Kültür

Heybet AKDOĞAN:Derdo…Dersimo!



Önce saf olup aramıza katıldılar, sonra cem olup kıblemize nifaklar soktular Derdo!

Beni Muhammed’ den seni Ali’ den saydılar. İkimizde “evvel-ahir” insandık oysa. İki kentin; soyu aynı ama sınırları mezheplerle örülmüş günahkârlarıydık. Ben kutsal Emevi Torunu Sünni’ydim. Sen Kerbela acısı Kızılbaş’tın.

Utanıp söylemezdim sana: Elazığ Hozat Garajı’nda halkım, halkına küfrederdi, namusu incinen yalnızca ben olurdum. Aynı iki halkın kardeş kavgasında vurulanlarıydık. Beni Murat suyunda, seni ise Munzur’ da boğdular. Ölümümüz onlara az geldi. Doymadılar canımıza. Fırat Suyu’nu kanımızla yudular.
Haydaran Dağları’nda üstünde postalların eridiği kayalara tırnaklarımızla kazımıştık umudu. Düşlerimiz Urmiye Mavisi’ydi Derdo.

Ayrılığımız tarihimizdi Derdo. Palu’ da Şah iken, “ne hikmetse”  Şeyh Ali Efendi olan zat, bizlere çok önceden yabancılaşmıştı.

Dersim’den kervanlarınız, Palu’dan geçerdi Elazığ’a. Soyulurdu kervanlarınız, çapulcular yine bizdendi. Soydaş soydaşa ganimetti.

Derdo…Dersimo!
“Fevzi Çakmak Mahallesi”nde Özgürlük Çeşmesi’nde içtiğim su; Hüseyin’in gözyaşı olur, dökülürdü avuçlarıma. Suya yazılmıştı yazgımız. Ve ulu makamların inancında su çölümüzdü. İçtiğim her damla zehirlerken beni, “Yıldızbağları Mahallesi” karanfil kokuyordu. Bir yiğidin göğsünde bıçak izi, yere düşen bedenler, cümleler kurmadan anlatıyordu katlimizi.

Derdo…Dersimo!
Kemikleri çürümez deyip de unutmayalım Harput’da Arap Baba’yı, belki aslı değiştirilmiş tarihe isyandır hâlâ direnen cesedi.

Sana söylerdim de inanmazdın Derdo! “Vakta ki zamandı” derdin: Palavra Meydanı’nda, Behice Boran Caddesi’nde, biz yürürken hilal bıyıklı çakalların varlığını. Biz baş başayken “Beyaz Toroslular” yoktuysa da; Yeşil’in devşirme piçleri hep etrafımızdaydı.

Bunlar gerçeklerimizdi Derdo. Kavgamızdı Dersimo! Bize; “siz bu dünyaya göre küçüksünüz” diyorlar. Yılma Derdo, direneceğiz Dersimo! Gün gelecek dünya bize dar gelecek. Kerbela çölü dudaklarını, toprağımıza yağan yağmurla ıslat Derdo! Hiçlik putlarını devirecek kızıl ezgili türküler haykır.

Sev Derdo; benden önce aslını, dilini tarihini sev. Sevdiğin her şeyde biz yeniden uyanacağız. İnan! Toprağı ipekten yurdumuz bizi bekliyor.

Derdo…Dersimo!
Kadim tarihimizin çağrısıdır bu kavga. Munzur Dağı’nda halkımızın çığlığıyla beni hoş gör, isyanı ‘kırk ses’ bil, “Kırk Gözeler”den arınarak meyletmeliyiz can cana. Bu çılgın kandırmaca, şu mührü kırılmaz hükümler, artık kurşunlar yağdırmamalı yurdumuza.

Derdo…Dersimo!
Cellatların gözlerine dizilsede her anımız korkma.
Derdo…Diren Dersimo!
İnsanlığa meşale tutulmuş. Kardeşçe bir dünyanın yolcusu olmalıyız. Sınıfsız bir dünya bizimle kurulmalı.
Gözlerimizde Gülistan Çağı’nın fecri. Şimdi uyanmak zamanıdır Derdo…Dersimo!

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu