Genel

EMEKÇİ KADINLAR KATILMADAN DEVRİM OLMAZ.DEVRİM OLMADAN EMEKÇİ KADINLARKURTULAMAZ !(Devam edecek)

  1. Bölüm…

TOPLUMSAL KANSER : KADINA ŞİDDET!

Emekçi kadın cinayetlerini önleme platformu ‘nun 08/02/ 2013 tarihli açıklamasında 4 ay içerisinde 7.000 bin kadının “ KORUMA” talebiyle başvuruda bulunduğu belirtilmektedir.
Sistemin erkek şiddetindeki rolü faillerde somutlanan bir yapısallığın yanı sıra, fiilen ortaklıkta da kendini göstermektedir. Yapılan araştırmalar, koruma talebiyle polise ve savcılığa başvuran kadınlarımızın yüzde 73’ünün öldürüldüğünü ortaya koymaktadır.
Faşizm konuyla ilgili göstermelik de olsa bir takım adımlar atmayı bile gereksiz gören ve tam aksine durumu daha da vahim bir boyuta getiren düzenlemelere imza atmaktadır.
1 Şubat 2013’de uygulamaya başlanılan “Denetimli Serbestlik Yasası” ile suç türünün “anlaşılabilirliği” nedeniyle EMEKÇİ KADINLARA yönelik her türlü şiddet eyleminde nasıl olmuşsa ceza almış bir çok katil kişiler “kutsal” görevlerinin başına yeniden atanmışlardır.
Batılı ülkelerde oran olarak düşüklük olmakla beraber, Dünya genelindeki durum da esas olarak Türkiye’den farklı değildir. Dünya ekonomik formu’nun raporuna göre , dünya genelinde şiddet nedeniyle hayatını kaybeden 15-44 yaş grubundaki emekçi kadınların sayısı KANSER , SITMA, TRAFİK KAZASI ve HAKSIZ SAVAŞLAR’da yaşamını yitirenlerden daha fazladır. Çalışma saatlerinin üçte ikisi emekçi kadınlar tarafından doldurulmakta ama dünya gelir ortalamasının ancak onda birini ücret olarak almaktadırlar.
Ancak yine de Türkiye ‘nin kadın durumu ile ilgili de özel bir yerde durduğunu unutmamak gerekir diye düşüncemi ifade etmek istiyorum.
Dünya Ekonomik Formu’nun Raporuna göre, Türkiye ‘de Emekçi kadınlarımızın eğitiminde 134 ülke arasında 109. Cinsiyet eşitsizliğinde ise 126. Sırada yer almaktadır. Bunu Faşist Kemalist Türk devletinin konuyla ilgili süreklileşen pratiğinden okumak hiç de zor değildir.
Sorunun gündemleşmesi üzerine her konuda olduğu gibi manevralar geliştiren eğemen sınıflar “ Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanlığı’nın adını “ Aile ve sosyal politikalar Bakanlığı “ şeklinde değiştirdiler. Düşünün bir bakan burjuva medyasının karşısına geçiyor açıklama da bulunuyor genç bir bayanın tecevüz olayına alçakca bir kereden bir şey olmaz diyebiliyor.
Hesapta emekçi kadınılarımızı “özel” bakanlık kurulmuş gibi gösterilmiş, ancak Emekçi kadınlarımızı köleliştermenin merkezi olarak sorunun etrafında daha güçlü bir “Aile” duvarı örülmüştür.
Nitekim tam da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde 2012 yılında çıkarılan “ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yasa”da aynı anlayışa vurgu yapıyordu.
Kadın değil kadına karşı her türlü şiddet,sömürü ve ayrımcılığın üretildiği kurum korumaya alınmıştır. Bu böyle biline.
2.Bölüm.
Devam edecek…
GAZETE KÖK/AVUSTRALYA
HÜSEYİN BİÇER
7/10/2021
MELBOURNE

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu