Genel

Dizelerin Dili ve Yoldaş Sıcağı

Dizelerin Dili ve Yoldaş Sıcağı

Mehmet Yeşiltepe

 

Tecrit, hayal gücünün yetmediği yerde başlar

Diyelim ki hücredesiniz,
Etrafta ne ses var ne seda.
Yalnızlıkla başbaşasınız hücre denilen 21. yüzyıl zindanında.
O durumda bile, gaipten sesler duyarak değil,
Var olan imkanlara enstrümantal tatlar katarak yenmeli,
F tipi sessizliği.

 

Sana bin teşekkür/Büyük ızdırap” demişti Enver Gökçe. On yıllar öncesinden; sevmenin, insanları ve hakikati öğrenmenin, içerilmiş bedeline işaret etmişti. Sanki daha o günden, bugünün tatlı su balıklarını; çalışmadan yorgun, hayata dargın, sevdada bile azla yetinecek kadar bezgin insanlarını gördü; Cibran’ın, derin ızdırapların güçlü karakterler yarattığını görmesi gibi. Veya tutsaklığın, bilinçli/örgütlü karşılandığı yerde tutsak alana mı alınana mı yaradığının “Demiri tersine bükenlerce” tartıştırılır hale getirilmesi gibi…

Evet bedeldir kelepçelenmek, duvarlar arasına hapsedilmek, ama aynı zamanda büyük kazançtır zindanı da zindancıyı da yenmek. İnsanın içine sokulduğu ve gerçekte teslim alınarak biçimlendirildiği bu meta ve metalaşma çağında, kazanç-kayıp diyalektiğini pazar-piyasa üzerinden değil yabancılaşmaya direnen değerler üzerinden kuranlar, ister içeride ister dışarıda olsun, özgürleşme taşlarını döşemeyi sürdürürler. Ve sonuçta, tüketim ve haz eksenli değil üretim ve birikim eksenli yaşadıkları için tutsaklıkta bırakalım yenik düşmeyi oradan yenilenerek, büyüyerek ve gelişerek çıkarırlar.

 

Ümit Sizsiniz

Behçet Necatigil’in, “Ya ümitsizsiniz ya da ümit sizsiniz” demesi bundan mıydı bilemiyorum. Ama bugünün diyalektiğe ihtiyacında, bu bütünlüğü çok önemsiyorum. Düşünün ki hücredesiniz veya akşam evde yalnızlığı en kesif şekilde hissedecek kadar yalnızsınız, tatsızlığın sizi kuşattığı bir anda/mekandasınız. İşte böyle anlarda yokluğun veya yoksunluğun her türünü aşma kabiliyeti olan değerlere sahipseniz ve bu değerleri paylaştığınız insanlara somut veya düşsel biçimde ulaşabiliyorsanız; ümit sizsiniz?

Biz, düşünürken akıl, severken yürek, dövüşürken bilek kesilen geleneğin, duruşun insanlarıyız. Nasıl ümitsiz kalır, nasıl yüreğimizin mangalını söndürürüz? Savunduğunu yapmak, yaptığını savunmak, geri adım atmamak ve celladını mahkum etmek bize yakışır. Bize yakışır, hayatın her kesitini, içeride veya dışarıda, mücadele alanına çevirmek. Magazinle oyalanmak, önümüze atılanla yetinmek, bırakalım yakışık düşmemeyi, aynı zamanda sistemin değirmeninde kendini ve vaktini öğütmektir; yaşamın boş ve anlamsız olduğu varsayımı üzerine kurulu safsataların esiri olmaktır.

 

Hayat devrimi

Yıllar öncesinde Foucault, “Yaşama sanatı, kendine bağımlı olma sanatıdır” dedi. İnsanın öncelikle kendine güvenmesini, kendi sırtına yaslanmasını istedi. Kişinin kendisi olması halinde, yaşamda ulaşılabilecek derinlikleri tarif etti.
Başkasının diliyle alınacak tatlar, başkasınca yürünmüş yollar, kendi tecrübemizin yerini işgal etmemeliydi.

Bu, bir hayat devrimiydi. Kişi, önce kendisi olmalıydı; başkasına yaslandığında bir kucaklaşma hali oluşmalı, yüke dönüşmemeli, yarım da kalmamalıydı.

Tarihsel bir ironidir; bugün tecritte kendisi olmayı başaranların gerçekte kişinin nasıl kendisi olmaktan çıkarılabileceğini tarif edip F tipi vb. hapishanelerin tasarlanmasında rol alan Edgar Schein‘nin de bugün pek çok tutsak tarafından boşa düşürülüyor hatta yenilgiye uğratılıyor olması.

Evet onlar bunu temenni etti bunu amaçladı; istediler ki tüm direnç yaprakları dökülsün, tüm itiraz potansiyelleri sönsün. Ama görüldü ki kendi devrimini yapmış olanlara karşı tahkim edilmiş barikatlar da tutsaklık da geçicidir; devrim ufuklu yaşam kalıcıdır.

 

Fikri/zihni direnç

Eisntein’in, “Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz” sözü, yıllar öncesinden bugüne tutulmuş bir fener, bir hayat pusulasıydı. Sanki bu tespiti, 21. yüzyılın hızla büyüttüğü fikri çözülme ve algı sorunsalı için yapmıştı.

Sistemin bu çağda öncelikli hedefi, düşünsel zemindir; zihin haritasıdır. Sadece fikri arşiv değil, insanın yetileri de parçalanmış, ufku sakatlanmıştır. Bu nedenle, kafasal uyumu yürek uyumuyla bütünleştirmek, bugünün öncelikli ihtiyacıdır.

Bugün yapılabilecek en büyük hatalardan biri, içe kapanmak, dayatılanı kabullenmek, her basamağı devrim bir YOL’da ilerlemekten vazgeçmektir.

 

Yoldaş soluğu

Aşk, erkek icadıdır” deyip, sevdayı reddetmek, gerçekte kendini, yaşam sevincini, nitelik sıçramasını reddetmektir. Çünkü kabahat, aşkta değil sistemdedir. Yaşama içerilmiş aşk, kapitalizmin antitezidir. Derinleşme, arama-bulma ve hatta toplumsal, felsefi, sanatsal kazı işini büyütürseniz, yaşam bir bütün halinde aşka, hemen her olgu bir sevda kesitine dönüşür. Bunu yakalamak ne müthiş bahtiyarlık.

Kişi, gerektiğinde kendini bir torba gibi ters çevirip, neoliberalizmden üzerine sıçramış, yapışmış “Meta”sal tüm izleri silmelidir. Bu, büyük tırmanışın ön koşuludur; fikri çerçevesi, önsözüdür. Yine de bugünden o büyük destanın finalinden tatlar alınmak isteniyorsa, en doğru adres, yoldaş soluğudur.

Yan yana değilken de dokunulan, uzaktan hissedilen, karşılıksız yük paylaşılan, yürekten yüreğe sessiz/gösterişsiz bir akıştır yoldaşlık; yol arkadaşlığı, değer ortaklaşalığı, haksızlığın sızamadığı, mesafenin ve hatta ölümün koparamadığı bir hemhal olma halidir. Böyle anlarda yoldaş, yoldaşın ıssızlığına değer. Ve gerçekten bu paylaşım dünyaya değer.

Sevgili yerine konulamaz veya sevgili ile eşitlenemez belki yoldaşlık, ama yaşamı aşkla karşılama potansiyeli, yaşama aşkla bakabilmenin nitel ve nicel derinliğini büyütür.

 

Yoldaşlık

Bir elektrik,
Bir ruhsal ve maddi geçirgenliktir yoldaşlık.
Benin bene değerek bize dönüşmesi,
Bedreddin’ce bir paylaşımın etten kemiğe, ruhtan bilince işlemesidir.
Örgütsel senfoninin enstrümandan da öte öznesidir birey.
Tekilde çoğulun var olması,
Bireyin bize dönüşmesidir örgüt.
Çölde vahadan öte bir soluklanma alanı,
Kapitalizmde sosyalizmin mümkünlüğüdür örgüt.
Aynı zamanda her bir kişinin örgüt olması halidir yoldaşlık.
İçindeki beni yenerek,
Niteliklerini bir kilide değil bir anahtara dönüştürmesidir.

Erdoğan Ateşin

Profilinizi oluşturmak için, biraz hayat hikayenizi anlatın. Bu alan, herkesçe görünebilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu