Genel

İYİSİ Mİ EVLİ EVİNE KÖYLÜ KÖYÜNE!

Hasan H. Yildirim

Türk egemenlik sistemi çete örgütlenmesidir. Çete elebaşı emekli general ve polis şefleri olurlar. Üyeleri Mankurtlaştıkları asker ve polis emeklisi olurlar. Bazende Mankurtlaştıkları sivillerde olur. Her köşe başında bir çete tezgahını kurmuş. Görünenler var, görünmeyenler var.

Bizim görmediklerimizi görünenler görür. Bazen mecburiyeten bizede gösterirler. Gösterilenler suçüstü olmuşlardır. Kimileri “iyi çocuklar”, kimileri “psikopatlar” sınıfına layık görülürler. Kimileride “bölücü terörist” olurlar. “Bölücü terörist” dedikleri de aslında Genelkurmay kapatmasının “Mankurt”laştıkları olur. Bir danışıklı döğüştür başını almış gidiyor. Toplum bu olup bitenlere bir anlam veremez. Toplumu bırakın aydınım geçinenlerin çoğu bile oynatılan oyunu göremez. Görenler kişisel ve ailesel kaygılardan dolayı görmemezlikten gelirler. Bunu kendilerine bile ittiraf etmekten korkarlar.

Ne yapsınlar adamlar. Can, mal ve namus pazarıdır. Kimi oynanan oyunu görür ve destekleyicisi olurlar. Basın alanında çalışanların çoğuna yakını bu kategoriyi oluştururlar.

Kimi de bu gerçeği görmeden işkembeden atarlar. Adalet, hak, hukuk dilerinden eksik olmaz. Savcıları göreve çağırırlar. Hakkari savcısı Sarıkaya’nın başına geleni olmamışa sayarlar. Kimi oynanan oyunda bile haberi olmadan iyi niyetinden İtalya’daki “Temiz Eller Operasyonu” benzeri operasyonları Türkiye’de beklemekle ömür tüketirler.

Bu kesimler ne kadar samimi olursa olsun kendilerini kandırırlar. Kendileriyle birlikte kuşkusuz toplumuda. Türk aydınının bu lüksü olabilir. Vardır da. Çünkü sistemin bir parçasıdırlar. Peki Kürd aydının bu lüksü olabilir mi? Olmamalı. Ama var. Kim ki bunlar? Kendileriyle birlikte Kürd milletini Türk’ün kapısına bağlamayı yaşam seçmiş Mankurtlardır, bunlar. Bu mankurtlar, Türk egemenlik sistemini Kürdlere hoş göstermek için “tarihsel birliktenlik” hikayesini anlatırlar.

Dahası kendilerininde inanmadığı bu hikayeye başkalarını inandırmaya çalışırlar.Oysa ki, Türk egemenlik sistemin ne menem bir “Prokust Çarkı” olduğunu çok iyi bilirler. Bilmiyorlarsa tekrarlamakta yarar var.*** Türk egemenlik sistem sahipleri, köksüz, soysuz, göçebe, muhacir devşirmelerden müteşekildir.

Kurdukları sistem, baskıcı, merkezci, despot. Tekçi, otoriter, totaliter, militer. Irkçı, şoven, yayılmacı, işgalci. Asimilasyoncu, katliamcı, soykırımcı. Hortuncu, hırsız, dolandırıcı, yankesici.

Soyguncu, yağmacı, talancı, şantajcı ve tehditçi. Karapara aklayıcıları, fuhuş pazarının pezevekleri ve uyuşturucu pazarlayıcıları. Çek-senet tahsildarları. Fetbaz, hilebaz, üçkağıtcı. Herkese düşman. Kendileri dışında dostu olmayan acayip bir toplum.

Tüm korkuları da burdan kaynaklanır. Korku içinde yaşıyorlar. Korkularını topluma taşıyorlar. İç ve dış düşman korkusunu topluma şırınga ediyorlar. Korkularını Kürd milletine karşı sürdürdüğü kirli savaşla gidermeye çalışıyorlar.

Kürd milletine karşı yoğun baskı, yasak ve askeri operasyonlar devam ediyor. Devam edeceği de geçmiş yaklaşım, yönelim ve pratiğinden bellidir. Bu durum sadece Kemalist iktidarla başlayan ve devam eden bir yaklaşım ve pratik değil, Türklerin coğrafyamıza gelişinden beri süregelmektedir.

Değişeceği de yoktur. Esnemez, bükülmez, değişmez, ancak kırılır. Türk egemenlik sistemi değişir diyenler yanılır. Bugüne kadar yanıldıkları gibi. Kürd millet bireyinin yanılma lüksü yok.

Fakat geçmiş ilişkilerde ders alma zorunluluğumuz var. Kürdlerle Türkler ilk karşılaştıklarından bugüne savaştılar. Birbirlerinden kurtulmadıkları sürecede savaşacaklar. Kimse yanılmasın.

Kürdlerle Türklerin birlikte kuracak bir gelecek yoktur. Ama birbirlerinden kurtulurlarsa belki hayırlı iki komşu olabilirler. Belki diyorum. Çünkü bu da Türklere bağlıdır. Kürdler, hesabını kitabını buna göre yapmalıdırlar.13 Temmuz 2007

62Ahmet Hulusi Kırım, Ali Kemal Anaç ve 60 diğer kişi5 Yorum3 PaylaşımBeğenYorum YapPaylaş

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu