Genel

TARİHTE DERS ALDIĞIMIZ YOK

Hasan H. Yildirim

Evet, tarihimizde ders aldığımız yok. Aynı hatayı ve hatayı aşan suçun aynısını tekrarlayıp duruyoruz. Daha dün kışlacılara karşı takunyacıları iktidara taşıdık. Bugünde takunyacılara karşı kışlacıları iktidara taşımaya çalışıyoruz. Her şey bir yana son günlerde Diyarbakır’da sergilenen rezalet kabul edilecek bir durum değil. HDP’nin öncülük ettiği bu rezalet kabul edilemez. Tıpkı 2010’da kimi güçlerin takunyacıların şahsında “demokrasi cephesi” tespit edildiği gibi bugünde kışlacı millet cephesi şahsında “demokrasi bloğu” tespit ediliyor. Halkımıza dayatılıyor. Sonuç ne mi olur? Korkunç bir katliamın önaçmasının yolunu açıyor. Ha takunyacılar iktidarda kalsa daha mı iyi olur? Elbette değil. İster takunyacılar, ister kışlacılar iktidara gelsin Kürdler açısında bir şey değişmez. Olacak olan katliam, sürgün, asimilasyon olur. Tarihimizin bize gösterdiği budur. O halde bu çıkmazdan çıkmak gerek. Türk egemenlik sistemin kanatları arasında tercihte bulunmak Kürd politikası olamaz. Bu handikapı aşmak gerek. O da millet olmamızdan kaynaklı doğal hakkımız olan bağımsızlığı programlayıp pratikleştirmek gerek. Kürd millet politikası budur. Bu konuda daha evvel yazdığımız bir makeleyi gündemleştiriyorum. Hasan H. Yıldırım…

SUÇ ORTAKLIĞI

Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan

Türk devleti bugün dünyanın gözüne baka baka Kürdleri soykırımdan geçiriyor. Kürdistan’ın bir parçasını bir bütün olarak, iki parçasının bir kesimini fiili olarak işgal etmiş durumdadır. Kürdistan’ı Kürdsüzleştirmeye çalışmaktadır. Bu işin öncülüğünü Türk-islam sentezin uygulayıcısı İhvanı Müslim, dahası İŞID terör örgütün lideri Recep Tayyip Erdoğan yapıyor. Kimdir bu Recep Tayyip Erdoğan?

Kürdler bu sorunun cevabını net olarak ortaya çıkarmak zorundadır. Bugün olan bitenin onun etrafından nasıl geliştiğini tahlil etmek zorundadır. Bu arada kimi Kürd siyasal çevrelerin bu süreçte oynadıkları olumsuz rollerini açığa çıkarmak gerekmektedir.

Evet kimdir bu Recep Tayyip Erdoğan ve onun yükselişinden kimi Kürd siyasal güçlerin oynadığı rol nedir ona bakalım.

Recep Tayyip Erdoğan, Türk devlet aklının bir projesi olarak sahneye çıkarıldı ve adım adım Türk devleti kendisine teslim edildi.Biz bu projeyi başından gördük ve herkesi uyardık. Bunu yaparken dışımızdaki sayısız kişi ve çevre bizi “politika bilmezler” olarak sundu. Kendileri ne mi yaptılar? Recep Tayyip Erdoğan’ı “kurtarıcı” olarak görüp her alanda desteğini sundular. Bugüne yol açtılar.

Biz bu tutumu eleştirirken şuna işaret ediyorduk. Bakın arkadaşlar tutuğunuz yol, yol değil, aynı yolu Humeyni, İran Şahına karşı mücadele ederken Kürdler dahil muhalefet güçleri tüm desteğini Humeyni hareketine verdi. Humeyni güçleri iktidar olduktan sonrada başta Kürdler olmak üzere tüm muhalefet güçlerinin canına okudu. Bundan ders çıkarmak gerekirken aynı hatayı yapıyorsunuz. Sömürgeci sistemin kanatları arasında tercih yapılmaz. Bundan kaçınmak lazım. Yapmayın, bu sevdadan vaz geçin. İzlediğiniz politikanın sonucu çok kötü neticelere yol açar dememize rağmen kimseyi ikna edemedik ve bugünlere geldik. Mutlu musunuz?

Biz öngörülerimizle ileride olabilecekleri izah etmeye çalışırken –ki, o dönem yazdıklarımız sayfamızda duruyor- kimi Kürd politikacısı görücüye çıkıyor misali simsiyah takım elbisesini üzerine geçiriyor, kıravatını takıyor, bavulunu hazırlayıp uçağa bindiği gibi ver elini Türkiye diyordu. Ayakları yere basar basmaz ilk verdikleri mesajlarında: “Kürd sorunu çözülüyor, katkı sunmaya geldik” diyordular.

Evet bu çevrelere göre Erdoğan Kürd sorununu çözecekti(!) Peki nasıl? Soykırımdan geçirerek mi? Kürdistan’ı Kürdsüzleştirerek mi? Evet evet tamda buydu. İşte biz buna vurgu yapıyorduk. Buna katkı sunmaya geldik diyenler bugün bile hala ondan medet bekliyorlar. Koruma alıyorlar, para alıyorlar. TV’lere çıkıp desteklerini sunuyorlar. Kürd milletine karşı yaptıkları etkinliklerine katılıyorlar. Evet gerçekten katkı sunuyorlar. Birde utanmadan gerdan kırıp Kürd politikacısı geçiniyorlar. Sizi düşkünler sizi.

Erdoğan yükselirken kimi çevreler, koltuk deyneği rolüne soyunmuştu. Halkın parasıyla üzerine “Yetmez… ama evet” diye afiş basıp sokakları süslüyordu. Şimdi merak ediyoruz arkanıza bakıp yüzünüz kızarıyor mu acaba? Sanmıyoruz. Çünkü düşkünsünüz!

Kimide kalemini Erdoğan’ın emrine vermişti. Elindeki basında bol bol makale yazıp Erdoğan’ın ne kadar demokrat olduğu borazanlığını yapıyordu. Ya peki siz çok bilmiş beyler yazdıklarınızı hatırlıyor musunuz? Hatırlayın, hatırlayın, hatırlayın ki bir daha aynı haltı yapmayasınız. Siz hatırlamasanızda biz size sürekli hatırlatacağız. Utancınızı yüzünüze daima vuracağız. Çünkü suçlusunuz. Bir barbar, bir cani, kan içici bir diktatör yaratınız. Halkımızın yakasına bıraktınız. Onun suç ortağısınız.

Kimi AKP Kongrelerine katılıp gerdan kırıyordu. “Türkiye seninle gurur duyuyor” payesine mazhar oluyordu. Kendisine Türkçe olarak ezberletilmiş “Bütün Halklar Kardeştir” sloganı attırılıyordu. Seçimlerde denetimlerindeki Kürd seçmene AKP ve Erdoğan’a destek çağrıları yapıyordu. Ki; bu çevre şimdide ayakta kalmasını Erdoğan’ın desteğine umut bağladığı yanılgısını yaşıyor. Erdoğan’ın Kürdistan’ın Güneyini işgal etmesine, gün aşırı Kürd gerillalarını öldürmesine, Güneybatısında (Rojava) soykırımına karşı sesizliğini bu nedenle koruyor.

Bugün bunca olup bitenlerden sonra kimi Kürd çevrelerinde bu mantık değişmiştir. Umut yine Türk kapısına bağlanmıştır. Birde utanmadan “bağımsızlıktan,” “milli birlikten” bahsediliyor. Kime karşı ve niye milli birlik, nasıl bir bağımsızlık havada kalıyor. Samimi, dürüst değiller. Adam olacakları, öyle bir niyetleride yok bu çevrelerin.

Durum bu mudur? Evet budur! Bu düşmana sevdalanmadır. Bir trajedidir. Bu koşullarda düşmana sen niye bunu yapıyorsun demenin bir anlamıda kalmıyor. O, düşmandır, minneti yoktur, istediğini yapar. Ki; yapıyorda. Kürdleri soykırımdan geçiriyor. Kürdistan’ı Kürdsüzleştiriyor. Ya düşmana sevdalı Kürd düşkünlerine ne denmeli? İşte en büyük yaramız, çıkmazımız budur. Görülmesi, tasfiye edilmesi gereken budur. Bu tutum tasfiye edilmeden Kürd/ Kürdistan politikasından tekleşilmeden kurtuluş mümkün değildir. Kürdler buna yoğunlaşın. Çünkü bu çevreler bugün sömürgeci Türk devletinin Recep Tayyip Erdoğan eliyle uyguladıkları Kürd soykırımının suç ortaklarıdır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu