini belirlediği ve esas amacı Emperyalizmin, Neo-Liberal politikalarının yarattığı tahribatlara karşı toplumda uyum yaratmak olan projeleri hayata geçirmeye başladılar. Aslında söyleyecek olursam bu hareketin 1980’lerden sonrası elde ettiği “Bağımsızlığın” da yitirilmesi, Emperyalist Finans kuruluşlarına tabileştirilmesi anlamına geliyordu.
Genel olarak Ortadoğu’da 2000’ den son 21 yıla kadar sürece baktığımızda kadının durumunun, konumunun iyileşmek yerine, haklarının daha da gerilediğine hepimiz şahidiz. Dini Feodal Ataerkil baskı ve şiddetin dışında, etkinliğini koruyan İslami hareketlerin, Emperyalist güçlerin pazar dalaşının sonucu olan bölgeye dair müdahale ve işgallerinin, çıkarttıkları etnik ve mezhepsel çatışmaların, artan militarizmin, Emperyalist Neo-Liberal sömürü politikalarının yarattığı AÇLIK, YOKSULLUK dışında savaş ve işgalin yarattığı açlık, yoksulluğun yerlerinden yurtlarında edilip mahküm edildikleri SIĞINMACI yaşamın zorlukları baskı, Siddet, tacit, tecavüz gibi cinsel saldırılar vahşice sokak ortasında kadın ölümleri ve kadın katlimlarla boğuşmaktadır.

  1. Bölüm. DEVAM EDECEK …
    GAZETE KÖK/AVUSTRALYA
    HÜSEYİN BİÇER
    2/10/2021
    Melbourne

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu