Genel

DEMOKRATİKLEŞTİRİLME Mİ, SINIFSAL İKTİDARA YÖNELİK POLİTİK MÜDAHALE Mİ?

Umut İLERİ

1594812616_8c0b9c9670eb4aa5bf58b472fde54c26ea7cc8ba.jpg

DEMOKRATİKLEŞTİRİLME Mİ, SINIFSAL İKTİDARA YÖNELİK POLİTİK MÜDAHALE Mİ?

Komün yenilgisinin ardından Marksizm içerisinde egemen olan görüş; (ki bu görüş İkinci Enternasyonalin de düşünsel temelini oluşturur) Komünizm’in maddi ve teknik öncüllerinin yeterince oluşmadığı, Kapitalizmin tam olgunlaşmadığı bir ortamda  Devrimin başarısız olacağı saptamasına dayanarak, mücadelenin siyasal olarak Devletin Demokratikleştirilmesi üzerinden yürütülmesi gereğidir.
Menşevikler ile Bolşevikler arasında ki asıl temel ayırım bu noktada kendini gösterir.

Bir parantez açalım, aslında bugün de bazı kesimler, her ne kadar Kapitalizm olgunlaşsa da bu gerekçenin yerine, ülke koşulları, sınıf hareketinin ve işçi sınıfının bugünkü verili durumunu koyarak, aynı sonuca ulaşıyorlar.

Nedir o ulaşılan sonuç?
MÜCADELENİN SİYASAL OLARAK DEVLETİN DEMOKRATİKLEŞTİRİLMESİ ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLMESİ GEREKLİLİĞİ!
O nedenle etrafımızı, sınıfsal özünden boşaltılmış bir DEMOKRASİ çığırtkanlığının sarması bizim için şaşırtıcı olmamalı.

Tekrar başa dönersek, Bernstain ve diğer İkinci Enternasyonal Döneklerince dile getirilen görüş, özellikle Alman Solunda, Rosa Luxemburgun şiddetle karşı çıkmasına karşın, etkili olmuştur.
Bu görüşün somut ifadesi Devrim yerine politikanın, BARIŞÇIL bir geçiş dönemini işaret etmesidir.
Bunun adı da REFORMİZMDİR.

İşte Leninizm bu Marksizm dışı görüşten bir kopuştur.
Leninizm, Devrimin koşullarını üretici güçler, üretim ilişkileri çatışması temelinde görmesine karşın, olabilirliğini bu çatışmadan bağımsız ama bu çatışmanın dolaylı etkilediği bir krizden DEVRİMCİ VAZİFE çıkartmaya bağlar.
Ekim Devrimi, Burjuvazinin içine düştüğü genel kriz içerisinden Bolşeviklerin çıkarttığı DEVRİMCİ GÖREVİN sonucudur.

Nedir bu görev veya vazife?
Bu krizden yararlanarak, direkt olarak sınıfsal iktidara yönelik POLİTİK MÜDAHALEDİR.
Leninizm de Devrim, Sermayenin üretim araçlarının özel mülkiyeti sahipliğini kullanarak emeği tahakkümü altına alması sürecinde içinde düştüğü krizleri, toplumsal bir karşıtlığa dönüştürecek POLİTİK MÜCADELEYE DAYANIR.

Tekrar bir parantez açarsak, Kapitalizm’in bugün içerisine düştüğü kriz, geçmiş dönemde ki krizlerden farklı olarak, çözümsüzlüğü nedeniyle, onun tarihsel sınırlarına gelip dayanmasına neden olmuştur.
Bugün yapılması gereken, sistemin  sona gelip dayanmasına neden olan krizi, toplumsal karşıtlığa dönüştürecek POLİTİK MÜCADELEYİ  örgütleyecek ÖNCÜYÜ inşa etmek olmalıdır.

Parantezi kapayarak devam edersek, Kautsky ve Şürekası, Devletin bir zor aygıtı bir sınıf egemenliği biçimi olması görevini göz ardı ederek, bunun yerine Sermaye ve bunun karşısındaki kesimler arasında bir hakem görevi olmayı üstlenmesini isterler.
Devleti Reformlarla demokratikleştireceklerini, bu Reform sürecinde de Emeğin  kurucu özne rolünü oynamasını savunurlar.

Devrimcilerle, Reformistler arasındaki en belirgin fark Emeğin Rolü üzerinedir!
Reformistler bu mücadelede Emeği kurucu özne olarak görür, onun bu mücadeledeki asıl olan  YIKICI rolünü görmezken, Devrimciler emeğin rolünü hem YIKICI, hem de KURUCU olarak nitelerler.

Kısaca Emek bu süreçte öncelikle eski düzeni yıkacak ve sonrasında eski düzen içerisinde ortaya çıkan yeni düzenin maddi öncüllerini özgürleştirerek, yeni düzeni kuracaktır.
Emek aynı zamanda Sermayenin içerisinde yer aldığı biçimine karşı da mücadele etmek ve onu ortadan kaldırmak zorundadır.
Devrimciler bu noktada da Reformistlerden ayrılır.

Tabi ki yıkmak eylemi bir anı gösterse de, kurmak eylemi çok uzun bir tarihsel dönemi kapsar.
Kabaca yıkmak, iktidarın sınıfsal el değiştirişini sağlayan, siyasi iktidarın eldesi olan Politik Devrimdir.
Kurmak ise, yıkılanın üzerine, eskinin bağrında oluşan yeninin maddi öncüllerinin özgürleştirilmesi sonucu Yeni Toplumsal Formasyonu ortaya çıkarak, Politik Devrimi de içeren, çok uzun bir tarihsel dönemi kapsayan Toplumsal Devrimdir.

Yıkmak tek tek ülkelerde Proleter Devrimlerle gerçekleşse de, bir dünya sistemi haline gelen Kapitalizmi tüm dünya üzerinde ideolojik, ekonomik ve siyasal olarak mülksüzleştirilmeden, yeni toplumsal düzen olan Komünist Toplumun kuruluşu tamamlanamaz.

Umut ileri

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu