GenelKültür

SOSYALİST HAREKET NE YAPMALIDIR?

Görüntünün olası içeriği: gökyüzü ve açık hava

Mehmet Özcan

Dünya sosyalist hareketin Sovyet sosyalizmin çözülüşü ile birlikte, bir türlü kendini yenileyememesi ülkemizde ki, sosyalist  hareketin arayışları bunalımları sürmektedir. Ülkemizde ki, sosyalist hareketin gerek, Türkiye kesimi olsun gerekse, Kürd sosyalist hareketi olsun, bir türlü kendi yolunu çizecek!

Marksizme dayalı bir yenilenmeyi yaratmış değil. Ne dünyada ki, sosyalist hareket nede, ülkemizde sosyalist hareket ideolojik ve teorik anlamda Marksizm anlamında bir yenilenme söz konusu daha oluşmuş değil.

Dünyada ve ülkemizde çeşitli sosyalist hareketin anlayışları vardır. Bunları özetleyecek,

Marksizmi günümüz dünyasına göre sosyo ekonomik koşullara kendini geliştirmeye  çalışan sosyalist hareketi dünyada ve ülkemiz de ki, sosyalist hareket, sosyalizmin bir ütopya olmadığını sınıfın iktidarı olduğuna inanarak sınıfı yeniden iktidara taşımak için, Marksizme uygun yenileme ve geliştirmeye çalışan  komünist hareketlerin olması; sevindirici yanı ise tüm olumsuzluklara rağmen Komünistlerin de olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.

Dünya genelinde ve ülkemizde Komünist enternasyonalin olmayışı bir eksiklik olarak komünist hareketin önünde acil görev olarak durmaktadır. Yeni enternasyonalizm yaratılmasıda! Komünist hareketin dünyada yeniden kendini yenileyerek yaratılmasına bağlıdır. Yeniden enternasyonalizm yaratılması için, komünist hareket Marksizmi günümüz koşullarına uygun olarak tekrar uluslararası ilişkiler sınıf temelinde yeni bir enternasyonalin adımları şimdiden olmazsa olamazın koşulu olarak  örülmelidir.

Ancak bu son örgütlenmenin günümüz koşullarında çok sancılı olacağı, uzun evrimli olacağınıda kabul etmek zorundayız.

Çünkü günümüz koşulları Marksizm açısından hem zorlaşmış, hemde dünyada ki itibarını kazandırmak için, komünistlere büyük görevler düşmektedir. İşte zor olan yolu burda yatmaktadır.

Sovyet sosyalizmin çözülmesi, komünist hareketi gideceği en gerici bir yere sürükledi. Burda küresel kapitalist-emperyalist sisteme kadar, dünün dönek komünist devrimcileride suçludur.

Çünkü, sosyalist sistemin çözülmesi ile birlikte kendilerini likide ederek sosyalist çizgiyi terk ederek liberal burjuva poltikaya, kendilerini adapte ederek sosyalizme küfür yağdıranlar azımsanmayacak ölçüde çoğaldılar.

Kamplaşarak burjuvazi ile birlikte aynı noktadan burjuva  medyası ile birlikte sınıfa cephe alarak marksizmi sosyalizmi karalama kampanyası sürdürdürerek, düşmanla elele yürümeye devam ettiler.

İşte günümüzde komünist hareketin Kapitalist-emperyalist sisteme ve döneklerin sınıf mücadelesini geriye düşürdükleri bir dönemde sınıfı diriltmek onu geliştirmek sosyalizm inancıyla tekrar ayağa kaldırabilmek için, komünist harekete büyük görevler düşecek görevleri olmalıdır?

Birincisi; Marksizmi  geliştirerek günümüz kapitalist sisteme karşı alternatif olacak ve sınıf hareketini gözden geçirerek teorik anlamda yenilenmesi zorunlu bir görev olarak komünist hareketin üstlenmesi gerekir.

İkincisi; dünyada ki, ve ülkemizde ki, marjinal sol hareketlere karşı ideolojik ve teorik olarak ideolojik mücadelenin amansız biçimde sürdürülmesi onları ikna ederek sınıf hareketine kazanmak olmalıdır.Üçüncüsü; geçmiş Klasik tipde örgütlenmelerden uzak durmak gerekir çünkü, O, tip örgütlenme modellerinin Sovyet sosyalizm de ve dünya da ki, diğer ülkelerde ki, sosyalist denemeler iflas ederek çözüldüğünü bunun sebeplerinin başlıca nedenleri arasında ’’Klasik’’ tip örgütlenme baş rol oynadığını hiç bir zaman unutmamak gerekir.

Dördüncüsü; özellikle Türkiye  sosyalist sol hareketin hemen, hemen çoğunluğu Kemalizmden, etkilenerek yanlış teorik açılımları programlarına eklediler.  Hala şu gün olsun Kemalizmden bağını koparamamıştır, bu tür anlayışların Komünist harekete bir fayda sağlamadığı gibi Komünist hareketin üzerinde bir kanbur olarak durmaktadır. Bu kanburdan kurtulmakta Komünist harekete düşmektedir.

Günümüz de kapitalist-emperyalist sistem dünyayı gericileştirerek gideceği en gerici son noktaya götürmüş durumdadır. Günümüzde İnsan olabilmek dahi büyük değer taşımaktadır.

Dünya sosyalist sistemin çözülmesi ile birlikte gerek  işçi sınfı hareketi gerekse sosyalist hareket bir gerileme devresi yaşıyor.

Yukarıda söylemeye çalıştığım gibi dünya sosyalist hareketi bir arayış geçmiş sovyet sosyalizmden önemli dersler çıkartı ve çıkarmaya devam ediyor. Geçmişden ders çıkarmazsak yeniyi kuramayız, Marksist teori bilimdir, önemli olan Marksist bilimi günümüz şartlarına göre teorik anlamda yorumlamasını bilelim.

’’İnsan, kendi kendini tanımalı, kendini, bütün yaşamsal ilişkilerin değer ölçüsü haline getirmeli, yargılarını kendi insanlık özüne uydurmalı, dünyayı kendi yapısının isteklerine uygun, gerçekten insancıl bir biçimde kurmalıdır. O, zamanımızın bilmecesini ancak bu suretle çözmüş olur.(F. Engles)

’’İnsan, bütün bilgisini, algıları vb. Duyularıyla ve dünyada elde edilen deneylerle kazandığına göre, dünya öylesine düzenlenmeli ki, insan gerçekten insanca olan her şeyi öğrenip benimsemeli, kendisini insan olarak duymalıdır. (K.Marks F.Engles: Kutsal Aile)

Bugün ki, küresel kapitalist-emperyalist sistem, sistem olarak çürümüştür. İnsan yaşamını alt üst ederek insanları yaşadığı topluma yabancılaştırmıştır.

İnsani değerler yok olarak insanca düşünmekte O, kadar zorlaşmıştır. Kapitalist kültür insanları bireyselleştirdiği gibi, özel mülkiyet hırsı insanca düşünmeyi, insanca yaşamayı ortadan kaldırmıştır.

Sosyal yaşam biterken, bireysel yaşam, yaşamın ön planına çıkarak toplumsal dokuyu tamamen bozmuştur.

Böylesi süreçte İnsan, önce birey, devrimci, sosyalist olmadan önce insan olmayı, insani değerleri öğrenmeli sonra birey devrimci, sosyalist olmayı seçmeli.

Bunu günümüzde ki, kapitalist sistemin insan kültürü ne kadar acımasız, ne kadar bencil bir bir toplum anlayışında insanlar yetiştirdiği için söylüyorum.

’’Özel mülkiyet, bizleri öylesine sersemleştirmiş ve öylesine tekyanlı hale getirmiştir ki (…) bir kısım eşya, sadece onu kullandığımız sürece, yani bizim için kapital olduğu sürece, yada doğrudan tasarrufumuz altında bulunduğu sürece, yediğimiz, içtiğimiz, vücudumuzda taşıdığımız, içinde oturduğumuz sürece bizimdir. (K.Marks)

’’Yoksulluk, umutsuzluğun son kertesinde maneviyata sarılıştır, insan tamamiyle gerçeklikten çıkışı ve barbarlaşmasının tam gerçekliğidir; açlık, soğuk, hastalıklar, cinayet, aşağılanma, mankafalaşma, her türlü barbarlaşma ve her türlü doğaya aykırıklıktır. (K.Marks.F.Engles) Kutsal Aile.İşte bugünün toplum yapısı ’’Marks’ın’’ belirlemelerine uymaktadır.  Dünya kapitalist sistemin geçmiş ’’ortaçağ’’ anlayış ve teorilerin gericilik temelinde hüküm sürmektedir.

12 Eylül askeri faşist diktatörlüğün en önemli icratlarından bir tanesi, din faktörünü  kullanarak faşist diktatörlüğü pekiştirmek için dini kullanarak! İmam hatip okullarının sayısını artırmakta finase etmekte büyük rol oynamıştır.

Bugün kü, iktidar olan AKP MHP faşizmin temeli ordan gelmektedir. Devlet eliyle 12 Eylül askeri faşist  diktatörün dinciliği geliştirmesinden kaynaklanmaktadır.

Bugün dünyada ve ülkemizde toplum ve gençliğin çürümesinde dinin etkisi büyük rol oynamıştır. Ayrıca gençlik, sporla, Müzik, eğlence, uyuşturucu ile gençliğin toplumun beynini yıkayan küresel kapitalist sistem siyaset ve poltika dışı bir insan topluluğu geliştirmiştir.

Dünyadan haberi omayan, yaşadığı topluma yabancı  bireyci çıkarcı bir toplum yapısı ortaya çıkarmıştır.

Sosyalist sitemin başarısız bir biçimde çöküşüyle insanlara verdiği güvensizlikle kapitalizme dönülmesi toplumun beyni anti sosyalizm ideolojileri ile yıkanarak siyasetsiz-poltikasız bir toplum yaratılmıştır.

Bugün tüm dünyada işçi sınıfı örgütsüz bırakılmıştır; Avrupada ve dünyada ülkemizde sendikalar işlevsizleştirilmiştir. Küresel kapitalist sistem işçi sınıfını ekonomik hakları uğruna örgütlendiği mücadele ettiği sendikaların işlevi kalmamıştır.

Günden güne de sendikasız örgütsüz işçi hareketi çoğalmaktadır. İşverenler sendikaları işlevsizleştirmek için, dünyada Avrupa’da ve ülkemizde işyerlerini bölerek aynı iş yerinde işçileri bölerek çeşitli taşeron firmalara devrederek işçiler sanki orda çalışmış gibi gösterilerek işyerinde ki, sendikanın örgütlenmesini ortadan kaldırmış oluyor, böylece sendikalı işçiden çok sendikasız hatta tüm haklardan yoksun modern köleler yaratılmış, işveren istediği zaman işten atmakta, istediği kadar iş saatlarını yükseltmekte hakkın, hukukun olmadığı bir dünya işçi sınıfı yaratarak artı-değer emek sömürüsünü artırarak kapitalist bir cennet yaratmış olup, sınıf içinde cehennem yaratmışlardır.

Bugün günümüzde işsizlik tüm dünydada hızla artmakta olup, işsizler ordusu günden güne büyümekte insanların iş bulması zorlaşmaktadır. 

Bir yandan teknolojinin gelişmesi emeğin kalifiye dönüşmesi, teknik eleman ihtiyacının her gün günden güne artması, buna karşı gelişen, teknik elemana da iş istihdamı planlı yapılmaması sonucu her okuyan kalifiye eleman olanlarda malesef günümüzde kapitalizmin dengesiz plansız bir şekilde üretim yapılması sonucu işsizler ordusuna katılmaktan başka şans bırakmaktadır. işsizlik günden güne büyümektedir. Kapitalizm insanın ihtiyacına göre üretim değil, tam tersine tüketime göre üretim yapılmaktadır.

’’Emeğin toplumsal gelişmesine ve böylece zenginlik ve kültür kaynağına dönüşmesi paralel olarak işçinin yoksulluğu ve ona karşı baskı artmakta, işçi olmayanların zenginlik ve kültürü gelişmektedir.’’( K.Marks) Gota programının eleştirisi.

’’Bilimsel sosyalizm. Doktirin değil, harekettir, ilkelere değil,  kanıtlara dayanmaktadır. Çıkış noktaları, şu yada bu felsefe değil, şimdiye kadar ki, tüm tarihtir ve özellikle bu tarihin uygar ülkelerde ki çağsal gerçek ürünleridir. ’’ (F.Engles)

’’Bilimsel sosyalzim, proletaryanın kurtuluş mücadelesinde ki,  tutum ve davranışların teorik ifadesidir.’’

’’Bilimsel sosyalizm, proletaryanın kurtuluş koşullarını açıklayan bir öğretidir.’’( F.Engles) Bilimsel sosyalizmin ilkeleri.

Marksizm ışığında nasıl bir yeni örgütlenme yaratmak gerekir?

Bu gün yukarıda bahis ettiğim gibi örgütlenme şekillerinde ülkemizde sıkça söz edilmektedir.

Marksist teoriyi bir bilim olarak kabul ederek Marksizmi günün koşullarına göre

Artık şunu bir kere anlamamız gerekir, fraksiyoncu, grupcu, bölgeci, ahbapçavuş türü örgütlenmelerin Marksizmle uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi de, bunun Komünist harekete ne kadar zarar verdiğini  tartışmaya dahi gerek yok.

Komünistler burjuvaziye karşı  demokrasi ve parlamento için mücadele ederler ve demokrasi mücadelesi yadsınmaz bir gerçektir. Geçmiş Klasik tipde örgütlenmelere baktığımızda ademi merkezyetçilik hakim olarak örgütlerde tabanın söz hakkı olması mümkün değildir. Böylece bırakın sınıfa demokrasi öğretmesine kendi içimizde kendimize demokrasiyi uygulamış değiliz.

Demokrasiyi başta kendi içimizde uygulamaya koyalım ki, sonra başkalarında uygulamaya kalkalım.

Başka bir dünya yok küresel kapitalizmin alternatifi yine sınıf mücadelesi ve sosyalizm  olacaktır.

YAŞASIN SINIF MÜCADELESİ! YAŞASIN SOSYALİZM!

2.1.2021

Mehmet Özcan

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu