Gündem

Astana sonrası Lazkiye, Halep, İdlib ve Rojava’da tehlikeli gelişmeler

Faik BULUT

Astana sonrası Lazkiye, Halep, İdlib ve Rojava’da tehlikeli gelişmeler

Rusya, Türkiye, Suriye, İran ve Suriyeli muhalifler arasındaki üst düzey toplantıların 20’ncisi 20-21 Haziran 2023 tarihinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı sitesindeki konuyla ilgili açıklama şöyle:

Toplantıda sahadaki durum ve terörizmle mücadele, bölgesel gelişmeler, siyasi süreç, geri dönüşler ile insani yardım konuları ele alınmış; toplantı sonunda mutat olduğu üzere Ortak Bildiri yayınlanmıştır.

Ortak Bildiri’de taraflar, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik güçlü taahhütlerine, Astana Süreci’nin Suriye meselesinin barışçı çözümünde öncü rolüne vurgu yapmış, sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dâhil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı mücadeledeki kararlılıklarını kaydetmişlerdir.

Taraflar, Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin farklı isimler ve uzantılar altında artan varlığını ve saldırılarını kınamış, terörle mücadele bahanesiyle hayata geçirilmeye çalışılan gayrı meşru, sözde ‘öz yönetim’ teşebbüslerinin kabul edilemez olduğunu kaydetmiş, Suriye’nin kuzeydoğusundaki ayrılıkçı yapının ihlallerini kınamış, bu girişimler dâhil olmak üzere terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemlerinden duyulan rahatsızlığı ifade etmişlerdir.

Suriye’nin kuzeyine ve ayrıca İdlib’e ilişkin tüm düzenlemelerin fiilen uygulanmasının önemine dikkat çekmişlerdir… 1

20. Astana toplantısı. Fotoğraf- Kazakistan Dışişleri Bakanlığı.jpg
20. Astana toplantısı / Fotoğraf: Kazakistan Dışişleri Bakanlığı

 

Ortak bildiride taraflar (bilhassa Suriye ile Türkiye) arasındaki ihtilaflı konuların adı konulmamış, ayrıntılara girilmemiştir. Ancak her taraf, kendi başkentinin resmi tutumu ve görüşüne uygun bir açıklama yapmıştır.

Mesela: “Terör örgütleri” tanımı, Suriye açısından esas olarak İdlib bölgesini hükmü altına almış olan Heyet-ü Tahrir’il Şam (Şam Kurtuluş Heyeti/Platformu-HTŞ) çatısı altında toplanan silahlı cihatçı örgütler ile Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) çevresindeki cihatçılar için kullanılırken; Suriye Demokratik Güçleri (SDG) isimli silahlı Kürt hareketi, Şam yönetimini tarafından “ayrılıkçı” şeklinde tanımlanmaktadır.

Türkiye destekli Suriyeli silahlı birimler. Fotoğraf-AFP.jpg
Türkiye destekli Suriyeli silahlı birimler / Fotoğraf: AFP

 

Suriye, Astana görüşmelerinde öncelikle HTŞ ile SMO gibi Türkiye’den himaye gören örgütlerin tasfiyesine önem ve öncelik vermektedir.

Görüşmelerle ilgili haberi manşete taşıyan Suriye El Vatan gazetesinin haberine göre; Suriye’yi Astana görüşmelerinde temsil eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Susan açık konuşmuş ve şöyle demiştir:

Türkiye’nin çekilmesi, sığınmacıların dönmesi, her çeşit terör ile mücadele ve iki ülke arasındaki ilişkiler gibi diğer konuların konuşulması için esastır.

Susan’ın “her çeşit terör” şeklindeki ifadesi, Türkiye’ye “Siz önce bizim isteğimizi yerine getirin, daha sonra biz de sizin terör örgütü olduğunu belirttiğiniz örgütleri konuşuruz…” anlamına geliyor.

Bu konuda Türkiye anılan iki cihatçı oluşumu göz ardı ederek “bölücü terör örgütü” saydığı SDG’nin siyasi-askeri varlığını ortadan kaldırmayı esas alıyor.

Rusya, Suriye’nin görüşünü benimsiyor. İran Suriye’nin yanında yer almakla birlikte Türkiye’ye yönelik daha esnek bir denge politikası izliyor.

Türkiye destekli SMO ile müttefiklerinden oluşan silahlı Suriye muhalif örgütleri ise Astana görüşmelerine kuşkuyla bakıyorlar.

Onlara göre garantör ve hami konumundaki Türkiye, Astana’da alınan kararlara ve Rusya-Türkiye mutabakatına ilişkin “yol haritası” (yani Türkiye’nin Suriye topraklarından asker çekmesi ve silahlı muhalefeti desteklemekten vazgeçmesi) konusunda kendilerine yeterli bilgi vermemiş.

Türk yetkililer, El Nusra Cephesi ve diğer cihatçı örgütlere sadece “iç güvenliği ve huzuru temin ederek istikrarsızlığa yol açmama” hususunda talimat göndermişler.

Astana görüşmelerinde katılan Suriyeli muhalefet temsilcileri, BM nezaretinde Suriye’de anayasa konulu görüşmelere katılacaklarını beyan ettiler ve Kazakistan yetkilisinin bundan sonra Astana’da dörtlü görüşmelerin yapılmayacağına ilişkin açıklamasını, “Suriye muhalefetini uluslararası mahfillerden uzak tutup tecrit etmeye yönelik bir tutum” olarak nitelediler. 

Bu girişten sonra Suriye’nin kuzey kesimindeki askeri hareketlenmelere, çok boyutlu eylem ve operasyonlara ve karşıt taraflar (hasımlar) arasındaki farklı çatışmalara değineceğiz.

Türkiye, 21 Haziran’dan itibaren Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda SDG kontrolündeki bölgeleri hedef almaya başladı.

Salı günü bir Türk insansız hava aracı (İHA), Haseke’nin kuzey kırsalında yer alan Kamışlı ve Amuda şehirleri arasındaki Tel Şair köyü yolunda, SDG tarafından kontrol edilen bölgelerde Kürt Özerk Yönetim’e bağlı bir aracı hedef aldı ve 3 kişiyi öldürdü.

Kürt medyasına göre saldırıda, Kamışlo’daki Özerk Yönetimi’nin Eşbaşkanı Yusra Derviş ve 2 kişi öldü, yardımcısı Kabi Şamun yaralandı.

Bu yılın başından bu yana Türk kuvvetleri, Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki Özerk Yönetim bölgelerine 25 İHA saldırısı düzenleyerek 39 kişinin ölmesine ve yaklaşık 30 kişinin yaralanmasına neden oldu.

Keza Türk istihbaratı, Terörden Arananlar Listesi’nde mavi kategoride yer alan PKK/YPG Şehba Bölge Sorumlusu Karker Tolhildan’ın Halep’in kuzey kırsalındaki Tel Rıfat’ta düzenlenen bir güvenlik operasyonunda öldürüldüğünü açıkladı.

Suriye'deki Türk askerleri-Kaynak-asianewslb.jpg
Suriye’deki Türk askerleri / Kaynak: asianewslb

 

Türk kuvvetleri ve Millî Ordu grupları, Halep’in kuzey kırsalındaki El Şavarga köyü ve Afrin kırsalındaki Şerava ilçesine bağlı Abyan köyü çevresini ağır toplarla bombaladı.

Bombardımanlarla eş zamanlı olarak Suriye ordusuna ait askeri takviye kuvvetleri, Şam kırsalından Halep-Şam Uluslararası Karayolu (M5) üzerinden Halep kırsalına ulaştı.

TSK’nın geçtiğimiz günlerde bu ilin kuzeyindeki bazı üslerini hedef alması üzerine Suriye ordusu Halep’e takviye kuvvet gönderdi. 3 

25 Haziran’da Türkiye, kuzeydeki Rakka kırsalını uzak menzilli ağır toplarla bombaladı. Bu gelişmeler ışığında ABD, Haseke’deki üssünü çok sayıda ağır silahla takviye etti.

Aynı zamanda Irak Kürdistan bölgesinden geçen koalisyon kuvvetleri SDG denetimindeki Irak-Suriye mıntıkasında 20 nakliye aracı yüklü ağır silahla birlikte mevzilendiler.

Astana’da varılan mutabakatın gereğini yerine getirmekte ağır davranan Türkiye’nin bu tutumunu gören Suriye ise karadan harekete geçerek M4 otobanından başlayıp Lazkiye dağlarına uzanan topraklarda askeri harekât başlattı.

Suriyeli bir güvenlik yetkilisinin Lübnan El Ahbar gazetesine yaptığı açıklamaya bakılırsa, üst düzey eğitim almış ve taktik çatışmalarda maharet kazanmış Cumhuriyet Muhafızları sadece taarruz hamlesiyle yetinmeyecekler.

Muhtemel cihatçı saldırılarını geri püskürtme ve bu militanların bölgeye sızma girişimlerini başarısız kılmak üzere kesin emir almışlar ve bu emri yerine getirmek için çaba harcayacaklar.

Suriye yanlısı El Ahbar gazetesine göre, Bazı IŞİD militanları hapisten kaçırılıp Türkiye'ye götürülmüşler.jpg
Suriye yanlısı El Ahbar gazetesine göre, Bazı IŞİD militanları hapisten kaçırılıp Türkiye’ye götürülmüşler

 

Bağlantılı olarak başlatılan Suriye-Rusya ortak hava operasyonu, HTŞ’nin belkemiğini oluşturan El Nusra Cephesi ile Türkistan İslam Partisi’nin bulunduğu mevzileri hedef aldı, yoğun top atışlarıyla üç değişik mıntıka bombalandı.

Özellikle kara harekâtının kapsamlı hale gelmesi durumunda birden fazla mevzi ve cephede başlayacak çatışmalar sırasında cihatçı örgütler (HTŞ ve SMO militanları), vur-kaç, taciz ve sızma taktikleri aracılığıyla Suriye askeri birliklerini birçok yönden bölüp yıpratma yoluna gidecekler.

HTŞ cihatçılarının ana hedefi, Batı Halep mıntıkasına yüklenmek. Fotoğraf-AFP.jpg
HTŞ cihatçılarının ana hedefi, Batı Halep mıntıkasına yüklenmek / Fotoğraf: AFP

 

Dört hafta önce HTŞ başkomutanı Ebu Muhammed Colani, “Birliklerimiz ilerliyor; Halep’e varmaya az kaldı” demişti.

Bu durumda İdlib Suriye ordusunun hücumuna maruz kalırken, bu vilayete komşu Batı Halep yöresi de muhtemel cihatçı saldırılarına karşı tahkim edilmiş savunma siperleri haline gelecektir.

Batı Halep bölgesine roket fırlatan cihatçılar. Fotoğraf-Fox press.org_.jpg
Batı Halep bölgesine roket fırlatan cihatçılar / Fotoğraf: Fox press.org

 

Nitekim her iki cihatçı örgüt, üç farklı mıntıkadaki Suriyeli sivillere İHA ve SİHA aracılığıyla saldırıp evlerini tahrip ettiler. Çocuklar ve kadınlar dâhil çok sayıda insan katledildi.

Saldırıya maruz kalan yörelerden biri de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ın doğum yeri olan Kardaha şehri ve çevresi oldu.

Lübnan merkezli El Meyadin TV kanalına göre; Suriye’nin misilleme olarak havadan bombaladığı mevziler İdlib ile Lazkiye kırsalındaki dağlık yörede bulunuyor.

Suriye ordusuna yönelik cihatçı eylem ve saldırılar da son zamanlarda bu bölgede yoğunlaşmakta.

Hal böyle olunca Suriye’nin askeri planı ihtimal hesabından hareketle Afrin-Azez-Tel Rifat-Menbiç hattını tahkim etme üzerine kurulmuştur.

Zira Türkiye ile Suriyeli milis yandaşları havadan ve karadan SDG denetimindeki Menbiç-Tel Rifat hattını tahrip etmeyi planlıyorlar.

Suriye ordusu ise bu hattaki tahkimatı stratejik görüp düşmemesi için azimli davranıyor. (4)

Rus uçakları İdlib sebze halini bombaladı.Kaynak-fox press.org_.jpg
Rus uçakları İdlib sebze halini bombaladı / Fotoğraf: Fox Press

 

Diğer gelişmeler şöyle sıralanabilir:

  • 25 Haziran’da Rus savaş uçakları İdlib’deki sebze halini vurdu; 9 sivil öldü, 37’si yaralandı.
  • Rakka’nın kuzeyinde gerçekleşen 17 Haziran tarihli faili meçhul sabotaj eylemi sonucunda 3 SDG militanı hayatını kaybetti.
  • SDG denetimi altındaki bölgede iki önemli olay yaşandı. İlki, Suriye yönetimi bağlantılı bazı grupların Deyrizor bölgesinden Şam’a kadar uzanabilen akaryakıt kaçakçılığı şebekesinin ortaya çıkarılması. İkincisi; geçim sıkıntısı ve bir cinayet nedeniyle SDG asayiş güçleri tarafından tutuklanan Arap aşireti mensubu birkaç kişinin serbest bırakılmasına yönelik köylüler ile kasabalıların protesto yürüyüşü yapması. Muhtemelen ikincisi, el altından Suriye yönetimi tarafından teşvik edilen bir eylemdi.
Deyrizor çevresinde SDG karşıtı bir protesto. Kaynak-Asya Haber Ajansı.jpg
Deyrizor çevresinde SDG karşıtı bir protesto / Fotoğraf: Asya Haber Ajansı

 

  • 25 Haziran’da Kamışlo kırsalında toplanan Arap aşiret reisleri, her türlü işgali reddettiklerini ve Suriye Ordusunu desteklediklerini açıkladılar.
Fırat'ın doğusunda bir duvar yazısı-İşgale hayır. Kaynak-alahbar.jpg
Fırat’ın doğusunda bir duvar yazısı; “İşgale hayır” / Fotoğraf: alahbar

 

  • Suriye yönetimi yanlısı yarı resmi El Vatan gazetesinin 25 Haziran tarihli haberine göre; TSK denetimindeki Grê Spî (Tel Abyad) bölgesinde yolsuzluk almış başını yürümüş; geçim sıkıntısından şikâyetçi olan Türkiye destekli milisler ise çetecilik faaliyeti sürdürmekteler.
  • Ağırlıklı olarak Kürt-Arap nüfusa sahip bu bölgede milisler eğitim, sağlık ve hizmet sektörlerini zorla ele geçirmek suretiyle ortalığı tümüyle haraca bağlamış durumdalar. Köylülerin mahsullerine el koyuyor, adam kaçırıp binlerce dolarlık fidye karşılığında kaçırdıklarını serbest bırakıyorlar.
  • Uyuşturucuyla mücadele timinden bir Suriyeli yetkilinin katledilmesini protesto etmek için 20 Haziran 2023 tarihinde Halep’in doğusunda toplanan göstericiler, TSK denetimindeki Suriye topraklarında faaliyet gösteren Türkiye destekli “SMO mensubu silahlı milislerin uyuşturucu ticaret yapmalarına göz yumduğu” iddiasıyla Türk tarafını suçladılar. 5
  • SMO bünyesinde faaliyet gösteren Ehrar’ul Şarkiye, “kaçak geçiş yapmak” bahanesiyle 5 kişiyi tutuklayıp rehin aldı. Adam başı 4 bin dolar ödendikten sonra Türkiye sınırına doğru salıverildiler.
  • Enbaa Asya isimli yerel haber ajansına bakılırsa; aynı milis örgütü militanları, 3 ay önce Cindires’teki Newroz kutlamasına katılan 4 Kürt sivili katletti. Mağdur aileleri ile sivil toplum kuruluşlarının bütün çağrılarına rağmen bugüne kadar failler hakkında ciddi bir soruşturma-yargılama yapılmadı.

    Öyle ki katledilenlerin ailelerinin duruşma salonuna girmeleri çoğu zaman engelleniyor; kışkırtılıp tutuklanıyorlar ve salondaki sanık avukatlarının ağır hakaretlerine maruz kalıyorlar. Cinayet yüzünden tutuklanan üç katilin günde üç saat dışarı çıkıp ailelerini ziyaret etmeleri bile sağlanıyor. 6

  • Halep’in kuzeyindeki Azez şehrinde kurulmuş Türk PTT binası önünde biriken kalabalığın sebebini araştırmak isteyen basın mensupları kendilerine hakaret eden “sivil polisler” tarafından engelleniyorlar.
  • Yereldeki muhalif kaynaklara göre: TSK müdahalesi (2019) sonrasında bölgede tahakküm kuran bu milislerden halk bizar olmuş, yaka silkmektedir. Buralarda hastalanmak başlı başına felaket oluvermiştir. Grê Spî’deki hastane yeterli nitelikte olmayınca hastalar Rakka’ya veya Türkiye’ye gidip muayene ve tedavi olmak istiyorlar ki, bunun da maddi külfeti hayli ağır.

Güncel hayati soruya gelelim: Astana kararları Suriye’deki farklı muhalif çevrelerce nasıl karşılandı?

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (Rojava), Suriye rejiminin yanı sıra Rusya, İran ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu Astana Grubu’nun son toplantısında, “Kürtlerin ve bölgedeki diğer halkların haklarına ve kendilerine düşmanlık” konusunda anlaşmaya varıldığını düşünüyor.

Bedran Çiya Kurd, “Astana söyleminin Suriyeliler arasında diyalog, uzlaşma ve uzlaşı dilinden uzak olduğunu; daha ziyade gerilimi tırmandırma, suçlama ve yüzleşme içerdiğini” öne sürerek şöyle diyor:

Şam ile Ankara arasındaki normalleşme süreci, gerilimi de beraberinde getirerek bölgeyi bilinmezliğe doğru itiyor, uzun vadeli krizler üretiyor ve Suriye toplumu yelpazesinde çatlakları ve nefret söylemini artırıyor…

Dış İlişkiler sorumlusu Bedran Çiya Kurd, Astana görüşmelerinin bölgeye çözümsüzlük getireceğine inanıyor.Kaynak-independent arabia_.jpg
Dış İlişkiler sorumlusu Bedran Çiya Kurd, Astana görüşmelerinin bölgeye çözümsüzlük getireceğine inanıyor / Fotoğraf: Independent Arabia

 

Özerk yönetim yetkilisi Çiya Kurd, “Suriyelilerin, toplumsal ve ulusal haklar pahasına krizlerle dolu ve otoriter politikalarını sürdürmek için iktidardaki rejimler arasında varılan uzlaşmaya değil, bir çözüm üzerinde Suriye mutabakatına varmak için yaraların sarılmasına ve görüşler arasında köprüler kurulmasına ihtiyacı var” diyerek görüşünü tamamlıyor. 7

Suriye Demokratik Meclisi, Astana toplantısını değerlendiriyor. Kaynak-North Press.jpg
Suriye Demokratik Meclisi (SDM), Astana toplantısını değerlendiriyor / Fotoğraf: North Press

 

Haseke şehrinde toplanan Rojava’daki Suriye Demokratik Meclisi (SMD) bölgedeki son gelişmelere ilişkin bir açıklama yaptı:

  1. ABD, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırgan tutumunu engelleme olanağına sahiptir. Bu yolda hareket etme çağrısında bulunuyoruz.
  2. Astana kararları, bölgedeki özerk yönetimi ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bu kimseye hayır getirmeyecektir.
  3. Suriye’nin Arap Birliği’ne kabul edilmesine karşı değiliz. Ancak bu kabul edilmenin esas şartı Suriye halkına yararlı olmasıdır… 8

Menbiç’te toplanan SDM bileşenlerinin açıklamasına göre:

Astana toplantısında mutabakata varan Türkiye Rojava’daki hedefleri bombalarken, Rusya da İdlib ve çevresini havadan bomba yağmuruna tutuyor. 

Menbiç'teki SDM . Türkiye'nin Rojava'ya yönelik silahlı saldırılarını, Astana görüşmelerine bağlıyor. Kaynak-northpress.jpg
Menbiç’teki SDM, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik silahlı saldırılarını, Astana görüşmelerine bağlıyor / Fotoğraf: North Press

 

Rejim yanlısı El Vatan gazetesinin bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle:

Astana kararları tatbik edilirse, Türkiye doğrudan himayesine aldığı silahlı ve siyasi Suriyeli muhalifleri geçici olarak kanatları altına alarak Suriye ile normalleşme sürecine paralel olarak uygulanacak yeni siyasetini El Nusra Cephesi’ne dayatacak gibi görünüyor. Hakeza, diğer silahlı muhalifleri de belli ölçüde kırpıp budamak suretiyle istediği kalıba sokmaya çalışacak.

Suriye'de çözüm için düzenlenen müzakereler, atölye çalışmaları şeklinde sürecek. Kaynak-syria.tv .jpg
Suriye’de çözüm için düzenlenen müzakereler, atölye çalışmaları şeklinde sürecek / Fotoğraf: Syria Tv

 

Independent Arabia gazetesindeki haber-yorum önemli bir gelişmeye dikkat çekiyor:

Son günlerde El Nusra Cephesi’nin omurgasını oluşturduğu HTŞ denetimindeki topraklar Suriye yönetimi tarafından gönderilen insani yardımları (bilhassa gıda yardımı) taşıyan konvoylara açılmış durumda.

Gayet katı olan bu cihatçıların göreli olarak ılımlı tutum takınmalarının asıl nedeni belli değil. Şam’daki iktidar ile İdlib yetkilileri arasında bir jest mi, göz kırpma mı, ortamı yumuşatıp diyalog için zemin hazırlama mı, henüz bilinmiyor. 

Yaklaşık 3.5 milyon Suriyeli göçmen gıda yardımı olmadan yaşayamaz durumda. Kaynak-independent arabia.jpg
Yaklaşık 3.5 milyon Suriyeli göçmen gıda yardımı olmadan yaşayamaz durumda / Fotoğraf: Independent Arabia

 

Hâlbuki Astana toplantısında Suriye’nin kuzeyindeki farklı idari bölgelere (İdlib, Rojava vs) insani yardımların gönderilmesi süresinin üç ay daha uzatılması ve bu sebeple M4 otobanının açılması gündeme gelince, Türkiye ile onun desteğindeki Suriyeli muhalifler bu öneriyi reddettiler.

Suriye’de Milli Uzlaşma oluşumu sözcüsü Basim Rahmun’un değerlendirmesine bakılırsa, Türkiye-Suriye normalleşme görüşmeleri yeterli bir mesafe kat etti. HTŞ Türkiye istihbaratına itaat etmiş durumda.

İdlib'e giden gıda yardım Suriye denetimindeki topraklardan geçti. Fotoğraf-independent arabia.jpg
İdlib’e giden gıda yardım Suriye denetimindeki topraklardan geçti / Fotoğraf: Independent Arabia

 

HTŞ, İdlib ve yöresinde stratejik bir coğrafyayı elinde tutmaktadır. Türkiye aracılığıyla olsa bile bu toprakları örgütün elinden zorla koparıp almak öyle kolay değildir. Örgüt lideri Ebu Muhammed Colani’nin elindeki silahlı birimleri teslim edeceğini sanmak yanıltıcı olur.

Muhtemelen taraflar arasında uzun sürecek müzakereler sonucu belli bir çözüme varılabilir yahut HTŞ Türkiye’nin kararına karşı çıkar ki, bu da çatışma ve savaş demektir. 10

İdlib şehrinde göçmen mahallesi. Fotoğraf-independent arabia_.jpg
İdlib şehrinde göçmen mahallesi / Fotoğraf: Independent Arabia

 

Suriye asıllı gazeteci Hüsnü Mahalli, 21 Haziran 2023 tarihli Ray El Yom gazetesinde yayınlanan makalesinde, “Uluslararası ve Ortadoğu’daki dengelerin kendi lehine olduğunu gören Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye ile normalleşme sürecinde Şam yönetiminin ileri sürdüğü talepleri/şartları yerine getirmesinin gayet zor olduğunu” belirtiyor.

Dolayısıyla olumlu veya olumsuz bir çözüm anahtarının Kafkasya-Ukrayna-Rusya-ABD-Suriye-Libya ve Arabistan hattında dengelere oynayan Erdoğan’ın elinde olduğuna işaret ediyor. Sonuç olarak Astana’da alınan kararlardan umutlu olmadığını vurguluyor.

Buna yakın bir yorumu Suriye merkezli El Vatan gazetesi yazarı Muhammed Nadir El Omri’nin 22 Haziran tarihli değerlendirmesinde de görüyoruz:

Astana kararları hususunda Kremlin sözcüsü Dimitry Peskov’un iyimserliğine güvenemeyiz. Müzakere yolu hayli uzun ve zahmetli olacaktır. Zira bölgede denge ve uzlaşmaların ana hatları henüz belirginleşmemiştir.

Üstelik Suriye, çözüm için biricik çıkış yolunun ‘Türkiye’nin askerlerini topraklarından çekmesi ve silahlı cihatçı örgütlere desteğini kesmesi’ olduğunu ileri sürüyor. Oysa Türkiye, SDG ile Suriye askeri birliklerinin bulunduğu Kuzey Suriye’deki mıntıkalara saldırıyor. Böylece askerlerinin Suriye’de kalması için gerekçe yaratma yoluna gidiyor. 

Herhalde bu yüzden Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bugdanov, toplantıya katılan taraflara verilmek üzere Adana Mutabakatı’na (Suriye-Türkiye arasında) dönmenin gerekliliğine dikkat çekiyor. Buna göre:

Rusya ve İran’ın garantörlüğünde üzerinde anlaşılacak bir takvim gereğince Türk askerleri kademeli biçimde çekilmeli; belirlenen farklı noktalara dört devletin ortak gözetleme-denetleme birimleri yerleştirilmeli, terörle mücadele, göçmenlerin dönüşü ve M4 karayolundan cihatçı milislerin çekilmeleri sağlanmalı. Bu arada ekonomik işbirliği süreci ve Suriye’de yeni anayasa için Cenevre’nin dışındaki görüşmeler başlatılmalı ve muhalefet ile hükümet, doğrudan müzakere edebilmeli. 

Özetle, ikinci kez Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan R. Tayyib Erdoğan’ın Astana Kararları’nı eğip bükmeden, oyalanmadan uygulamalı olarak hayata geçirilmesi hususunda sınavdan geçmesi gerekiyor. 

Başka bir etken ise ABD ile AB’nin çıkarları dışında oluşacak böyle bir gelişme hakkındaki tavırları olacaktır. Üçüncü belirleyen ise Rusya ile Ukrayna arasındaki uzun sıcak mücadele sürecinde batılı ülkelerin müdahalesinin boyutudur. 11

Afrin, Türkiye destekli Suriye muhaliflerinin aracılığıyla büyük demografik değişikliğe maruz kalıyor_.jpg
Afrin, Türkiye destekli Suriye muhaliflerinin aracılığıyla büyük demografik değişikliğe maruz kalıyor

 

Anlatılanlardan bağımsız olmamakla birlikte yeniden gündeme gelen önemli bir gelişmeye daha değineceğiz.

Astana sonrası Suriye ordu birliklerinin kuzeydeki Halep- İdlib-Afrin-Azez hattında harekete geçmeleri üzerine 2018’de TSK operasyonuyla ele geçirildikten sonra Suriyeli silahlı milislerin insafına terk edilen Afrin, hem askeri cephe hem demografik değişim noktası olması bakımından yeniden gündeme gelmeye başladı.

Kürt Dağı'nda demografik mühendislik kapsamında kurulan konutlar_.jpg
Kürt Dağı’nda demografik mühendislik kapsamında kurulan konutlar

 

Türkiye destekli SMO çatısı altında bulunan yaklaşık 9 örgüt, Kürt Dağı (Kürtçe Çiyayê Kurmanc/Kurd, Arapça Cebel’ul Akrad) ile yakın çevresinin önemli kısmını kendi aralarında parselledikten sonra aynı yöredeki araziler üzerinde uydu kasabalar ve köyler inşa etmekteler.

Bu milislerin ailelerine tahsis edilen arsa, arazi ve konutlarda giderek artan nüfus sonucunda Afrin’in Kürt ağırlıklı demografisi değişmiştir.

Afrin'de yerleşime hazırlanmış bir köy-kent.jpg
Afrin’de yerleşime hazırlanmış bir köy, kent

 

Sanki İsrailli Siyonist Yahudi yerleşimcileri, Filistinlilerin topraklarını işgal ve istila etmiş gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Halep’in kuzeyine düşen Afrin mıntıkasında şimdiye kadar 25 büyük yerleşim yeri kurulmuştur.

Afrin çevresinde temelleri atılan yeni yerleşim alanları.jpg
Afrin çevresinde temelleri atılan yeni yerleşim alanları

 

2020 yılında başlatılan bu plan uyarınca köy-kent tarzında inşa edilen her yerleşim yeri ortalama 100 konuttan oluşmaktadır. Her konut alanı 200 ile 300 metrekare büyüklüğündedir.

Başlangıçta iki cihatçı örgütten toplam 2 bin 500 kişi yapılan bu evlere yerleştirildi. Ardından diğer milis ailelerine ilaveten HTŞ ve SMO taraftarı aşiretler de bölgede iskan edildiler.

Hakikat ve Adalet İçin Suriyeliler kuruluşunun raporunda Afrin'deki yeni yerleşim planı gösteriliyor. .jpg
Hakikat ve Adalet İçin Suriyeliler kuruluşunun raporunda Afrin’deki yeni yerleşim planı gösteriliyor

 

Cebel’ul Ehlam (Rüyalar Tepesi) adıyla hayata geçirilen proje, iddialara göre yöredeki Türk yetkililerin onayına sunularak “Cemiyet’ul Rahmet’il Alemiye, Kuveyt’ul Rahme ve Cemiyet’u Şam El Hayriye El İnsaniye” gibi dini kuruluşların maddi desteğiyle gerçekleştiriliyor.

Şehirlerle kırsalda yaşayan Kürtlerin, 2018 operasyonu sonrasında mecburen göç etmeleri, zorla tehcire gönderilmeleri, yurtsuz yuvasız bırakılarak mülteci kamplarına kapatılmaları uygulanan demografik mühendisliğin bir parçasıydı.

Bölgede yaşayan Kürt ahalinin sadece evi, bağı ve bahçesi değil; tarihi, kültürü, töresi, geleneği, geleceği ve insanlığı da elden gitti. Bir insanlık trajedisidir bu.

Fazla uzatmadan gönüllü uzmanların hazırladıkları rapora ilişkin haber ve ayrıntılar için şu linki sunayım: https://stj sy.org/ar/

Faik BULUT

 

 

Kaynakça:

1. https://sputnikarabic.ae/20230621, Sputnik Arapça sitesi, 21 Haziran 2023.
2. https://www.hashtagsyria.com/, 25 Haziran 2023.
3. https://www.indyturk.com/node/641826/ ve Şark’ul Avsat, 21 Haziran 2023.
4. https://al-akhbar.com/Syria/364637, 20 Haziran 2023; https://turkish.aawsat.com/ 4398116, 23 Haziran 2023; https://www.alaraby.co.uk/politics/; Al Watan fazetesi, 25 Haziran 2023; https://www.fox-press.org/, 20-24 Haziran 2023.
5. https://www.asianewslb.com/?page=article&id=145876, 24 Haziran 2023.
6. https://www.asianewslb.com/?page=article&id=145877, 24 Haziran 2023.
7. North Press Agency, 26 Haziran 2023.
8. https://npasyria.com/157083/, 24 Haziran 2023.
9. https://npasyria.com/157257, 25 Haziran 2023.
10. https://www.independentarabia.com/node/466981/, 26 Haziran 2023.
11. https://www.inbaa.com/. 

Independent Türkçe’den alınmıştır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu