Öne Çıkan

“Girme sessiz sessiz bu iyi geceye, Işık sönüp giderken kudurmalı öfkeden” – Dylan Thomas-

Erdoğan ATEŞİNFotoğraf açıklaması yok.

“Girme sessiz sessiz bu iyi geceye,
Işık sönüp giderken kudurmalı öfkeden”
                                       – Dylan Thomas-
Evrimin neden olduğu ve bizim beklemediğimiz durumlar sonucu, bir çok beklenmeyen şeyin ortaya çıkacağı, evrilmiş karmaşık ve içinde bir çok çelişkili süreçler barındıran bugünkü süreçleri anlamak, insanlık tarihinden bugüne çözülmüş gibi görünen bütün tarihsel süreçlerin kalıtsal çelişkilerini bağrında taşıyan bir süreçten geçmekteyiz.
İlk, orta, feodal ve kapitalist çağın beynimizi yakan sorunsallarını sadece tek çelişki bağlamında açıklamak artık çok mümkün gözükmemektedir …
Geçmiş toplumsal sistemlerden ödünç aldığımız sorunlar ve onların ürettiği çelişkileri çözmek için bugün daha da dirençli bir beyin ve daha da analitik ve pratik bir direnç gerektirir. Bugün ulaşabildiğimiz en derin kavrayış komünizm kavrayışıdır, ancak; toplumsal süreçlerde ki sürekli gelişim ve değişim yasası, biz istemesek te işlemeye devam eder…
İnsan düzeyinde bir zekanın durmaksızın gelişen ve geliştikçe de yeni yetenek ve olanaklar ortaya çıkaran süreçlerin, daha bir ivme kazanarak yeniyi yaratma çabası hiç tereddütsüz yeni olanaklarda yaratacaktır.
Bütün toplumsal süreçler, bizim insan olarak geleceği kavrayışımız üzerinde etkilidir. Bu süreçler bireyin, başka bir bireye bilgi yüklemesiyle mümkün olmuyor. Bilgi süreçleri yaşayarak deneyimlenen süreçlerdir ve hayattan kopuk, yaşamdan kopuk bilgi ve pratik deneyimlenemez …Bütün bu nedenlerle geçmişin devrimleri, kendi coğrafyasının insanı üzerinde tam etkindir, coğrafya dışındakiler sadece bu süreçlerden dolaylı etkilenirler…
Toplumsal süreçlerle etkileştiğimiz oranda, beynimiz ona ilk etapta çeşitli karmaşık algoritmalar üreterek, süreçlerin ayrıntıları üzerinde yoğunlaşır, süreci/süreçleri anlamaya çalışır. Süreç tamamlandığında sürecin/ süreçlerin modellenmesi gerçekleşir.
Beyin analog ve sayısal olgular birleştirip sentezler. Bu bir pirimat’ın elini kullanması kadar önemlidir…
Toplumların içine bakmak, bu alana projeksiyon tutmak, beynin içine bakmak kadar hayatidir …Bugün yaşayarak gördüğümüz, göründüğümüz her şey, her düş, düş içindeki başka bir düştür. Düş, mutlak olanı reddeder…
Arazide yürüyen iki insanın, rüzgarın sağa sola salladığı, savurduğu bir doğal çiçeğin nasıl sallandığını tartışması, Birinci kişi, çiçeğin devindiğini söyler, rüzgarın değil…ikinci kişi ise rüzgarın devindiğini söyler, çiçeğin değil. Oradan geçmekte olan üçüncü kişi bu tartışmaya katılır ve şöyle der. “Rüzgar devinmiyor, çiçekte devinmiyor. Sizin kafanız deviniyor ” der…
Önümüzdeki yakın dönemde biyolojik zeka ile, biyolojik olmayan zekanın birlikte çalışması, beyin gelişimizi nasıl etkileyeceğini tahmin etmek zor ama, bu süreçlerin daha illeri süreçler yaratacağını rahatlıkla söyleyebiliriz..
.
Toplumsal süreçlerin insan beynini devindiren çelişik ve karmaşık yasaları, kendi iç çelişkileri bağlamında insan zihnini, duygu ve düşüncelerini devindirerek, yeni düşler, düş içinde düş yaratırlar…Beyin bu süreçlere karşı sürekli kapasitesini büyüterek tepki verir ve daha üst düşler yaratır.
Yapay insan sürecine girmeye ramak kala, bizim kendi dünyamıza ve toplumumuza müdahalemiz devam ediyorken, insanlık bu sürecini tamamlamadan kendi sonunu getirebilecek çelişkiler yaşıyor.
Bu oksijensiz bir insanın tüpe bağlı yaşamı kadar önemlidir, fişi çektiğiniz de yaşam bitmiştir.
Şimdi bütün sınıflı toplumların artıkları olarak devam eden kapitalist egemen sınıf, toplumun fişini her an çekebilecek çelişkiler yaşamaktadır. Kötü bir evrimsel süreç, insanı bugün bu aşamaya kadar getirmiştir. Evrim böyle işlemeyebilirdi…Şimdi telefonun kapat tuşuna basarak bir anda bütün toplumu susturacak aşamada sistem.
..İnsanı kendi evrimsel sürecinden kopararak, her bir bireyin, başka bir bireyin (dişi, erkek) yerine geçebilecek süreçler yaşanıyor. Bu sürece kültür, davranış ve karakter de dahildir. Sanal, simüle edilmiş bedenler, davranış ve düşünceleri kontrol edilebilir yarı biyolojik insan tipi yaratılıyor. Artık sanal dünya, gerçek dünyanın yerine ikame ediliyor. ..
“Ölüm” denilen hastalığın tedavisi ve giderek ölümsüzlüğün kapısını aralamaya çalışan bugünün insanı, komünizmle geleceğini kurmaya çalışan insan arasındaki çelişki, yarını nasıl şekillendirir?
Tartışacağız. ..
Sorun, onunla ilgilenen biri var olduğu sürece vardır…Senin, benim, ötekinin tarihsel süreç içinde biriken deneyim ve düşünceleri ne kadar önemli ?…
İnsan toplumları sandığımızdan daha tuhaftır…Bir kaç gün önce, -sanırım beş gün önce- dayımın oğluyla (yoldaşımdır da) görüşmüştüm. Kaza geçirmişti, duyduğumda çok üzülmüştüm. Rahat konuşamıyordu, o nedenle fazla yormak istemedim.
“Eskiyi savunduğumu, değişim gerektiğini, tekrara düştüğümü” söyledi…Kendince haklıydı. Çünkü o, değişimi bir şeyleri reddetmek olarak algılıyordu. Değişmek bütün yaşanmış süreçlerin birikimini sahiplenerek, geleceğe derinlik kazandırmaktır oysa…Şah Hüseyin Akkuş’a ithaf olunur. Sevgiyle…
” Girme sessiz sessiz bu iyi geceye.
Işık sönüp giderken kudurmalı öfkeden” – Dylan Thomas-
Erdoğan ATEŞİN
10.06.2023

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu