Umut İLERİ
Geçenlerde Demir Küçükaydın “Sosyalistler ve demokratlar niçin ve nasıl ‘sınıf’ değil de ‘kimlik’ politikası yapmalıdırlar?” başlıklı yazısında tartışmayı başlattı.
Marksizmden istifa eden birinin, daha doğrusu, sınıfı, sınıf mücadelesini yadsıyan birinin böyle yazması son derece doğal.
Bize göre Kimlik Siyaseti de Sınıf Siyasetinin içerisinde onun bir parçasıdır. Daha öncede bir yazımızda belirttik, kimlikler insanların ayaklarına vurulmuş birer prangadır.
Çünkü İnsanlar bu kimliklerini kendi özgür iradeleriyle belirlemezler.Bu kimlikler onlara, iradeleri dışında verilmiş kimliklerdir. Sermaye sömürüsünü ve varlığını sürdürebilmek için siyasetini bu kimlikler arası farklılıklara dayandırır.
Kimlikler arasında ki farklılıkları kullanarak, farklı kimlikteki insanları birbirine düşman eder, kimlikler arasında güvensizlik yaratarak, onların, kendisine karşı bir araya gelmesini engeller.
Ortadoğu’yu örnek vermek gerekirse, Emperyal Güçler, Etnik, Dinsel ve Mezhepsel ayırımları körükleyerek, bölge halklarını birbirine düşman ederek, bölgede hegamonyasını sağlamaktadır.
Sınıf Siyaseti her zaman Kimlik Siyasetinin önündedir ve onu içerir. Bu demek değil ki Kimliklerin baskı altına alınmasına karşı mücadele edilmeyecek.
Komünistler, kimlikleri baskı altına alınan, kimlikleri üzerinde zor uygulananların her zaman yanındadır.
Bu nedenle Sınıf Siyaseti, Kimlik Siyasetini de kapsar. Komünistler için önemli olan, kimlik siyasetlerinin çok renkli bayraklarını, sınıf siyasetinin kızıl bayrağı altında bir araya getirmektir. Komünist Toplum tüm bu kimliklerden arınmış, kimlik prangalarından kurtulmuş insanların toplumudur.
24Veli Sapaz, Hasan Tanrıverdi ve 22 diğer kişi1 Yorum22 PaylaşımBeğenYorum YapPaylaş
