Genel

15’LERİ ANIYORUZ

KARAKIŞIN ORTASINDA
ONBEŞ KIZIL GÜL
Karakışın ortasında
karanlık bir geceydi,
Ocak ayının yirmi sekizi
bin dokuzyüz yirmibir,
Onbeş gök çiçeği
onbeş sevda neferi
küçücük bir gemideydi.
Karanlık bir gece
ortasında karaköpüklü suların,
Yıldızlar parıl parıl önlerinde kuzeyde
Bir ala şafaktır sökmüş gelir önlerinden kuzeyden
Arkaları kış kıyamet güneyde
binbir çeşit puşt tuzakları güneyde
dört yandan uluyarak saldırır kara kurtlar
dört yönleri sarılmış kara namlularla,
Yapraksız kuru bir daldaydılar
kara sularda karanlıkla kavgadaydılar…
Karanlık bir geceydi
onbeş sevdalı yürek çekildi dara,
Onbeş çırpınan yürek gömüldü
geride binlerce kanayan yürek bırakarak
kanlı karanlık sulara…
Ne zaman anımsasam bu kanlı suları
zulüm gelir aklıma
kan uykularda
yoksulları tırpanlayan,
Kalleş katliamlar gelir dağ başlarında
ve soykırımlar, kasapça halkları boğazlayan.
Aç ve çıplak çocukları Anadolunun
yoksulları, işsizleri, sürgünleri
sefil edilmiş insanlar gelir aklıma
toz toprak içinde
çamur kar içinde
lime lime üstleri
bin yerinden kanayan yürekler gibi
emsiz, umarsız, yara bere içinde
ölüm çukurlarından bakar gözleri…
Ne zaman anımsasam bu kara dalgaları
darağaçları gelir aklıma
dizi dizi insanlar sallanan
kale kapısında Diyar-ı bekirde,
ve Dersimde
zincire vurulu canlar,
1 Mayıs meydanları
işkence odaları…
Sonra kanlı sularıyla Munzur
kömür ocakları
demir yolları
ve de sınır boylarında rivayet sanılan
dom dom kurşunları…
Ne zaman anımsasam bu kalleş saldırıyı
önce burkulur içim
koyu bir kan sıçrar beynime
yürek kabarır,
“Dişe diş” derim “silaha silah”
Gösteriler
daha hızlı döver asfaltın bağrını
beyinler uykuda daha uyanık
ve grevler militancadır..!
GAZETE KÖK/AVUSTRALYA
Hüseyin Biçer

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu