Genel

ORTA DOĞU’DA “ SİYASAL İSLAM” ve KADIN MÜCADELESİ…

  1. Bölüm ( Devam edecek…)

20-30 yıllık süreçte de Emperyalizmin sol, Sosyalist, Devrimci, bağımsızlıkçı mücadelelerin önünü kesmek, mücadeleyi engellemek için İslam hareketlerinin önünü açması toplumsal çelişkileri İslamla nötreştirmeyi hedefleyen temel politikalarından oldu.
Radikal İslam’la birlikte şeriat hukuku yaşama geçirilmeye başlanırken, KADIN ‘ın kazanılmış hakları da teker teker budandı, gasp edildi,
Mısır’da 1979’da çıkarılan “uyum yasası” ile kadınlar tamamen kocasının buyruğu altına sokuldu.
Sudan’da kadın örgütleri kapatıldı. Din’e toplumsal ve hukuki yapılar üzerinde denetim olacağı getirildi.
Kadınların giyim-kuşamlarını düzenleyen, özellikle örtünmelerini ( Kara çarşaf ve Peçe) düzenlemeler getirildi.
Cezayir ‘de hazırlanan yeni yasalarla kadınların çalışma hakkını düzenleyen yasalar iptal edildi. Karşı çıkan kadınlara şiddet uygulayarak kadınların örtünmesi dayatıldı ve bir çok kadın aktivist öldürüldü. HALİDE MESUDİ gibi mücadele eden kadınlar hakkında ÖLÜM kararı çıkartıldı.
Siyasi İslam’ın güçlenmesi Mısır’da İslam Cemaat ve Müslüman kardeşler, Tunus’ta İslami Yöneliş Hareketi , Cezayir ‘da İslami Kurtuluş Cephesi,
Suriye ‘de müslüman kardeşler, Irak ve Kuveyt ‘te Davet, Afganistan’da El-Kaide’den buğünkü DAİŞ’e kadar çeşitli ve birbirlerinin türevi örgütlerle yaşama geçirildi ve hala yaşama geçirilmeye çalışılıyor.
Kadınlar aleyhindeki tüm politikalarına rağmen güçlenen İslami örgüt ve partilerde İslami hareketin genişlemesi, halk kitlelerine ulaşması, Devletin yeterli olmadığı alanlarda sosyal hizmet açığının kapatılması vb. İçin kendi çatısı altında kadınların örgütlenmesini önemsiyorlardı. Kendilerine bağlı, ilişkili ya da İslami, muhafazakar normları benimseyen kadın örgütlerinin oluşmasına olanak ve maddi yardım da sundular.
Bu çerçevede bir dizi İslami kadın örgütüne oluştu. Bir de kadınların ezildiklerinin farkında olan ve İslami kurallara uygun kadının da yaşayacağı daha daha iyi bir toplum kurmanın yolunun FEMİNİST hareketi İslami norm ve kaynaklar üzerine inşa etmekten geçtiğini savunan kadınlar vardı.
Bu kadınlar , kadının İslam’daki rolü, kadınların eşitliği, kendini tanımlama’
Siyasi kimlik gibi olguların sadece Batılı Feminist fikirler olmadığını, köklerinin İslam Medeniyetinde olduğunu savunuyorlardı.
Kadın sorunu, dini temellere bağlı kalarak yorumluyor, çözümler üretmeye çalışıyorlardı.
İslam ‘la Feminizm arasındaki yabancılaşmayı azaltmak ve aralarına köprü kurmak gerektiğini belirtiyorlar, bunun yollarını arıyorlardı.
Böylece Ortadoğu’da Radikal İslam’ın. Güçlenmesiyle 1970’ lerden itibaren kadın hareketlerinin literatürüne, “ İSLAM FEMİNİZM” kavramı da eklenmiş oldu.
Bu sürecin bir diğer önemli etkisi de; geçmişte mücadele yürütmüş, hem devlet Feminizmine, hem muhafazakarlaşmaya ve İslami örgütlere tepki duyan uzun süre örgütsüz kalan Devrimci gelenekten gelen kadınların yeniden örgütlenmelerinde itici rol oynamasıydı.
Yeniden örgütlenen kadınların kurduğu kadın örgütleri bağımsız kadın örgütlenmesinin de öncülüğünü yapmıştır.
KADINLAR KATILMADAN
DEVRİM OLMAZ
DEVRİM OLMADAN
KADINLAR KURTULAMAZ…

GAZETE KÖK/AVUSTRALYA
HÜSEYİN BİÇER
30/9/2021
Melbourne…

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu