Genel

Hüseyin BİÇER : ÖZ-ELEŞTİRİMDİR! (1)

ÖZ-ELEŞTİRİMDİR!

Emekçiler ve ezilen halk kitlelerini endişeye, korkuya, sürükleyip umut pompalayarak özgürlük vaadini pazarlayan burjuva partiler seçimle ve özellikle de derin çelişkilerden kaynaklı bu seçime olmadık ölçüde önem yüklemektedirler. Birde bu sürece çanak tutan EMEP, HDP, SP, TKP, DHP, SMF,TSIP,ESP gibi reformist Marksizmden Leninizmden dönmüş dönekler grubu… Oysa gerici faşist düzende parlamento halkın demokrasi talebini, özgürlük arzusunu asla yerine getirecek organ değildir.Çünkü hakim sınıfların elindeki örgütlü zor, eğemenlik aracı olarak devlettir.. Devlet iktisadi yapı üzerinde sınıfsal çelişki ve çatışmalara uygun pozisyon alır….Faşist devlet, askeri darbe dönemlerinde olduğu gibi parlamentoyu askıya alarak, bir kısım siyasi kiderlwrini, bakanları tutuklayarak, idam ederek sınıf ikdidarını sürdürebilir. Bu nedenle burjuva parlamentonun emekçi halktan gerçekleri gizlemenin ahırı olduğunun unutulmaması gerekir. Gerici meclisi ezilen sınıfların sorunlarının çözüm yeri olarak görmek ile niteliği bilinen parlamento da Devrimci amaçlar için yararlanmak yan yana getirilemez. Bu tamamen Marksistlerin tasarrufunda olup somuta ilişkindir. Parlamentoda örgütsel ve sınıf bilincine henüz erişememiş halk kitlelerini aldatmaktan, görüntüde rejimi meşeılaştırmaktan ve gevezelikten başka bir şey yapılmaz. En demokratik burjuva cumhuriyetlerinde bile devlet işleri askeri- sivil devlet bürokrasisi eliyle, kulislerde, gölge kabinelerle yürütülür. Parlamentoda eİlen sınıflara demokrasisi, adalet aramak bunun anayasal yollarla mümkün olduğunu ileri sürmek halkı aldatmaktır.
Marksistler ilkesel olarak parlamentodan yararlanmayı dışlamaz ve politikasını mevcut şartlara bağlı olarak belirlerler. Şu ya da bu reformist partiye, ya da burjuva demokratik reformlar uğruna oluşan seçim bloklarına yedeklenme siyaseti gütmez.
Emperyalizmin ekonomik siyasal ilhakı alrında olan ülkelerde Faşizmi maskeleyen parlamentonun uyduruk niteliğinin devrimci eleştiri si yapmaktadır. YüÜne sosyalist maskesini takıp parlamentoyu kendisine kıble edinenler Devrimci anacından vazgeçmiş, liberal demokratikle evrilmiş, reformist yasalcı parti ve yapılardır. Bu durum ve kaba yasalcı. Reformist partilerin mecliste kürsü sahibi olmasını kaldırtmamakta. Yüzde on barajında ısrar etmektir.
Türkiye’de parlamento halkın Devrimci taleplerinin çözüm yeri asla değildir. Faşist ve yarı- faşist diktatörlerin “Demokratik “ maskesi olmaya devam etmektedir.
Devrimci proletarya içindeki burjuva ideolojik etki olarak oportünizm, yasakçılık-reformist parlamenterizm, sosyal şovenizm uluslar arası bir nitelik taşımakta ve ulusal sınırların dar dar çerçevesi içinde düşünülemez. Ve oportünizm Marksizmin çarpıtılması üzerine kuruludur.
Bu nedenle proletaryanın Devrimci Devlet öğretisinde burjuva parlamentosunun niteliğini vurgulamak yetmez. Bununla birlikte reformist uluslar arası özünü liberal demokratik çizgiye evrilme hareketini emperyalist burjuvazinin, Faşizmin bir yedeği durumuna gelerek halkı nasıl baskılanmaya yardım ettikleri ve rol aldıklarını da unutmamak gerekir.

Devam edecek…
HÜSEYİN BİÇER
1/7/2021 Melbourne

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu