Genel

EMPERYALİST KAPİTALİZM İNSANI GİTTİKÇE HAYVANLAŞTIRMAYA VE DOĞAYA İMHAYA SÜRÜKLEMEKTEDİR…

İktisadi temelde üretimin toplumsallığına karşılık gelen ve bir üst yapı kurumu olan KOMÜNİST PARTİ; Kapitalist toplumdaki, üretimin toplumsallığı ile mülkiyetin bireysel karekteri arasındaki çelişkinin çözüm aracıdır.
Komünist partinin bu işlevi gerçekleştirmesi için özel mülkiyetle ortaya çıkan; işbölümü ve yabancılaşmış emeğin yol açtığı, insan bilincinin çarpık gelişimini de ortadan kaldıracak bir işleyiş mekanizmasına da sahip olması gerekir. Çünkü özel mülkiyet ve onun ulaştığı son aşama olan kapitalizm; insanı insan olmaktan gittikçe uzaklaştırarak onun yeniden hayvanlar alemin özelliklerini yansıtan varlıklar haline gelmesine neden olmaktadır. Tarihteki ilerici özelliğini tamamlayarak, emperyalist kapitalizme dönüşen özel mülkiyetin bu en son biçimi, üretici güçlerin önünde engel olma özelliğinin yanı sıra, gelişmiş iş bölümü ve yabancılaşmış emek sonucu ortaya çıkan, insanın kendine ve doğaya yabancılaşması ile bilinçli etkinlik olan özünü gittikçe kaybetmesine ve salt maddi gereksinimleri peşinde koşan varlıklara dönüşmesine neden olmaktadır.
Salt maddi gereksinimleri peşinde koşmaya yönlendirilen insanlık, kendini insan yapan üretim ve doğa sonucu olan toplumsal ilişkilerden gittikçe soyutlanmaktadır. Üretime dayanmayan, paradan para kazanmanın gittikçe yoğunlaştığı günümüzde toplumsal ilişkilerin, kapitalizmin en etkinliği boyutunda parçalandığı ve çürüdünüz somut bir görünüm kazanmıştır. En basit sıradan insan ve doğa ilişkilerinin dahi yadsındınız günümüzde , insani erdemler , doğaya saygı değersizleştirme, Kapitalizmin temel yasaları olan rekabet içinde aşırı karı gerçekleştirmek amacı , her aracın kullanılmasını da mübah kılmaktadır. Bu gereklilik kaçınılmaz ve zorunlu olarak insanın toplumsal ilişkilerinin çözülmesini de beraberinde getirmektedir. Toplumsal ilişkiler her geçen gün yadsınmaktadır.
İnsanlar yaşadıkları toplumdaki diğer insanlarla ve doğayla , insan oldukları, aynı toplumun üyeleri oldukları için değil, birbirleri üzerinden maddi gereksinimlerini hangi boyutta gerçekleştirebileceklerini hesaplayarak ilişkiye girmektedirler. Bu nedenle her insan, bir diğerinin gözünde; daha fazla para kazanmanın, maddi gereksinimlerini elde etmenin aracı haline gelmektedir.
İnsanın eşitsizliğinin ve ayrı bir varlık olduğunun farkında olması, Her insanın kendi varoluşunu gerçekleştirme zorunluluğu, bilinçlerinin çarpıklaşması sonucu, toplumsal bir varlık olmasından uzaklaşması, bireysel varoluşunu topluma rağmen gerçekleştirmesine neden olmuştur. Toplumun ve toplumu oluşturan bireylerin, kendi varoluşunu gerçekleştirmede bilinç çarpıklığı sonucu, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmanın yerine; rekabet geçmekte, diğer insanlar düşman olarak değerlendirilmektedir,
Toplumun yalnızca maddi gereksinimleri peşinde koşan bireylere dönüşmesi “Maddi gereksinim” kavramının içeriğinin de değişmesine, yozlaşmasına neden olmuştur. Hayvansal fizyolojik yapının zorunlu sonucu olan; yeme içme, barınma , cinsel tatmin ve korunma gereksinimleri; insanı bilinçli dönüştürücülükten çıkarıp, salt maddi gereksinimleri sağlamaya, bireysel mülkiyeti artırmaya yöneltince, tüketim çılgınlığını ve doğayı yıkımını da beraberinde getirmiştir.
Deniz toplumun ortak kullandığı bir yerdir. bir çok canlı türleri yaşamını sürdürür. Bir dostumla Melbourne/ ST Kılda Beach, Deniz sahilinde dolaşırken abide gibi yığılmış Denize atılan atıklardan oluşan örnek bir tablo ile karşılaştım. Denizden çıkartılıp halkı bilinçlendiren temiz yürekli , duyarlı dalgıçların toplayıp penguenlerin ölüm nedenleri olan abide gibi ibretlik bir görüntü. Penguen lerin çoğu bu kirli atıklar sonucu telef olmuş, penguenler bölümü kapatılmış. Görevli neden bu durum? soruma cevap verdi görevli. ziyarete gelen doğa ve hayvan düşmanı bilinçsiz , sorumsuzların denize attıkları her çeşit atıklar sonucu penguenler öldü deyince şok geçirdik. Aşağıdaki resim yoruma açıktır.
GAZETE KÖK AVUSTRALYA
HÜSEYİN BİÇER

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu