Genel

DÜŞÜNCE SUÇ OLMAMALIDIR!

Düşünce tarihi, nice aydın insanların güzel düşünceleriyle bezenmiştir.
Yine bu aydın, ilerici insanların çoğunluğu , Halı gibi renkli düşüncelerinden dolayı işkence görmüş. hapis yatmış, sürgünlere gitmiş, işkence görmüş, Derisi yüzülmüş,idam sehpalarında ölümlere gitmişlerdir.
Yani düşünce- Suç- Ölüm ya da zindan denklemiyle doğru düşüncenin önü kesilmiş ve kesilmektedir.
Oysa belirli bir insan tarafından ortaya atılan DÜŞÜNCE toplumun çoğunluğu tarafından benimsenmiş ve pratikte özümsenmiştir. Halkın ortak düşüncesi haline gelerek , Düşünceyi üreten insandan çıkmıştır. Tüm insanlığın, toplumun versiyonu olduktan sonra bu düşüncelerde Bireysel suç aramak, bazı düşüncelerin suçlu, bazılarının suçsuz gibi gösterilmesi, Bir Egemenlik mantıcından doğmaktadır.
Demekki bir yanda aydınlanmanın ve insanlığın gelişimi , öte yanda baskının zulmün , zorbalığın , her insan eylemine karşı durma çabası… Yani toplumdaki oluşumların bazılarını zararlı bazılarını da zararsız gösterme eğilimi yatmaktadır. Bu demektir ki , kimileri Eğemen sınıfların kurallarına uymadıkları için Eğemenler tarafından yaramaz çocuk sayılırlar. Bu yaramaz gördükleri çocukların düşünceleri onlara göre zararlıdır deyip çıkmak, insanlık onuruna aykırıdır.
insan düşüncesi, en kutsal bir üründür. Çünkü insan en kutsal en yüce varlıktır. onun tüm ürünleri herkes tarafından saygıya değer olması gerekir.
Her kişi de en yüce varlık olduğuna göre bunlar arasındaki savaşın nedeni nedir ki… Bu noktada uzlaşmaz bir çelişki bulunmamaktadır.
İnsanın ürettiği meyve, buğday , ağaç, ayakkabı, Vb.suç olmuyor da DÜŞÜNCE üretirse suç oluyor.
Bu mantık hangi insanın mahtığıdır?
Toplumsallığın oluşturduğu kesimlerde birey’in yine bireyler tarafından tartısı, o kişinin Eylemiyle ortaya serdiği düşüncesidir.
Düşünce bir yaratım eylemi olduğu için insanı belirleyen onun ortaya attığı düşüncesidir. Çünkü yoldaşlarımın doğru düşünceleri de benim düşüncelerimdir.
İnsanın Yoldaşının ve kendi düşüncesini savunması kadar doğal başka bir şey olamaz. Bu böyle biline. Benim ya da başkalarının olsun ortaya atılan düşünce , kabul eden herkesin yani tüm toplumun malıdır. Yani ben hem toplumun ortak edinimini, hem de kendi düşüncemi savunuyorum. Örnek Halk türküleri, halk deyimleri gibi öyle bir zaman geliyor ki bu sözün söyleyeni bilinmiyor. Halkın ortak malı oluyor. İlk düşünceyi üreten insan kendi düşüncesinin toplumsallaştığının ayrıntısına varıyor. Toplumsallık bir süzgeçtir. süzgecin altına düşenlerle üstünde kalanların diyalektiği, bir noktanın bir belirlememin sentezidir.
Sentezlerin olguları, kendi bilinç dalgalarına üstün yaparken, bazılarını alıp götürmekte ve çürütmektedir.

GAZETE KÖK AVUSTRALYA
Hüseyin Biçer
18/11/2021

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu