Genel

İBRAHİM KAYPAKKAYA YOLDAŞIMIZ DEVRİM DÜŞMANLARININ HEDEFİ OLMUŞTUR, OLMAYA DEVAM EDİYOR…

Devrimin gelişmesine karşı olanlar, ya doğrudan ya da utana sıkıla İBRAHİM KAYPAKKAYA ‘nın Devrimci, Komünist çizgisine saldırmak zorunda kalmışlardır.
Yoldaş Kaypakkaya ‘nın haklı olarak sahip olduğu yüksek komünist itibarından ötürü, sahtekarca onun mirasını savunduklarını iddia eder görünen bazıları, İBRAHİM KAYPAKKAYA ‘nın sözüm ona 24 Yaşında çocuk olduğunu eleştirmekte veya kendi eğri büğrü uyduruk teorilerini devrimci kitlelere satmak için KAYPAKKAYA ‘nın doğru çizgisini karikatürleştirip tahrip etmektedirler. İBRAHİM KAYPAKKAYA’nın bu çeşit sözüm ona savunucularına karşı uyanıklığı elden bırakmayalım.

Şu 24 Yaş Meselesi midemi bulandırıyor. Afedersiniz baylar İBRAHİM KAYPAKKAYA yoldaş kaç yaşında olsaydı böylesi eleştirileriniz sizce doğru olurdu?
Sizlere soruyorum Siyasi ve ideolojik Komünist önderlik için en ideal yaş grubu acaba kaçtır? Meraklılar için şunu söyleyebilirim: KARL MARKS 1818’de doğdu, ilk siyasi yazısını 24 yaşında (1842)
LENİN 1870’yılında doğdu, ilk siyasi yazısını 26 yaşında (1896)
STALİN 1871 yılında doğdu, ilk siyasi yazısını 30 yaşında (1901)
MAO ZEDUNG 1893 yılında doğdu, ilk siyasi yazısını 33 yaşında (1926) yazdı. İBRAHİM KAYPAKKAYA 1949 yılında doğdu. seçme eserlerini 24 yaşından önce kaleme aldı.

Bu yiğit komünist önderlerimizin hepsinin Marksist klasiklerin bir çoğunun dahi ülkelerine taşınmamış olduğu halde ve genç yaşlarına rağmen boylarından büyük bir işe kalkışmaları, tahlilleri, dünyayı analiz etmeleri ve yorumları, yorumlamaları kayda değerdir.

Demek İBRAHİM KAYPAKKAYA, yoldaşın suçu size göre 24 yaşında komünist önder olmakmış. Sorunun adını net olarak koyalım: Hiç bir babayiğit günümüze kadar KAYPAKKAYA yoldaşımın ortaya koyduğu siyasi ve ideolojik projeyi alt edemediği için, onun yaşıyla uğraşmaktadır. Asıl amaçları yaşı bahane edilerek düşüncelerini ters yüz etmek için uğraşıyorlar.
Geri kitlelerin “ daha çocuk bu” lafına takılıp kalmışlar.
Kaypakkaya Yoldaşa şu 3 cepheden bakacak olursak onu ve düşüncelerini daha iyi anlamış oluruz.

  1. Devletin cephesinden: Devlet aynen şunu diyordu: Türkiye’de komünist mücadelede şimdiki haliyle en tehlikeli olan İBRAHİM KAYPAKKAYA’nın fikirleridir. Onun yazılarında sunduğu görüşler, düşünceler, öngördüğü mücadele metodları için hiç çekinmeden İhtilalci komünizmin Türkiye ‘ye uygulanmasıdır. (TKP-ML Dava dosyası’ndaki mit raporundan)
  2. Kürt Halkının özgürlük mücadelesi cephesinden bakalım:
    TİKKO Partizan savaş teorisini bizden daha iyi yaptı onu söyleyeyim. Sınıf temelini esas aldıklarına göre çok daha iyi mücadele etmeleri gerekirdi. ( Abdullah Öcalan ile görüşme Kaynak yayınları İstanbul SF. 131)
  3. Uluslar arası Maoist hareketin cephesinden bakalım: İBRAHİM KAYPAKKAYA yoldaşımızın kısa ve son derece zengin hayatı. 1960’lı yıllarda dünya çapında Devrimci marksizm ile Karşı-devrimci revizyonizm arasında tüm dünyada süren mücadelelerin bütünsellikli bir parçasıdır.
    Türkiye ‘de bu sürece her yönüyle önderlik eden Yoldaşım İBRAHİM KAYPAKKAYA olmuştur.
    Bir dizi cephede, revizyonizmin gayet berrak ve mahvedici bir eleştirisini geliştirmiştir. Bundan da öte özellikle silahlı gerçek bir halk savaşı geliştirmenin Ülkemiz tarihindeki ilk ciddi girişimini başlatarak- bu siyasi çizginin pratiğe geçirilmesinde önderliği üstlenmiştir.
    İBRAHİM KAYPAKKAYA yoldaş MAO ZEDUNG yoldaşım çizgisinin Türkiye’deki en tutarlı, köklü ve en sağlam savunucusu ve MAO yoldaşın proleter devrimci içeriğini boşaltmaya çalışan sahte MAO “ savunucuları”nın en keskin muhalefetiydi.
    Aynı gelenekten geldiğini söyleyenlerin bir kısmı yıllarca İBRAHİM KAYPAKKAYA derler, sonra “Dedikte ne oldu” diye yakınırlar, düşüncelerini cımbızlayıp eleştirirler.
    Ne yazıktır ki, İBRAHİM KAYPAKKAYA yoldaşın değerini akıllı düşmanla, Sadık ve gerçek yoldaşları bilirler. BU BÖYLE BİLİNE…

AVUSTRALYA İBRAHİM KAYPAKKAYA SEMPATİZANLARI ve DOSTLARI…
12/1/2022

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu