BölgeGenelPolitika

Pkk terör listesinden çıkarılıyor mu?

Uzun bir süreden beri Batılı devletlerde, PKK terör listesinden çıkarılsın mı, kalsın mı tartışması vardı.

Hasan H. Yıldırım & Hussein ErkanFotoğraf açıklaması yok.

Uzun bir süreden beri Batılı devletlerde, PKK terör listesinden çıkarılsın mı, kalsın mı tartışması vardı. Yanı sıra zaten Rusya, Çin, Hindistan, İsviçre, Mısır, İsrail, Tunus, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri vs. PKK’yi terör örgütü olarak kabul etmeyen ülkelerden bazılarıdır.
Aslına bakılırsa Batı sistemi PKK’yi terör listesinden çıkarmayı çoktan karar vermişti. Bilindiği üzere Batı sistemi, Batı değerleri konusunda kendi içinde eş güdüm olarak çalışır. Bir konuda karar vermek istediklerinde bunu ilk önce ya bir devlet veya bir kurumu ile gündeme sokar. Süreç içinde bu karar herkes tarafından emsal olarak kabul görür. PKK meselesi de bunlardan biridir.
İlk stard, Belçika mahkemesi kararıyla gündeme sokuldu. Bunu Japonya’nın iç istihbarat servisi Kamu Güvenliği İstihbarat Ajansı (PSIA), devam ettirdi ve en son olarak ABD’deki, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi, yani yani The Center for Strategic and International Studies (CSIS) düşünce kuruluşuyla sürdürdü.
Bilindiği üzere Belçika Federal Savcılığı, 2010 yılında “PKK üyeliği, örgüt faaliyetlerine katılma, finanse etme ve örgüt propagandası yapma suçlamamasıyla 35 sanık ve bir şirket hakkında” bir soruşturma başlattı. Soruşturma sonrası dava Brüksel Alt Mahkemesi (Eyalet temyiz mahkemesi)’de, görüldü.
Mahkeme, 8 Mart 2019 yılında aldığı kararla sorunun “Türk silahlı kuvvetleri ile Kürt silahlı güçleri arasında bir bölgenin yerel meselesi, PKK’nin terör örgütü olarak değerlendirilemeyeceği, yargılananların terör kapsamında görülemeyeceği”, buradan hareketle “Belçika mahkemelerinin bu davaya bakmaya yetkisi olmadığına” hükmetti. Belçika Temiz Mahkemesi, kararı onayladı.
PKK’nin avukatı Jan Fermon, karar hakkında şu değerlendirmede bulundu. “PKK’nin terörist örgüt olmadığı, bir iç savaşın parçası olduğunu, önemli bir karar olduğunu düşünüyorum. PKK’ye ilişkin uzun bir tartışma vardı. Uluslararası hukuka uygun bir karar olduğunu düşünüyorum. Adil bir karar. Avrupa bazında, Kürt sorununa siyasi bir çözüm konusunda katkı sağlayacağını umuyorum. Mahkeme, PKK’nin terörist olmadığına hükmetmesi Avrupa açısından bir kapı açtı. Avrupa’nın ciddi anlamda bir siyasi çözüme yoğunlaşmasının yolu açıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu dava PKK lehine “Ariadna Davası” olarak tarihe geçti. Belçika Mahkemeleri’nde bu yönlü PKK lehine sonuçlanan beş dava daha var. PKK lehine sonuçlanan bu dosyalar sadece Belçika’nın kararı olarak bakmamak gerekir. Genel olarak Batı sisteminin kararı olarak görmek gerekir. Batı sisteminin beyni ABD ise, kalbide Brüksel’de atmaktadır.
Bu ilk adım oldu. İkinci adım, Japonya’nın İç İstihbarat Servisi resmi internet sitesinde yasaklı örgütler listesinden PKK’yi çıkarmak oldu.
Japonya’nın iç istihbarat servisi Kamu Güvenliği İstihbarat Ajansı (PSIA), 17 Ocak 2023’te resmi internet sitesinde terör örgütlerini sıraladığı bir listeyi yeniledi. PSIA, daha evvel “PKK, ‘başlıca uluslararası terör örgütleri’” kategorisinde yer veriyordu. Son olarak aldığı bu kararla PKK terör listesinden çıkarıldı. Bu karar sadece Japonya’nın değil, Batı sisteminin kararıdır. Çünkü Japonya, Batı sisteminin öncüsü ABD’nin müttefiki olmaktan öte stratejik müttefikidir. ABD’den habersiz böyle bir karar almaz.
Üçüncü adım, ABD’deki bir düşünce kuruluşu olan Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi, yani The Center for Strategic and International Studies (CSIS) bir raporla atıldı. CSIS, ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri. Sıradan bir kuruluş değil. Pentagon tarafından kurulan ve finanse edilen bir kuruluş. Bir anlamıyla bu düşünce kuruluşun raporlarını Pentagon’un resmi görüşü olarak algılamak mümkün. Savunma ve ulusal güvenlik, CSIS’ın öne çıktığı çalışma alanları arasında yer alıyor.
CSIS, Küresel Terörizm Tehdit Değerlendirmesi 2024 yani İngilizce “Global Terorism Threat Assessment 2024” başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda birçok devlet ve örgüt değerlendirmesi var. Ayrıca PKK ile ilgili geniş bir bölüm de var. Söz konusu raporda, “PKK, ABD ve Müttefiklerine Tehdit Değil” sonucuna varılmış.
Söz konusu raporda böylesi bir sonucun çıkması önemlidir. Hele CSIS’nin vermesi daha önemlidir. Çünkü CSIS demek pentagon demek, pentagon demek ABD demektir.
Raporda PKK ile ilgili şu cümleler yer alıyor: “PKK Türkiye dışındaki batılı devletlere tehdit oluşturmuyor. Başlangıçta Marksist-Leninist olan bu grup, Soğuk Savaş sonrasında ABD yanlısı eğilimler geliştirdi. PKK lideri Abdullah Öcalan 1998’de, Suriye’den çıkartılmasından az önce verdiği bir mülakatta komünizmi reddetti ve ‘ABD’nin gelişmeyi temsil ettiğini’ söyledi.”
“PKK ideolojisinde ABD’ye tehdit oluşturan hiçbir şey yok. Soğuk savaş boyunca bir NATO üyesi ile savaşan Marksist-Leninist bir örgüt olmasına rağmen Birleşik Devletler vatandaşlarına veya üstlerine karşı saldırı tarihi yok.”
“PKK, Batı için bir tehdit oluşturmuyor, demokratik bir ideolojiyi benimsemekte ve Türkiye’nin bütünlüğüne ‘anlamlı bir tehdit’ oluşturmamakta.”
Raporda, “Türkiye, ABD destekli Suriye Savunma Güçlerinin (SDF) önemli bölümünü oluşturan YPG dahil Kürt milliyetçi gruplarına karşı retoriğini sertleştirdi.”
Bu durumu değerlendiren rapor yazarları, Türkiye’ye şu uyarıda bulundu:
“PKK’ya bağlı gruplar Birleşik Devletlerden doğrudan destek alıyorlar ve onun koruması altındalar. Birleşik Devletler PYD’yi korumak için bir NATO üyesiyle savaşmayacak olsa da, ABD yetkilileri ABD’ye bağlı bir kontr-terörist gücün Türk ordusu tarafından yıkımına izin veremez ve bundan kaçınmak için diplomatik baskı uygular. Sonuç şudur ki, Kürt güçleri ABD’nin kontr-terörizm savaşında önemli bir müttefiki olduğu sürece, Türkiye PKK’yı ortadan kaldırma umuduna kapılmamalı.”
Raporda ayrıca, “Türkiye’nin PKK’ye karşı sürdürdüğü operasyonlarla bölgedeki istikrarı baltaladığı”na dikkat çekmektedir. Bunun üzerine Türkiye The Center for Strategic and International Studies (CSIS), “Derin Amerikan” olarak değerlendirdi.
Bu gelişmelere bakıldığında Batılı devletler, PKK’yi terör listesinden çıkaracaklar. Zaten hepsinin açık veya gizli olarak PKK ile ilişkileri vardır. Sonunda PKK’yi terör listesinden çıkarıp bunu resmileştirecekler.
Sorunla ilişkili olduğundan dolayı şu duruma da bir açıklık getirmek istiyoruz. Bilindiği üzere Abdullah Öcalan 25 senedir tutuklu. Hem uluslararası hem Türk yasalarına göre bir kişi ağırlaştırılmış cezada alsa 25 seneyi doldurduğun da serbest bırakılma mecburiyeti var. Bu süre en son 30 yılla kadar uzatılabilir. Mahkûm 25 sene yatıktan sonra her sene durumu değerlendirilir. 25 sene sonunda içerde ağır bir suç işlememişse bırakılabildiği gibi 30 seneye kadarda içerde tutulabilir. Bu durumu hem Türkiye kendi içinde hem de Batılı devletlerle de müzakere etmektedır. Sorun tutukluğu bitikten sonra Abdullah Öcalan’a ne gibi bir statü verileceğidir. Bilinmeyen boyut budur.
6 Mart 2024

Erdoğan Ateşin

Profilinizi oluşturmak için, biraz hayat hikayenizi anlatın. Bu alan, herkesçe görünebilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu