Gündem

AHMET H. KIRIM -“KATİL SİSİ” DEN “KARDEŞİM SİSİ” YE

AHMET H. KIRIM

 

Ölen müvekkillerini andı, hakkında 'örgüt propagandası ...  AHMET H. KIRIM

 

“KATİL SİSİ” DEN “KARDEŞİM SİSİ” YE

Cumhurbaşkanı Erdoğan,2 sene süren istikşafi görüşmelerden sonra nihayet sadarete kabul edildi. Geçen hafta günü birlik Mısır ziyareti yapan Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile birkaç saat görüştü. Böylece 2013 ve sonrasında defalarca “katil” dediği Sisinin ayağına giderek yeni bir “U” dönüşüne daha imza atmış oldu. Malum olduğu üzere daha önce de cinayetle suçladığı Suudi Arabistan’a ve Feto’nun temmuz “darbesinin” finansörü dediği BAE’ye gitmişti.
Taraflar görüşmüş olsa da bu durum her şeyin bir anda düzeleceği anlamı taşımıyor. Zaten Türkiye Mısır ilişkileri, bugünkü kadar kötü olmasa da ne BAAS döneminde ne de ondan sonra iyi olmadı. Taraflar arasında siyasi, ekonomik çıkar çatışması nedeniyle çözümü çok zor sorunlar var. Bir kere Mısır, enerji geçiş yolu stratejik Süveyş kanalı,110 milyon nüfusu, merkezi ülke konumu itibariyle Arap coğrafyasında son derece önemli bir konuma sahip. Arap dünyasında özgül ağırlığı var. Mısır, alt emperyalistleşme yolunda olan ve Osmanlının bakiyesi olarak gördüğü Arap topraklarında “at oynatma” heveslisi Türkiye’nin bölgede varlığını ulusal çıkarlarına tehdit olarak görüyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’da Mısır ile kavga etmeye çalışmak, ona ağabeylik taslamak bölgesel konumda gerilemeye yol açar. Nitekim öyle de oldu.
Baştan söyleyelim ki ilişkilerin düşmanlık boyutuna gelmesinde Erdoğan’ın maceracı , ideolojik saplantılı politikaları belirleyici oldu. Erdoğan Türkiye’si ile Mısır arasındaki iki temel sorun Libya ve Müslüman Kardeşler politikalarıdır. Bu birbirleriyle bağlantılı iki noktadaki anlaşmazlık üçüncüye zemin hazırladı. Sonuçta Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de çıkarları da Erdoğan sayesinde ciddi anlamda zarar gördü.
Türkiye Mısır ilişkileri Arap Baharı denilen süreçte koptu. Türkiye Mısır’da Tahrir meydanındaki isyan sürecine doğrudan katılan ülkelerden birisiydi. Arap Baharı sürecinde Batı ile birlikte hareket eden Ankara, Tunus, Mısır ve Suriye’de Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesi için tüm imkanlarını kullandı. Hatta Mursi’nin Cumhurbaşkanı olmasından sonra onun akıl hocalığına soyundu.ABD elebaşılığındaki emperyalizmin Mursi şahsında ılımlı İslam deneyiminden vazgeçmesinden sonra Mursi Sisi tarafından askeri bir darbe ile devrildi.Öngörü yoksunu Erdoğan bu değişimi göremedi ve askeri cuntaya en büyük tepkiyi, Müslüman Kardeşlere ideolojik olarak yakın Erdoğan verdi.Türkiye Müslüman Kardeşler kadrolarının yeni adreslerinden biri oldu.Muhaliflere Mısır rejimi aleyhine yayın yapan TV.kanalları kurdurdu.
Diğer temel soruna gelince: Türkiye Libya’da Batı’daki Ulusal Mutabakat Hükümetini destekliyor. Mevcut hükümet ile deniz yetki ve hidrokarbon anlaşmaları yapıp geçici askeri üs de kurdu. Libya’nın komşusu Mısır ise, Suudi Arabistan ve BAE ile birlikte, Doğu’da yönetimi elinde tutan General Hafter’i destekliyor. Türkiye’nin Libya’daki faaliyetleri Libya’ya karadan ve denizden komşu olan Mısır’ı fazlasıyla rahatsız ediyor. Türkiye’nin Libya’da alan kazanması sadece Mısır’ı değil BAE ve Suudi Arabistan’ı n da tepkisini çekiyor. Libya’da askeri üs edinme planları, Müslüman Kardeşlerin Libya kolunu güçlendirme çabası ve Libya’nın Trablus kanadıyla, uluslararası hukuku hiçe sayarak deniz yetki alanları anlaşması gibi oyun bozucu stratejik anlaşmalar imzalaması Kahire’de ulusal çıkarlara
SAYFA 2
yönelik tehdit olarak görüldü ve not edildi. Erdoğan’ın, güneyindeki Rojova oluşumunu ulusal çıkarlarına tehdit olarak görüp hemen hergün SİHA’larla Kürtleri katlederken, konu Libya olunca Mısır’ın hassasiyetlerini kale almaması tutarsızlığının, ikili karakterinin tipik bir örneğidir.
Bu iki ana sorun yanında Türkiye’nin Kızıldeniz’deki girişimleri, Nil nehri üzerinde yapılacak Rönesans barajı yüzünden nerdeyse savaş açmakla tehdit ettiği Etiyopya iç savaşında Türkiye’nin Etiyopya’ya SİHA tedariki Mısır’ın nevrini döndüren dinamitlerdi.
Tüm bu hadsiz ve maceracı politikalar yüzünden Türkiye, Mısır, İsrail, Ürdün, Kıbrıs,Yunanistan gibi 6 ülkenin dahil olduğu Doğu Akdeniz gaz forumundan dışlandı. Büyük bir başarı(!) ile Doğu Akdeniz’deki doğalgaz çıkarma tartışmasında, bölgesel rakiplerini bir araya getirdi. Libya’da da işler tersine döndü. Fransa’nın tehditlerine göğüs geremeyip Mavi vatan hayalinden vazgeçildi.
İçerde ekonomik olarak iflas etmiş ve sıcak paraya acilen ihtiyaç duyan Erdoğan iktidarı dış politikadaki çapsızlığıyla da çıkmaza girince çareyi onursuzca Suudi Arabistan, BAE ile şimdide Mısır ile uzlaşmakta buldu. Önce Müslüman Kardeşlerin TV.sini kapattı.Sonra MK kadrolarını kapı dışarı etti. Bingazi’de konsolosluk açmaya karar verdi. Şimdi de “Medine dilencisi” gibi para için Ortadoğu da dört dönüyor. Ülkeyi müflis bir tüccara döndüren AKP İktidarı telafisi mümkün olmayan zararlar verdi ve başta kaldıkça Türkiye’yi daha çok badireler bekliyor.21.02.2024

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu