Genel

DEMOKRASİYİ KAZANMANIN YOLU SEÇİMLER VE SANDIK MI?

seçim sandığı resmi ile ilgili görsel sonucu

Umut İLERİ

“Siyasal ilkeler açısından seçimlerin demokrasinin kazanılması ve bir mücadele biçimi olarak ele alındığı noktadan gündeme getirilmesi, bu konuyu bir oyun ve güdümleme olmaktan çıkarıp, emekçi kitlesinin, ezilenlerin bir mücadele biçimine dönüşebilecektir.” (Mehmet Tosun “Sandık Döngüsü ve Demokrasi”)Yukarıda ki alıntı, Mehmet Tosun adlı kişinin Politika Gazetesinin 60 sayıda ki“Sandık Döngüsü ve Demokrasi” başlıklı yazısından.

Görülüyor ki ülke gündemindeki önümüzdeki günlerde, erken yada zamanında yapılacak Seçimler yer alacak. Sol kesim içerisinde de sandıktan ve seçimlerden, Hak, Hukuk, Adalet ve Demokrasi beklentisi içerisinde olanlar var.

Ne yapacakmışız; seçimleri Demokrasiyi kazanmak kapsamında bir mücadele biçimi olarak ele alacakmışız! Seçimleri bir oyun olmaktan çıkarıp, ezilen kitlelerin, emekçilerin bir mücadele biçimi olarak görmeliymişiz!Nasıl olacak o iş?

Seçimler bu vurgun ve talan düzenini sürdürebilmek için, düzen dışı hareketlerin önünü kesmek için Burjuva Siyaset Sahnesinde ortaya konmuş bir oyun. Komünistlerin bu oyun içerisinde yer almaları kendi kimliklerini inkar etme anlamına gelir.

Seçimlerin bunun ötesinde hiç bir anlamı yok. Bunu da Marksizm’in ustaları çok önceden ifade etmiş.

Marksizm’in ustalarının Seçimler konusunda ne dediklerine geçmeden önce Genel Oy Hakkının, uzun süreli mücadeleler sonrası kazanılmış bir hak olduğunu teslim edelim. Ancak bu hakkın kazanıldığı tarihten bu yana yaklaşık iki asır geçti!

Bakalım Marksizm’in ustaları Seçimler için ne demiş; Seçimler “her üç ya da altı yılda bir, parlamentoda halkı yönetici sınıfın hangi üyesinin ‘temsil edeceğini ve ayaklar altına alacağını gösterir” Marks

“genel oy hakkı, işçi sınıfının olgunluğunu ölçmeyi sağlayan bir göstergedir. Bu gün ki modern devlet içinde bundan daha fazla hiç bir şey olamaz ve hiç bir zaman da olmayacaktır” Engels. Çok net değil mi, Marks’ın ve Engels’in söyledikleri.

Bu söylemlerde Demokrasinin kazanımı gibi bir olguya rastlayabiliyor muyuz? Bu Demokrasiyi kazanmanın yolu, Seçimler ve Sandık mı oluyor? Anlaşılan burada kast edilen Burjuva Demokrasisi ve amaçlanan Seçimler aracılığıyla Burjuva Demokrasisine geri dönmek. Ancak bu arkadaşın unuttuğu, o günleri çok geride bıraktığımız.

Kapitalizmin tarihsel sınırlarına geldiği dayandığı, kendini ekonomik ve siyasal olarak üretemediği bir evrede hep söylediğimiz artık Burjuva Demokrasisine geri dönüş yok.

Ne yapacağız şimdi, birilerinin dediği gibi Bayrağı Burjuvazinin elinden aldık ona sahip çıkıyor ve savunuyoruz diyerek şimdi de Burjuvazinin Demokrasisini sahiplenip ona sahip mi çıkacağız?

Bizim kendi değerlerimiz, sahipleneceğimiz uğruna yaşamlarımızı gerekirse feda edeceğimiz değerlerimiz, kendi Bayrağımız( KIZIL BAYRAK), kendi Demokrasimiz(PROLETER DEMOKRASİ) yok mu?

Bizim görevimiz kendi değerlerimiz için mücadele etmek değil mi? Hep mi birilerinin kuyruğuna takılıp onların değerlerinin peşinden koşacağız “kraldan çok kralcı” misali bizim olmayan değerleri mi savunacağız! Yıllardır bunu denedik ama her defasında kafamızı duvara tosladık. Kapitalizmi tüm kurumlarıyla karşıya almadan bu soygun ve talan düzeninden kurtuluş yok.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu