Genel

NE YAPILMALI SORUSUNA YANIT OLACAK BAŞLIKLAR!

Umut İLERİ

Ne menem şeymiş bu DEMOKRASİ sözcüğü!
Başına gelmeyen, önüne arkasına takılmayan sıfat kalmadı!

Belki de ülke solunun kafasının epey karışık olduğu bir konu bu DEMOKRASİ!
Özellikle siyasal gericilik dönemlerinde herkes kendi meşrebince bir DEMOKRASİ tutturmuş gidiyor!

Sınıfsal İktidarı elinde tutan Burjuvazi, iktidarı elinde tutmanın verdiği güçle bir siyasi alan belirlemiş ve sınırlarını çizmiş!
Sistem Partileri de Burjuvazinin çizdiği ve sınırlarını belirlediği  bu siyasi alanda karşılıklı  her tür dalavereye, ahlaksızlığa başvurarak hükümet olma oyunu oynuyorlar.
Bunun adına da “DEMOKRASİ” diyorlar!

DEMOKRASİ  onlar için, Kendi sistemleri içersinde, iktidardaki sınıfın çıkarları doğrultusunda ona hizmet için kendi aralarında, hükümet olmak için yaptıkları yarışın adı!
Biliyoruz ki bu oyun, sonucu ne olursa olsun İKTİDARDAKİ SINIFI DEĞİŞTİRMEYECEK!
O nedenle sürekli söylediğimiz siyaseti, burjuvazinin çizdiği ve sınırlarını belirlediği alanın dışına taşımak.

Ne yazık ki bugün bazı sol çevreler de bu DEMOKRASİ OYUNUNDA yer alarak, bu gayri hukuki, burjuva hukuk yasalarınca bile kabul edilmez olan, sonucu çok önceden belli bir seçim sonucu oluşan ve yasama özelliğini tümden yitirmiş bir Parlementoyu MEŞRU kılmak için, bu oyunun figüranı olmayı seçmişler.

İşçi Sınıfının bağımsız sınıf politikasından çoktan vazgeçmiş olanların, işçi sınıfı yerine başka “devrimci” dinamikleri ikame edenlerin ve böylece ideolojik ve örgütsel bağımsızlıklarını çoktan yitirmiş olanların böyle bir tavır içersine girmeleri bize göre şaşırtıcı değil.

Öncelikle biz Marksistler için bir DEMOKRASİ tanımı yapmamız gerek.
Diktatörlük bir Sınıf Egemenliğiyse, Demokrasi de bu Sınıf Egemenliğinin bir biçimidir.
Demek ki Sınıflar, Devlet ve Demokrasi birbirinden bağımsız olgular değildir.

Liberal Virüs Sol içerisine Eşitlik, Özgürlük ve Demokrasi kavramları üzerinden SIZAR.
Kitleler de var olan, baskı ve zor ortamından kaynaklı bu kavramlara duyulan bu istemleri sömürürler.
Bu istemleri, bu baskı ve zor ortamının asıl kaynağı olan mevcut soygun ve talan düzeni içersine sıkıştırarak, bu istemlerin asıl gerçekleşeceği bir başka dünyayı SOSYALİZMİ, yığınlardan gizlerler.

Özellikle Liberal Virüsün her yeri sardığı içerisinden geçtiğimiz bu dönemde, Demokrasiyi sınıfsal bağlamından kopartarak, ona sınıflar üstü bir anlam yükleyerek, onun diktatörlük olan özünü yok sayarak yapılan Demokrasi tanımları, bizleri asıl hedefimizden uzaklaştırmaktadır.

Ortalıkta dolaşan Demokrasi çığırtkanları, Demokrasi çığlıkları atarak, Sosyalizmi unutturmak isterler.
Sınıfsal özünden soyutlanmış, içi boşaltılmış Demokrasi söylemi ile HERKESE DEMOKRASİ diyerek, “Kimin İçin Demokrasi” sorusunun üzerini örterler.
Demokrasi İçin Birlik gibi, ilkesiz birliklerle mücadeleyi sistem partilerinin kuyruğuna takarlar.

Aslında şaşırmamak gerekiyor; yaşanan ağır ekonomik ve siyasal kriz karşısında, yığınlarda oluşan öfke ve hoşnutsuzluğu  sistem içerisinde tutmak, bu tepkilerin sistem dışına çıkmaması için kullanılacak en akla yatkın kavram DEMOKRASİ kavramıdır.

Kapitalizmin sonunun geldiği dayandığı , kendini ekonomik ve siyasal olarak üretemediği bu evrede Demokrasi söylemi altında, yığınları sistem içi çözümlerle oyalamak, Burjuvazinin ekmeğine yağ sürmektir.

Liberallerin en sık kullandığı kavram, nasıl olabiliyorsa  ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ kavramıdır.
Tabi bu kavram HERKESE DEMOKRASİ kavramından bağımsız değildir.

Demokrasinin başına ÖZGÜRLÜKÇÜ takısını taktığınızda, nasıl ki HERKES İÇİN DEMOKRASİ diyebiliyorsanız, toplumda ki sınıflar içinde HERKESE ÖZGÜRLÜK diyebilirsiniz.
Ancak içerisinde yaşanılan sınıflı toplumlarda, karşıt sınıflar içerisinde, bir sınıf için ÖZGÜRLÜK, diğer sınıf için TUTSAKLIK anlamına gelir ve bu gerçek ortaya sürdüğünüz bu tezi baştan çürütür.

Lenin Demokrasi ile Özgürlük kavramının birbiriyle bağdaşmayan iki kavram olduğunu söyler bizlere.

“Çoğunlukla “özgürlük” ve “demokrasi” kavramlarının aynı anlama geldikleri kabul edilir ve sık sık birinin yerine öteki kullanılır. (Başlarında Kautsky, Plehanov ve avenesi olmak üzere) vülger Marksistler de bu konuda aynen böyle düşünmektedirler. Gerçekte ise demokrasi özgürlükle bağdaşmaz. Gelişmenin diyalektiği (ileriye doğru seyri) şöyledir: mutlakiyetten burjuva demokrasisine; burjuva demokrasisinden proleter demokrasisine; proleter demokrasisinden demokrasisizliğe.”(Gotha Programının Eleştirisi Üzerine).

Bu alıntıdan anladığımız, proleter demokrasinin sönümlendiği, yani toplumdaki sınıfların ve de varlık nedeni bu sınıflara bağlı DEVLETİN ortadan kalktığı SINIFSIZ VE DEVLETSİZ KOMÜNİST TOPLUMDA DEMOKRASİNİN DE olmadığıdır.

Komünist Toplum DEMOKRASİSİZ bir toplumdur.
DEMOKRASİSİZ bu toplum insanlığın gerçek ÖZGÜRLÜĞE kavuştuğu, zorunlulukların ötesine geçtiği bir toplumdur.

veda

 Kayıtlı

Yeryüzüne tohum gibi saçmışım ölülerimi, kimi odesada yatar, kimi prag\’da, istanbul\’da kimi.
En sevdiğim memleket yeryüzüdür, sıram gelince yeryüzüyle örtün üzerimi…NAZIM HİKMET

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu