Genel

NASS SİYASETİ: ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI

21 aralık 2021

@tombak_salih



NAS SİYASETİ: ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI

Erdoğan bu akşam, (20 Aralık 2021) kabine toplantısı sonrasında, alınan yeni ekonomik tedbirleri açıkladı.
Tedbirlerin bir bölümü, fiyat artışlarını kontrol altına almak üzere, iktidarın “stokçu, karaborsacı” diye andığı, gerçekte kimler olduğu meçhul çevrelere karşı alınacak zabıta tedbirleri.
Bir bölümü yatırımcılara teşvik anlamına gelecek, parasal karşılıkları küçük, bazı vergi indirimi ve benzeri önlemler.
Bu başlık altında, Merkez Bankasının yatırımcılarla birlikte, belirli bir vade için kur hedefi belirlemesi ve bu hedef üzerinden kredilendirme yoluna gidilmesi şeklindeki karar anlamlı görünüyor.
Ancak Erdoğan’ın açıklamalarının en başında dile getirdiği bir önlem var ki, açıklanan bütün kararlardan ve tedbirlerden daha önemliydi ve daha çok konuşuldu.
Erdoğan, bankalarda TL mevduatı bulunan vatandaşların vade sonunda TL getirisi döviz hesabı getirisinden fazla ise, bu fazlalığın mevduat sahibinin olacağı; döviz hesabının getirisi daha yüksek ise aradaki farkın TL mevduat sahibine ödeneceğini açıkladı.
Bu kararın bir faiz artırımı olduğu açık. Diğer taraftan bu karar ekonominin bütünüyle dolarizasyonu anlamına geliyor.
ANAP hükümetlerinin Turizm eski bakanlarından Bülent Akarcalı’nın, “Türk doları basalım” (15 Aralık 2021 Cumhuriyet) önerisi ile sonuçları bakımından örtüşen bir karar.
NAS DEĞİL,
SİYASİ İHTİYAÇLAR NEYİ GEREKTİRİRSE

TC. Merkez Bankası’nın İktidarın yönlendirmesiyle politika faizini aşağı çekmesi sonucu kurların yukarı gitmesi, ortaya çıkan ağır istikrarsızlık ortamında ihracatçıların önünü görememesi, fiyatların hızla yukarı tırmanması ve bu gidişin herhangi bir noktada dengeye ulaşacağına dair hiçbir işaretin görülmemesi hem geniş halk yığınlarını hızla yoksullaştırdı, hem de sermaye örgütleri de seslerini yükseltmak zorunda kaldılar.
Önce TÜSİAD, ekonominin bilinen ve bilimsel kurallarına, işleyişine geri dönülmesini talep etti. Arkasından İstanbul Sanayi Odası ve başında AKP’nin adamı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun bulunduğu Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB), piyasalarda acil istikrar önlemleri alınmasını talep etti.
Erdoğan sermaye örgütlerine cevaben, zaten bir süredir dile getirdiği NAS konusunun altını çizdi:
“Neymiş efendim, faizleri düşürüyormuşuz.
Benden başka bir şey beklemeyin.
Bir müslüman olarak NAS’lar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim.
Hüküm bu.” (19.12.2021)
NAS, Kur’an hükümleri (Cübbeli sahih hadisleri de ekliyor), Allah’ın sakınılmasını emrettiği yasaklar, islamın tabuları, “kırmızı çizgileri” olarak anlaşılabilir.
Faiz, NAS’ın bir yorumuna göre şu kadardan aşağı, bu kadardan yukarı değil; külliyen yasak. Cübbeli “sıfır faiz” diyor.
Diğer taraftan NAS, sadece TCMB Politika Faizini konu alıyor olamaz. Politika faizi aşağı çekildikçe hazinenin borçlanma faizi %23’e yükseldi. Ayrıca AKP hükümetinin yol, havaalanı, köprü vb sözleşmelerinin hepsi yüksek faizlerle imza altına alınmış bulunuyor.
Ve nihayet Erdoğan’ın açıkladığı dövize endeksli mevduat uygulaması tam olarak faiz artırımı. Adının böyle konmaması yüksek oranlı bir faiz artırımı yapıldığına dair apaçık gerçeği değiştirmez.
TL bu uygulamayla birlikte dövize bağlı bir kağıt, bir senet haline gelebilir ve ekonomi bütünüyle dolarize olur.
Elbette dövize endeksli tl mevduatının sadece kamu bankaları tarafından mı uygulanacağı; mevcut faiz geliri ile kur arasındaki farkın bankalar tarafından mı; yoksa devlet tarafından mı finanse edileceği açıklamada yer almadı.
Bu hesabı sadece kamu bankaları açacaksa ve aradaki farkı devlet finanse edecekse, bankacılık sektöründe müthiş bir haksız rekabet yaşanacak demektir.
Böyle bir gelişme sektörü bitirir.
Asıl vahim olanı kamunun ödeyeceği bu farkın halkın cebinden çıkacak olmasıdır.
1967-77 arasında kullanılan Avrupa’daki işçilerin döviz birikimlerini ülkeye çekmek amacıyla kullanılan Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) uygulamasının, yurt dışından döviz girişleri yavaşlayınca nasıl tıkandığı ve nasıl büyük yükleri kamunun, yani halkın sırtına yıktığı örneği unutulmuş değil.
Bu uygulamanın o günlerle kıyaslanamayacak büyüklükte yükler yaratacağını öngörmek için kahin olmak gerekmez.

MEVZU NAS DEĞİL İKTİDARI UZATMAK
Erdoğan’ın son günlerde Nas kavramını gündeme sokmasının, onun müslümanlığıyla ilgisi yok. Öyle olsaydı, Nas sadece faiz konusundan ibaret değil; hayatın bütün alanlarında NAS’ı referans göstererek kararlar alması gerekirdi. Bunu anayasa hala islam anayasası olmadığı için yapmıyor değil. MB’nın faiz indirimlerini NAS üzerinden savunarak tabanını sağlamlaştırmayı amaçlıyor. NAS referansı orada bir fayda sağlama ihtimalinden dolayı gündeme geldi.
Müslüman ile siyasal islamcı arasındaki farkın görülmesi bakımından da faydalı bir örnek

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu