YER DEĞİŞTİRMEYE NE DERSİNİZ?

Çok düşündük, taşındık ve oturup bir karara vardık. Kürd-Türk ilişkilerinde yer değiştirmede karar kıldık.

İlk etapta Türkiye Cumhuriyeti ibaresinde küçük bir değişiklik yaptık. Türkiye‘yi kaldırdık, yerine Kürdistan’ı monte ettik. Böylelikle bundan sonra devletimizin adı Kürdistan Cumhuriyeti olacak. İşe bir anayasa yazmakla başladık. Anayasanın ilk maddesine “Kürdistan Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Kürdtür“ ibaresini koyduk.

Bu tarihten itibaren Türkiye, Türk, Türkçe kavramları kullanmak yasaklanacaktır. Bu kavramları teleffuz edenler, dilleri sürçmüş olsa bile, haklarında ihanet suçlamasıyla soruşturma başlatılacaktır.

Binaenaleyh, “Türk hakları,“ “Türkçe eğitim hakkı,“ “Bağımsız Türkiye“ gibi söz ve ibareler terör kapsamı içinde telaki edilecek ve bu kavram ve sözleri kullananlar terörist muamelesi göreceklerdir. Anayasanın 125 maddesi gereği örfi idare mahkemelerinde yargılanacaklardır.

Türk bayrağı denen bez parçasını alıp çöpe attık. Onun yerine Kürdistan bayrağını göndere çektik. Coğrafyada ne kadar Türk sembolü varsa hepsini söktük, onların yerine Kürd millet sembollerini koyduk.

Bundan böyle atamız İhsan Nuri Paşa olacak. Ülkenin görünen her yerine birer büstü konulacak, meydanlara anıtları dikilecektir. Ölüm yıldönümleri milletçe anılacaktır, sabah saat dokuzu beş geçe ülkenin her yerinde beş dakika klaksonlar ve kornalar çalacak, bu esnada insanlar bulundukları yerlerde hazırola geçeceklerdir.

Türkçeyi yasakladık. Kürd dilini resmi dil yaptık. Bundan böyle Türkçe konuşanlar tespit edilecek, haklarında soruşturma başlatılacaktır.

Resmi dairelerde, kışlalarda, polis karakollarında, okullarda okunmak üzere bir and yazdık. Bundan böyle her sabah resmi dairelere de bu andı okuma zorunluluğunu getirdik. Bundan böyle her memur, polis, asker, öğrenci vs her sabah, “Kürdüm, doğruyum, çalışkanım, varlığım Kürd varlığına armağan olsun“ andını okuyacaktır.

Türk istiklal marşını kaldırdık. Onun yerine Kürd milli marşı Ey Reqip’ı koyduk. Her sabah ve akşam tüm devlet dairelerinin açılış ve kapanışında okunma zorunluluğunu getirdik.

Bu kurallara uymayanlar soruşturmaya tabi kılınacaktır. Pişman olmayanların ya enselerine bir kurşun sıkılacak, ya diri diri asit kuyularına veya katran kazanlarına atılacaktır. Kimine de insan pisliği yedirilecektir.

Resmi görevlilere, bu kurallara uymayan herkese, çocuk, ihtiyar, kadın ayırmaksızın, Türk öldürme hakkı tanınacaktır. Güvenlik güçlerimiz bu konuda gerekeni yapacaktır. Haklarında hiçbir soruşturma olmayacaktır. Hatta devlet övünç madalyasıyla mükafatlandıracaktır.

Her evin çıkış kapısı önüne bir Kürd kahramanın büstü dikilecek. Yanına bir direk dikilecek ve Kürdistan bayrağı asılacaktır. İkametgah sahipleri her dışarı çıktıklarında ve dışarıdan eve girmeden Kürd kahramanın büstü ve Kürd bayrağı önünde bir dakika saygı duruşundan bulunacaktır. Her sokak başına bir kamere konulacak uymayanlar tespit edilecek ve hakkında vatana ihanetten işlem yapılacaktır.

Ve daha neler?

Aman ha itiraz etmeyesiniz! Hani “kardeşiz“ ya; ne fark eder! Ha Kürd, ha Türk. Hepimiz Kürdüz işte!

Sahi ya; “Birlikçi“ faşist, ümmetçi, sosyalist Türk bu değişime ne dersin?

Biraz samimi olsan, biraz empati yapsan ve Kürdlere devlet gereksiz demeni bir gözden geçirsen nasıl olur?

Faşist, ümmetçiyi bir kenara koyduk. Çağrımız kendine sosyalist, M-L, enternasyonalist diyen “birlikçi kardeş“lerimizedir. Cevap bekliyoruz.

Bu arada hiç merak etmeyin. Kürdistan Cumhuriyeti’nde tüm halkları temsil eden M-L partilerimiz var. Tüm halkların ortak örgütlenmesiyle devrim yapmayı önüne görev olarak koymuşlardır. Devrim yapıldığında her halka haklarını zaten verecektir. Bu konuda hiç bir kaygınız olmasın.

15 Ağustos 2020

NOT: Bu makelemizde dile getirilenleri ironi olarak kabul edin. Fakat bir gerçeği de ifade ettiğini anlayın.